Eğitim-Sen’den İş Bırakma Eylemi

0
96

eğitim-sen eylem1Ünsal; “Eğitimin Egemen İdeolojiye Teslim Edilmesine Asla İzin Vermeyeceğiz”

Laik, bilimsel, anadilinde eğitim ve demokratik bir yaşam taleplerindeki kararlılıklarının ifadesi olarak 13 Şubat Cuma günü bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştiren Eğitim-Sen İskenderun Şubesi, eğitim sistemi ve okulların egemen ideolojiye teslim edilmesine asla izin vermeyeceklerini haykırdı.

Geçtiğimiz Cuma günü üst geçitte toplanarak Anıt Alanına yürüyen Eğitim Sen’e, Alevi dernekleri ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve bazı sivil toplum kuruluşları da eşlik etti. CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu da partisi ile yürüyüşe katılım gösterdi. Aynı zamanda CHP’nin Hatay Milletvekili aday adayları Dr. Riyat Kırmızıoğlu, Kamil Turan, Ender Çolakoğlu, Ali Mutlu, Ali Aslan, Yılmaz Şahutoğlu ile İskenderun eski belediye başkanı Dr. Yusuf Civelek’te yürüyüşe destek veren isimler arasında yer aldılar.

Davullar eşliğinde atılan slogan ve tepki ıslıklarıyla başlayan yürüyüş, İskenderun Atatürk Anıt Alanı’nda son buldu. Eğitim-Sen İskenderun Şubesi adına açıklama yapan Mustafa Ünsal, Ak Parti iktidarının 12 Eylül darbeci zihniyetinin temsilcisi olduğunu savundu.

eğitim-sen eylem2

Ünsal; “Yıllardır özellikle eğitim sistemi üzerinden hayata geçirilen ve pedagoji bilimine tamamen aykırı olan bilim düşmanı politika ve uygulamalar, geçtiğimiz 12 yıl içinde tarihte hiç olmadığı kadar artmıştır. Okulöncesi eğitimden üniversitelere kadar eğitim sistemi, bilimin en temel evrensel gerçekleri yok sayılarak, iktidar tarafından sürekli istismar edilen dini kural ve referanslara göre düzenlenmektedir” dedi.

İktidar Ötekileştirici Politikaları Hayata Geçiriyor

Siyasi iktidarın eğitimde, bilimsel, laik ve demokratik ilke ve değerleri temel almak yerine, farklı din, mezhep ve kimlikleri yok sayan ayrımcı, ötekileştirici politikaları hayata geçirmekte olduğunu da savundu.

19. Milli Eğitim Şurasında da atıfta bulunan Ünsal; “Çok inançlı, çok dilli, çok kültürlü Türkiye halkları, iktidar tarafından okulda, işyerinde, mahallede ve sokakta inanç ve kimlik farklılıkları üzerinden kutuplaştırıp karşı karşıya getirilerek bölünmeye çalışılmaktadır. Eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında gündeme getirilen karma eğitimi kaldırma girişimleri, öğrencileri imam hatiplere yönlendirme, normal ortaokullar içinde imam hatip sınıflarının açılması, reşit olmayan kız çocuklarının zorla başının kapatılması, okullara zorunlu mescit uygulaması…

eğitim-sen eylem3

Ders kitapları ve müfredatta dini söylemlerin kullanılması ve son olarak içeriği itibariyle din şurası şeklinde gerçekleşen 19. Milli Eğitim Şurasında alınan kararlar, bizler için bardağı taşıran son damla olmuştur.

12 Eylül askeri darbesi sonrasında uygulanmaya başlanan zorunlu din dersi, yıllardır din ve vicdan özgürlüğü açıkça ihlal edilerek uygulanmaktadır. Türkiye’de yıllardır okullarda zorunlu din derslerinde okutulan İslam’ın Sünni-Hanefi mezhebinin kurallarıdır. Bu nedenle bütün din ve inanışlar öğrencilere eşit mesafede tanıtılmamakta, bu durum okullarda özellikle Alevi ve gayrimüslim öğrencilere yönelik ayrımcı, dışlayıcı uygulamaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır” diye konuştu.

eğitim-sen eylem4

Devlet, İnançtan Elini Çekmeli…

Laik olmayan bir eğitim sistemiyle, demokratik ve bilimsel olması, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesine hizmet etmesi, bireylerin inançlarını hiçbir baskı altında kalmadan özgürce yaşamasının mümkün olamayacağını vurgulayan Ünsal; “Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı değerleri benimsemiş insanlardan oluşmamaktadır. Devletin bütün inanç, kimlik ve dünya görüşleri karşısında eşit mesafede ve tarafsız olması gerekirken, sadece belli bir inanç sisteminin kural ve ibadetini okullarda bütün öğrencilere dayatması kabul edilemez. Devlet, kişisel bir alan olan inanç alanından elini tamamen çekmeli, inanç alanını kendi çıkarları için istismar etmekten derhal vazgeçmelidir.

Toplumun eşit, özgür ve demokratik yaşamdan yana olan bütün ilerici emek ve demokrasi güçleri ile birlikte iktidarın dayatmalarına, asimilasyoncu politikalarına karşı sonuç alıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir. Eğitim sistemi ve okulların tamamen siyasi tamamen iktidarın denetimine girmesine ve egemen ideolojiye teslim edilmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here