Futbolun Kimyasını Bozduk (5)

0
24

Değerli okurlarım, her şey insanla başlıyor ve insanla bitiyor. Futbolun kimyasını yer ile yeksan edenlerde insan ya, hiç birisi kimyager değil. Bu nedenle de kimyagerleri tenzih ederim. Çok ilginçtir ki, o kişiliksiz insanları makama getirmek için bir yerlere göz kırpanlar da insan. Bu tür insanlar öylesine güzel vecizeler uyduruyorlar ki, dersiniz bu adam allame-i cihan! Bu olumsuz yaklaşımlarla futbolumuzla birlikte insanlarımızın da kimyası bozuluyor.

Ülkemiz genelinde, yüreğine ya da ocağına ateş düşmemiş aile sayılacak kadar az. Böyle olmayabilirdi. Analar babalar evlat acısıyla kahrolurken, namus belasına “VATAN SAĞOLSUN” diyorlar. Bunun da başka bir izahı yoktur. Makalelerimize zaman-aman edebi girişler yapıyorum. Okurlarım da çok beğeniyorlar ve beni yüreklendirmiyorlar. Cesaretim de buradan kaynaklanıyor. Her şeyin bir çıkış yeri istinat ettiği zemin vardır. Okurlarımla gönül bağım olduğu gibi.

Sel felaketlerinin bir anda önüne geçilemez. Ormanlarınız yoksa her taraf betonlaşmışsa felaket devam eder. Dağdan inen o zamansız su kitlesi hiçbir şekle sokulamaz. İnsanları genel olarak suya benzetiyorum. Su rahmettir, hayattır bildiğiniz gibi. Su, kimseye soru sormaz, kin de tutmaz. İçine girdiği kabın biçimineyse o şekli alır. Sıcak olur, soğuk olur, buhar ya da yağmur şeklinde de olabilir ve yine de her ortama uyar. Su doğayı ve insanları besler, bir karışıklık beklemeden. İnsanlar onu çamurlaştırıp kirletebilirler, rahatsız edilmediğinde o kendi kendini temizler. Suyun coşkusu önünde hiçbir güç duramaz, dayanamaz.

Su zayıf olarak algılanabilir ama bıçak kemiğe dayandığında, bir damla su zamanla bir taşta delik açabilir. İnsanları suya, rahmete benzettim ya, henüz bıçak kemiğe dayanmadı her halde. Toplum olarak beynimizi gerektiği biçimde kullanamıyor, ondan dilediğimiz gibi yararlanamıyoruz. Korkak pısırık, ürkek, neme lazımcı bir toplum olduk çıktık nedense.

Birbirimize selam vermekten, günaydın demekten imtina ediyoruz. Evimizden çıkarken güzelliklere gönlümüzü kapatıyoruz ve olumsuz düşündüğümüz için de olumsuzluklar yakamızı bırakmıyor. Öylesine mutsuz, öylesine umutsuz bir toplum olduk ki anlatamam. Bir araya gelindiğinde anlamsız şeyler konuşuluyor, yarınlar için olumlu şeyler düşünemiyorum. Sanki suçmuş gibi…

Sporcularımız da bizden biri ve onların da durumları pek farklı değil. Yarınlar düşünülmediği gibi, hep dünler gündem oluşturuyor. Dünlerden ders çıkaracağız, unutulmayacak mutlaka ama yaşanmışların değil, yaşanacak günlerin güzellikleriyle günümüzü ihya etmek etmemiz şart.

Kangren olmuş parmağımızı kesmek, günün birinde elin adamı gelir ve kolumuzu koparır. “Yukarıdaki de benim gibi düşünüyor ve bana göz kırpıyor” Bu türden korkular kompleksler devam ettiği sürece bizi kimse kurtaramaz. Millet olarak kimyamız bozulur.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here