Futbolda Kültür ve Kondisyon (5)

0
77

Değerli okurlarım, dünya kupalarını ve olimpiyatları izledikten sonra futbolumuzun ve sporumuzun hangi noktada olduğunu çıplak gözle görebiliyoruz. Futbolda hızlı kan kaybettiğimizden “Er Kişi Niyetine” demelerine fazla bir şey kalmadı. Öyle ya mevta olmuş insanı dualar ayağa kaldırabilir mi?

Kendimize zarar vermekte üstümüze yoktur. Bu ifadeyi şunun için kullandım. Milli maçlarda ve Avrupa kupalarında futbolcularımızın hemen hepsi kurallara uyuyor ve oyunu kurallarına göre onuyorlar. Ülkemize gelen futbolcular, yerli yabacı hiç fark etmiyor, hepsi de canavar olup çıkıyor. UEFA’nın, FIFA’nın bütün kuralları Türkiye’de de geçerli. Bizim federasyonumuz yok mu? Bizim merkez hakem komitesi yok mu? Futbol oynadıklarından yengeç gibi yan-yan yürüyenler yok mu? Bunların hepsi de kesinlikle var. Var da neden böyle oluyor, kimse onları sallamıyor? Neden öyle acaba?

Bunlar böylesine basiretsiz örneği verirlerse, başka bir ifadeyle ayakkabı kutularıyla dolaşırlarsa, konumuz olmamakla beraber hakemleri kimler koruyacak ve onların haklarını kimler savunacak? Çok ilginçtir ki; futbolun ölmesine neden olan hakemleri yuhalattıran, birinin ağzının içine bakan atamalı federasyon futbolumuzu ayağa kaldırabilir mi?

Yukarıdakiler, her konuşmalarında sportmenlikten, sportmence davranmaktan söz ederler biliyorsunuz. Bu ifadenin neler içerdiğini nereden bilsinler… Oysa bu ifadenin dürüstlükten tokgözlülüğe, mütevazilikten ağırbaşlılığa bir dizi erdem çağrıştırmış oluyor. Bu ifadelerin bir anlamı kalmadı, söz gelişi kullanılıyor. Anlatmak istediğim ülke olarak öyle bir noktaya geldik ki, birisi üfürse nerelere gideceğimiz meçhul.

Bir otobüste okumuştum. “Bu araçta dünyanın en pahalı benzini kullanılmaktadır” aynen böyle yazılıydı. Fakat ülkemizde petrol çıkmıyor ki. Sanki bütün ülkelerde petrol çıkıyor. Sporcularımızda büyüklerinden göre-göre, bira içe-içe ahlaksız oluyorlar. Kişilik kazanmayı kolay sanıyorlar…

2014 Dünya Kupasını izledikten sonra bunları söylemeye ve düşünmeye de gerek yok ya efendilik bizde kalsın diyorum. Sporcunun kişiliğini ve spor ahlakını bir kenara bıraktığınızda bu spor dünyanın en gereksiz en çekilmez işi gibi görünür. Sporu belleğimizde değerli kılan şey bedeni kabiliyetli, zihni disiplin arasındaki sağlıklı irtibatlardır. İşte bu nedenle olimpiyatlar aynı zamanda bir karakter şölenidir. Bu ifadeyi Kasımpaşalı bir arkadaşımdan duymuştum. Helal olsun hem futbolcu, hem yan-yan yürüyor ve duyduğuma göre yüksek havadar bir yere aday olmuş. Bana göre kazanır. Çünkü insanlığı SOS veriyor.

Dünya kupalarını, olimpiyatları izleyenler, o beynelmilel turnuvaların bir şöleni ve hatta karekter şöleni olduğunu görürler. Aynı zamanda kondisyon nasıl bir şeymiş görürler. Futbolun kültüründen epeyce söz ettim. Bu kültürde taraftarda bulunmaktadır. Kısaca şunları da söylemeden geçemeyeceğim. Ülkemizde taraftar dediğimiz toplumun temel sorunu, hayat teki eksikliğini tutkunu olduğu oyun üzerinden çıkarmaktadır. Ancak, böyle bir teşhisin ardından futbolun alt sınıf sporu olduğu, işin ne denli şiddet, ne denli hiddet boyutunda ekonomik nedenlerin yattığı tesbitini kolayca yapsak bile, böylesine salt bir düşünce, bizi yanlışa götürür.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here