Okuma Sevinci

0
53

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Okumanın ve yazmanın dayanılmaz mutluluğu içindeyim yeni yıla girdiğimiz ilk dakikadan beri. Çizmek , renklerle haşır neşir  olmak çok güzel ama okumak ve yazmak bendeniz için yaşam amacı. Okumayı  öğrendiğimden beri  yaşamımı  bu ikili  şekillendirdi. Kendimi seviyorum çünkü hayatın getirdiklerinden ve bazen dayattıklarından bu sayede gereken dersleri çıkarabildiğimi sanıyorum. Ve bu ikiliden  yaşamım boyunca ayrılmadım. Bazen ihmal ettim  ama her defasında açlığım büyüyerek döndüm geldim ve her gelişimde yeniden can buldum onlarla.

Ve bu yüzden bu günlerde “seni iyi gördüm” diyenlerin sayısı çok. Bende öyle algılıyorum. Ve sürekli yenilendiğimi… Okumak, araştırmak, bilmek, öğrenmek, öğretmek paha biçilmez değerler. Bütün gün bilgisayarda oyun oynayan yetişkinler ve gençler görüyorum. Kuşkusuz onlarında belli bir yararı vardır ancak yinede bana göre kutsal olan zamanı boşa harcıyorlar. “Her lisan bir insan” der atasözü.

Bendeniz de “her kitap bir dünya, hatta içindeki olaylar kişiler ve karakterleri ile birkaç dünya” İnternette geçirdiğimiz zamanın en azından bir saatini okumaya ayırsak baya bir yol alabiliriz çünkü okudukça okumak ve araştırmak isteriz. Bu gerçekten zor değil. Birçok arkadaşım “sıkılıyorum” diyor. Okumaktan. Ama onlara kütüphanemden ilgilerini çekebileceğini sandığım  bir kitap verince iki günde okuyup yensin istiyorlar! Burada anahtar cümle “ilgisini çekmek” oluyor. Hepimizin bir ilgi odağı vardır muhakkak. Önemli olan bunu ortaya çıkarmak… Eminim ki okumaya başlayan birisi kısa zamanda bakacak ki ilgisini daha bir sürü konu çekiyor. Bu yüzden kendimize ket vurmadan kitapçılara gidip  en azından kitap isimlerini okuyarak zaman geçirmeye çalışalım.

Ve çocuklarımıza bunu öğretelim. Tablete bir sürü kitap yükledim. Artık el kütüphanem var. İstediğim yerde okuyabiliyorum. Oh  ya bu ne rahatlık kardeşim İstanbul’dan arıyor kitap adı soruyor “okumasını önereceğim bir kitap ya da kitaplar” “Sende varsa gönder” diyor. “Kargo parası ile yenisini alırsın” diyorum “ama kokusunu alamam” diyor.

Ve sevgili okuyucularım kitabı buldu kokusunu arıyor! Kardeşim! Ama haklı o koku hemen oluşmuyor ki, kitabı  önce sevgiyle satın alıp  eve getirmeniz, evinizin, elinizin dokunuşunu, kokusunu alması lazım. Sonra bulunduğu mekânda soluması, güneşi, karanlığı, tahtaların, halıların kokusunu alarak demlenmesi sayfaların içine yerleştirdiğimiz çiçekler ve sakladığımız paralarla özleşmesi ve nihayet o kitabın sayfalarının kıvrılması ve sarması gerekiyor ki. Yani bunun için tabi ki zaman lazım. Parfüm çıkarmak gibi…

Şimdi kardeşime “Yani şimdi kitabı buldun kokusu da hazır ama kendi kitabını ve kokusunu kendi kütüphanende  oluştur” diyebiliriz. Ve sevgili okuyucularım. Ve şimdilik sağlık, sevgi ile hep birlikte kalalım diyorum. Okuyarak, yazarak… Yase

& & & & &

William Shakespeare’den güzel sözler okuyalım biraz da…

-İhanete uğramanın acısını yalnız hainler bilir.

-Kadınlar güller gibidir, bir defa açıldılar mı, yaprakları hemen dökülmeye başlar.

-Ayrılmanın gökteki yıldızlar kadar çeşidi vardır.

-Sevgilim doğruyu söylediğine yemin ederse, ona inanırım. Yalan söylediğini bildiğim halde.

-Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir. Aşk gözle değil ruhla görülür.

-Yiğitlik intikam almak değil , tahammül etmektir.

-Gürültü için akordu bozmak yeter.

-Yağmuru sevdiğini söylüyorsun ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun, güneşi sevdiğini söylüyorsun ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun, rüzgarı sevdiğini söylüyorsun rüzgar çıkınca pencereni örtüyorsun. İşte bundan korkuyorum çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun.

-Şeytan bir günah işleteceği zaman, işe, bu günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar. Acaba bu yarayı hep ağır, ağır iyileştiren de nedir?

-Ah! Bu kadar okudum, bu kadar öykü ya da destan duydum, aşkın yolu asla düz gitmiyor.

-Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.

-Aslında hiç bir şey iyi veya kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında düşündüğümüze bağlıdır.

-Aslında bizler rüyaların yapıldığı kumaştanız!

-Aşk bir deliliktir.

-Bazı yıkılışlar, daha parlak kalkınışların teşvikçisidir.

-Bir iftira başka iftiraları doğurur.

-Buz kadar lekesiz, kar kadar temiz olsan bile iftiradan kurtulamazsın.

-Cehalet Tanrının laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır.

-Cehennem boş.Tüm şeytanlar buradadır..

-Daha iyi, iyinin düşmanıdır.

-Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için Shakespeare’e gönderdiğinde yazarın verdiği cevap; “-Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın.”

Günün Şiiri 

La 

Kendini tanıtacak bir adın yoksa,

“şeytan” diyelim sana.

Parmağınız ağarmaya görsün

Ağrıya boğar bütün sağlam uzuvlarınızı

Tanrı bana yardım etsin

Kötülüklerden kötülük değil,

Ders çıkartmayı öğretsin.

66. Sone

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancların en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken bozulmuş mertlik,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e,
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız koymak var, o koyuyor adama.

2. Sone

Çökünce artık kaşlarına bir kırk yılı kışın,
Derin derin çukurlar açar o güzel çehre:
Sonra gençken giydiklerine değişir bakışın,
Günahın, sendeler tutunur soysuz bir değere.
O zaman sorarlar: ‘Nerde o güzelliğin dupduru,
El üstünde tutuğun günler nerede ışıldar?’
De ki:‘Kendi içine çöktü gözümün çukuru
Lüzumsuzca bir övgüdür, duyduğum bütün ar;
Güzel olabildiğincedir yapılan iltifat.’
Cevaplarsın:’Çocuğumdur adillerin adili,
Bahanemi kabul görüp eder bana hep dikkat. ‘
Güzelliğini benden almasıdır buna delili!
Yineler o her eskidiğinde dört yanını,
Soğuğu duyunca görürsün o ılık kanını.

8. Sone

Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer?

Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın:

Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler,

Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın:

Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak,

Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden;

Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak

Kader ya da varlığın bozulması yüzünden;

Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,

Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda;

Gölgesindesin diye ecel caka satamaz

Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:

İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir,

Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.

William Shakespeare 

Günün Sözü 

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.

William Shakespeare

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here