Susmanın İkinci Yüzü

0
168

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Zaman susma zamanı bendeniz için. Çünkü kalabalık içim; sımsıkı susacak kadar kalabalık. Ve şiir konuşsun istedim bugün. Ve şimdilik sağlık, sevgi, birlik ve beraberlikle kalalım sevgili okuyucularım. Yase

& & & & &

Şimdi bütün anmalar bir susmanın içinde… Şimdi bütün susmalar bir odanın içinde… Anlatmaya bir sözcük, bir bakış arıyorlar, önce sakladıkları, bir adamın içinde.

Seni Saklayacağım 

Seni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde, şarkılarımda, sözlerimde. Sen kalacaksın kimse bilmeyecek. Ve kimseler görmeyecek seni, yaşayacaksın gözlerimde. Sen göreceksin, duyacaksın. Parıldayan bir sevgi sıcaklığı, uyuyacak, uyanacaksın. Bakacaksın, benzemiyor gelen günler geçenlere, dalacaksın. Bir sevgiyi anlamak, bir yaşam harcamaktır, harcayacaksın. Seni yaşayacağım, anlatılmaz, yaşayacağım gözlerimde; Gözlerimde saklayacağım. Bir gün, tam anlatmaya… Bakacaksın, gözlerimi kapayacağım… Anlayacaksın.

Özdemir Asaf

Kırmızı Bir Kuştur

Kırmızı bir kuştur soluğum, kumral göklerinde saçlarının… Seni kucağıma alıyorum, tarifsiz uzuyor bacakların… Kırmızı bir at oluyor soluğum, yüzünün yanmasından anlıyorum… Yoksuluz gecelerimiz çok kısa dört nala sevişmek lazım…

Cemal Süreyya

Hüznün Kuşları

Ben bütün hüzünleri denemişim kendimde, canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını… Bir bir denemişim bütün kelimeleri, yeni sözler buldum seni görmeyeli kuliste yarasını saran soytarı gibi seni görmeyeli kasketim eğip üstüne acılarımın sen yüzüne sürgün olduğum kadın… Kardeşim olan gözlerini unutmadım çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat sen tutar kendini incecik sevdirirdin bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa şanssızım diyemem kendi payıma hain bir aşk bu kökü dışarıda olur böyle şeyler ara sıra olur ara sıra…

Cemal Süreyya

Orda Bir Köy Var Uzakta

Orda bir köy var, uzakta O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da O köy bizim köyümüzdür. Orda bir ev var, uzakta O ev bizim evimizdir. Yatmasak da, kalkmasak da O ev bizim evimizdir. Orda bir ses var, uzakta O ses bizim sesimizdir. Duymasak da, tınmasak da O ses bizim sesimizdir. Orda bir dağ var, uzakta O dağ bizim dağımızdır. İnmesek de, çıkmasak da O dağ bizim dağımızdır. Orda bir yol var, uzakta O yol bizim yolumuzdur. Dönmesek de, varmasak da O yol bizim yolumuzdur.

Ahmet Kutsi Tecer

Longwood Gardens

Tabiat Odam

Severim kırlarda ben yaşamayı, on iki ayı. Severim kırların yeşil göğsünü, bütün süsünü. İstemem başımın üzerinde dam, tabiat odam. İstemem topraktan başka bir yatak, kehkeşanlar tak. Kuşlardan savrulan bir incecik tüy, üstümde örtü. Ve aydan kırpılan bütün yıldızlar, rüyamda kızlar. Her sabah neşeyle uyanan bir eş, koynumda güneş. Dallarda ötüşen kuşlar kabilem, bilmezler elem. Ağlarsak bizimle beraber olur, hemşirem yağmur. Sızlarsak bizimle beraber sızlar, kardeşim rüzgâr. İsteyen toplasın binlerce arşın, karlardan kışın. Mutlaka öptürür bağlarda temmuz, çıplak bir omuz. Severim kırlarda ben yaşamayı, on iki ayı. Severim kırların yeşil göğsünü, bütün süsünü. Ölürsem istemem ne yas, ne kefen, ne başka bir fen. Üstümden kalkmasın çimen, çiy, yosun, ruhum uyusun.

Ahmet Kutsi Tecer

Bu Akşam En Hüzünlü Şiir

Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim. Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta. Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı… Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim… Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara. Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim. O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama. Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim. Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi. Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa. Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana Hepsi bu. Uzaklarda şarkı söylüyor biri. Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi… Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana…

Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona, ellere yar olur. Öpmemden önceki gibi… O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla… Artık sevmiyorum ya severim belki yine ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda… Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca… Belki bana verdiği son acıdır bu acı… Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona…

Pablo Neruda

Balıkçı Baki

Baki bakıyordu daldan Balıkçı suya battı, Balıkçı Baki daldı dibe Balıkçı Baki avladı balık, derken Baki daldı, zavallı kuş, Balıkçı çıkarken yüze kıpraşan gümüş yükü ve birkaç damlayla, çünkü Balıkçı Baki beslenir yalnız gökkuşağıyla, suda dalgalanan ışıkla: sonra çöker ve tüketir titreşen balıklarını…

Pablo Neruda

Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin. Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.

Mevlana

Günün Şiiri

Ellerin Avucumda İki Ateş Damlası

Çiçeğinde yeni yeni kamaşan zerdalisi ömrümün,
gülüşümde çekirdeği sertleşmemiş ilk çağlam,
kızım benim, nazım benim,
gurbetelde sazım benim,
yalazlanmış can tanem,
körpe dalım bir tanem..
Sisini gözlerimin, içimdeki dumanı
seziverdin de sanki
acılandın uykunda,
sızlandın huysuzlandın..
Dudakların kurumuş, ter içindesin yavrum!
Kolsuz kanatsız kalmış
geceden beri başucundayım..
Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük
kabukları koparılmış yaralar gibi
uğulduyor beynimde..
itiraf etmeliyim ki yavrum
çekip gitse de bir bir
ekmeğe, özgürlüğe,  insanlık ve hayata dair
içimi dişleyen düşünceler,
senin bir gülücüğün şimdi
yaşamam için bana yeter.
Geceden beri başucundayım..
İşte, sabaha dayandı gün!
Aşsız, işsiz, kuruşsuz
bir ıssız bayırdayım.
Bebeğim, canımın kıvırcığı,
boranda fırtınada sürgün  vermiş tomurcuk,
üzüm tanem, nar tanem,
acar yanım, bir tanem..
Kim kime, dum duma bir tufandayız;
günlerin ağzında kara bir gül
dikenleri tenimize dayanmış;
ürkütülmüş, sarılmış, acıyla sınanmışız..
İnim inim uykunda nasıl da yalnız
yanıyor yüzün yavrum,
yüreciğin kaşlarında tütüyor,
ellerin avcumda iki ateş damlası,
tutuşmuş rüyaların, sesin duyulmaz,
kendi kollarımızdan başka
saranımız yok bizim..
Yazım benim, güzüm benim,
yemin olmuş sözüm benim;
sana kuş bulmalıyım
sana düş bulmalıyım
gidip iş bulmalıyım..
Koynunda çırpınırken böyle çaresiz
kahrınla tanıştırdın bizi ey hayat
zehrinle tanıştırdın;
alışılmaz bildiğimiz nefrete alıştırdın!
Onurumuz:
senin için sakladığım tek servetim bu yavrum;
süt olmaz, aş olmaz, iş olmaz onurumuz..
sızım benim, gizim benim,
gurbetelde izim benim;
ateş almış taş altında kalmışız,
gün olur hesabını sorarız elbet.

Nihat BEHRAM

Özlü Sözler

Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun Martı sevdiği denizden asla vazgeçmez.

Albert Camus

Mutlu insanlar; her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir.

Charles Bukowski

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here