Ahlakın Alfabesi (1)

0
48

Değerli okurlarım, bu makaleyi yazmaya karar verdiğimde nelerle zenginleştireceğimi, hangi konuları ön plana almam gerektiğini hiç düşünmedim. Sadece arşivime bakmam gerekiyordu ve öyle de oldu. Son 17 yıl içinde sekiz kez ahlakla ilgili makalelerim yayınlanmış, bunun dördü siz okurlarımın isteği üzerine, diğerleri de görülen lüzum üzerine. Arşiv tutmanın faydalı bir çalışma olduğunu söylemeye çalışmıyorum. Sizlerde gereği kadar biliyorsunuz. Makale başlıklarının birbirine benzemesi de arşivin faydalarından. Bunu da uzatmaya gerek yok.

Bu makaleye tamamen kendi irademle karar verdim. Hür irademle karar verdim. Kimsenin etkisi altında kalmadan bitirmeye çalışacağım. Sadece alnı secdeye değmişlerin etkisinde kalabilirim doğrusunu isterseniz. Ahlakı yalın olarak ele almak istiyorum. Zaten ahlakın çeşitleri olmaz ki. Ahlak tektir, yalındır ve de rengi beyazdır. Özellikle herkese gereklidir. Hani adalete herkesin ihtiyacı var, elzemdir diyoruz ya. Ancak, bir defaya mahsus olmak üzere herkese gerekli olan ahlakı birazcık renklendireceğim. Boyamak suretiyle değil, konumu itibariyle.

Spor ahlakı, Kamu ahlakı, Alnı secdeye değmişlerin ahlakı… Sadece, ahlakı özümlemiş, az hatayla yaşamını idare ettiren kişileri konumuz dışında tutuyorum. Bildiğiniz gibi ahlak dört dörtlük ve rengi beyazdır ama biz insanlar öyle olmadığımızdan yanlışları az olanları tenzih etmek istiyorum. Burada, ahlakın tanımını yapacak değilim. Herkesin ve hatta ahlaksız kişilerin bile çok iyi bildiği çok önemli bir kavramdır.

Neden bastırarak söylüyorum biliyor musunuz? Ahlakı özümlemiş sporcular için, belki iyi sporcu denilebilir ama hiçbir zaman “EFSANE” ifadesi kullanılmaz. Ne kadar feci bir şey değil mi? Şirketinizi emanet ettiğiniz kişiler, insanlarla diyalogu iyi olmazsa, sorumsuz davranarak şirketi iflasa götürürler ise; o kişi ya da kişiler için “İş ahlakı sıfır” denir. İnanın hiçbir yerde de tutunamaz.

Şu alnı secde görenler var ya içlerinde öylesine muhteremler var ki, sırf onların hatırına fazla ileri gitmeyeceğim ama teğette geçmeyeceğim. Söylenmesi gereken neler varsa söylemekle yükümlüyüm. Çok ilginçtir ki onlar hakkında ne söyleyeceksem, bilinen bir gerçek. Fakat onlar inkârcıdır. “bizi çekemiyorlar”, dinimize laf atıyorlar diyerek kendilerini temize çıkarmaya çalışırlar. Üstüne üstlük, oldukça değil, çok da tehlikeli insanlardır. Bu çok doğal, sırtını çok namuslu birine dayamışlar devam ediyorlar. Uydurma tarihli, herhangi bir yer için yapılan kermesler falan. Bunlar “Bizi Kandırdılar” diyenlerin kankaları, oyları, reyleri. O nedenle de çoluk çocuğun altında Mercedes jeepler var. Suçlamıyorum ki, hepsinin babası zengin. Dedeleri de zengin idi!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here