Değerli okurlarım, dünkü sayımızda özellikle ulusal TV’lerde yayınlanan spor programlarının bilgiden, öğreticilikten çok uzak olduğunu, aynı zamanda tembellikten öte gitmeyen, monoton programlar izlettirildiğinden yakınmıştım.
Haaa… Birisi hariç. Neden? Çünkü o spor programında da (eminim izliyorsunuzdur) Küfür Edebiyatınız tavan yapıyordur. Birisi dolduruşa getiriyor, öbürü ver yansın ediyor. Tenkitlerle dolu programlar, eleştirilerle taşan spor yayıncılığı. Her hangi konuda, tabi ki spor konularında, mantıklı öneriler yok, bulamazsınız. Hepsi de ‘seviyeli (!) programlar’ yapıyorlar. Ne diyelim yolları açık olsun…
Peki, bizim yerel basındaki durum nasıl? El alemi sağından solundan çekip yamuklaştırdık ama bizim durumumuz da yürekler acısı. Yıllar önce bağıra çağıra ya da yalvar yakar bir basın tribünü yapılmasına önayak olduk. Oraya basın mensupları otursunlar diye. Ayrıca, deplasman takımıyla gelen gazeteci arkadaşlar rahat edip, rahat yayın yapsınlar diye. Basın tribünü garip bir yer olmuş. Kimi ararsanız orada mevcut… Basınla ilgisi olmayanlar sorgusuz sualsiz gelip kapıda dikiliyor.
Sporda değişim güzeldir diyoruz ama spora gelinceye kadar değişecek o kadar çok şeyler var ki, inanın ya da inanmayın, saymakla bitmez. Biz önce düşüncede kendimizi değiştirmeliyiz. Başkalarını rahatsız ettiğimizde üzüntü duyup, özür dilemeyi becerebilmeliyiz. Özür dileyen küçülmez, karşı kişi de büyümez. Tabi, bu bir kültür meselesi… Başbakan öyle yaparsa, biz neler yapmayız!
Sporda değişim güzeldir diyoruz ya spor yayıncılığı sporseverleri bilgilendirir diyoruz ya… Diyoruz ama bizde icraat yok. Örneğin, Süper Amatör Lig’de top koşturan takımlarımızın konumu hakkında bilgi veren var mı? O müsabakalarla ilgili, bir yorum, uyarı, diyalog var mı? Özellikle, Körfez İskenderunspor’un maçlarından sonra, bir yorum görebiliyor musunuz?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
