Öğretmenler Günü Kutlu Olsun

0
72

Günaydın sevgili okuyucularım. Nasılsınız bu sabah? Bugün sevgili eli öpülesi fedakâr öğretmenlerimizin günü, ancak bugünlerde Korona hanımın egemenliğinin en baskıcı döneminde olduğumuzdan, onları ancak telefonla ya da mesajla kutlayabiliyoruz. Ve hepimiz aslında mesleğimizi, bayramlarımızı ve kutlamalarımızı tam olarak yapamamanın sıkıntısı ve stresi içindeyiz.  Tabi bu durum geçici ve bizim bu dönmeden öğreneceğimiz çok şeylere olmalı diye düşünüyorum.

Hayat öğrenmekle başlar ve öğrenmekle biter, öğrenmek için yaşayanlara. Birçok kişi yalnızca temel öğretiler içine hapseder kendini ve hayatın öğretisinden habersiz göçer gider. Oysa hayat gözümüzü, güne açtığımız ilk dakikada öğretmeye başlar kendini. Açıksa gönül gözümüz, öğrenmeye yatkınsa yapımız, dibi delik bir kuyudur içimiz öğrendikçe boşluğu büyüyen. Hayat çok zaman öğretirken acımasız olur -bu günlerdeki gibi- çok zamanda çok şefkatli ve naif, öğretme şekli ne olursa olsun o gerçek ve ne büyük öğretici. “Hayat mektebinden mezun oldum” diyenler hayatın öğreticiliğine vurgu yaparlar ancak öğrenmek “mezun oldum bitti” demekle bitmiyor. Gerçek mezunları, hayatı sona erenler ve öğrenmekten bir şekilde vazgeçenlerdir.

Ve hayat öğrenmekle başlar dedik. Ve hayatı okumayı bence ilk olarak öğretmenlerimizden öğreniriz.  Hz. Ali “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demiş. Bu söz öylesine söylenmiş olabilir mi? Bir harf için kırk yıl köle olmak aslında o bir harfin yüklendiği anlamı çözmenin öneminden geçmez mi? Ve gerçekte bu soruyu bile sorabilecek duruma gelmek hayatın öğretisini iyi belemekten geçmez mi? Ve belemeyi öğreten ilk öğretmenlerimiz değil mi?

Bu yüzden her yıl öğretmenler gününü kutlarken biraz daha narinleşiyoruz şefkat sevgi ve saygı yükleniyoruz. Bugün eğer okuyabiliyorsam hayatın öğretisini, bunu öğretmenlerime borçluyum. Ve öğretmenlerim için söylenecek tek sözcük Hz. Ali’nin dediği gibi bir harfe kırk yıl kölelik.  Ancak onlar bunu istemez bilirim. Bir tek anımsanma onlara yeter, bir tek güzel söz onları yeniden gençleştirir.

Bendenizce “Öğretmenler Günü” gün ve haftayla kutlanacak günlerden değil ama yine de özel bir gün ve dikkatleri konu üzerinde yoğunlaştırmak bakımından önemlidir. Geçen yıl -sanki yüz yıl önceymiş gibi- sokağımızdaki okul bayraklarla süslendi. Öğrenciler veliler tatlı bir telaş içindeydi. Bugüne özel ne varsa sergilenmek için çırpınıyorlardı, ben de yeniden öğrenci olmak istemiştim. Sınıfları dolduran öğrenciler arasında oturmak, öğretmenimi can kulağı ile dinlemek.

Her daim öğrenci olduğum için, hayat mektebinde o havayı içimde algılıyorum ve öğrenmelerime saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Ellerinden öpüyorum.

Ve Yüzyıllar öncesinde Diyojen, “Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum…” demiştir. Socrates ise öğretmenin ve öğretmenliğin önemi ile ilgili, “Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü onun eseri hem her şeydir hem de hiçbir şeydir…” demiştir. Ve işte giz burada, Socrates’in dediği gibi “Öğretmenin eseri hem her şeydir hem de hiçbir şeydir. Değerinin her şeydir olması halinde…”

Bir harf için kırk yıl köle olmak gerekir ve bu sözünün taşıdığı anlamın bilinmemesi durumda ise, Bazaroflaşmak gerekir. Ve biz ne yazık ki çoğu zaman bazaroflaşmayı seçiyoruz. Ve sevgili okuyucularım. Bütün öğretmenlerimizin, küçük-büyük görünen-görünmeyen, hepsinin ellerinden saygıyla sevgiyle öpüyorum.

Ve şimdilik sevgiyle, sağlıkla ve hep birlikte kalalım. Çok gerekmiyorsa dışarı çıkmayalım çıkarsak eve hemen dönelim, mesafeyi koruyalım ve maskelerimiz… Tabi ki artık bunları söylemekten çekinir olduk “anladık falan durumlarından” ötürü ancak hala ceza alanlar var maskesiz dolaştıkları için. Yase

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım, Öğretmenler Gününün Kısa Tarihçesine de bir göz atalım…

Türkler, ilk önceleri Göktürk ve Uygur alfabelerini kullanmışlardır. 8. Yüzyıldan itibaren, İslamiyet’in kabul edilmesiyle birlikte Uygur alfabesi bırakılarak Arap alfabesine geçilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i kuran Ulu Önder Atatürk, askeri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştır. Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla, Arap alfabesi yerine Latin alfabesinin kabulü olmuştur. Bu tarihten itibaren yeni harflerin öğrenilmesi ve okuryazar sayısının artırılması konusunda büyük bir seferberlik başlatılmıştır.

24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri’nde, yaşlı, genç, çocuk, kadın… herkese yeni harflerle okuma-yazma öğretilmiştir. Millet Mektepleri’nin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

& & & & &

ÖĞRETMEN ANDI

Türkiye Cumhuriyeti anayasasına, Atatürk inkılâp ve ilkelerine, anayasada ifadesini bulan Türk milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma;

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma;

Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup, bunları geliştirmek için çalışacağıma;

İnsan haklarına ve anayasanın temel ilkelerine dayanan millî, demokratik, lâik bir hukuk devleti olan

Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.

 Günün Şiiri

ELLERİNDE ÖPERİM ÖĞRETMENİM

Ellerinden öperim öğretmenim

Binlerce öğrencinden biriyim ben

Anne oldun baba oldun bana

Okudum yazdım çok şey öğrendim

Borcumu ödeyemem sana.

Ellerinden öperim öğretmenim

Tebeşir tutan, kalem tutan ellerinden

Ellerin öyle güzel ellerin, öyle sıcak

Ya gözlerin öğretmenim ışıl-ışıl

Sevgi dağıtırdın kucak-kucak.

Ellerinden öperim öğretmenim

Benim için en büyük gurursun sen

Bir söz duysam iyiye güzele dair

Kalbimde vurursun sen.

Ellerinden öperim öğretmenim

“Daha dün annemizin kollarında yaşarken

Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken…”

Sen Bayrak önünde topladın dizi-dizi

Atatürk yolunda yetiştirdin bizi.

Ellerinden öperim öğretmenim

Boşa gitmedi emeğin

Kimimiz doktor olduk savaştık hastalıkla

Asker oldu kimimiz canı Vatana feda

Kimimiz mühendis oldu yol yaptı baraj yaptı

İşçi olduk memur olduk emek verdik topluma

Öğretmen oldu kimimiz karanlığı aydınlattı.

Ellerinden Öperim Öğretmenim

Huzurlu ol düşünme bizi

Atatürk yolunda dimdik ayaktayız

Sesimiz daha gür yolumuz daha aydınlık

Özgür esen rüzgarda dalgalanan al Bayraktayız.

Sevgili öğretmenim

Senin için yazdım bu şiiri

Binlerce öğrencinden biri benim

Mübarek ellerinden öperim.

Özkan GÖNLÜM

Özlü Sözler

Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.

Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr muallim ve mürebbilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bur millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.

Mustafa Kemal ATATÜRK

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here