30 Ağustoslarda Suyu Kaynağından İçmek!

0
578

Anadolu’yu susuz bırakıp çöle çevirme düşüncesi güden küresel eşkıya, denizden çevirme harekatlarından ilkini, 1770’de  “İzmir Çeşme Limanında” gerçekleştirmişti..

Ruslarla, Tuna sularında kara savaşı sürüp gidiyordu.. Ruslar, İngilizlerin gözetiminde hazırladıkları Baltık donanmalarını, Mora’daki Yunanlıları ayaklandırmak amacıyla Avrupa’nın batısından dolaştırarak Ege Denizi’ne gönderdiler..

Sonuç? Bir dizi çarpışma sonrası Çeşme Limanı’na demirleyen Osmanlı donanmasının yakılıp yok edilmesi.. Ardından İngilizlerin, Türk donanmasının saf dışı olmasından aldığı cesaretle, Çanakkale boğazından geçerek İstanbul çeşmelerini işgal etmeyi düşünmesi ve fakat düşte kalması..

Küresel eşkıyanın, Anadolu’yu susuz bırakıp çöle çevirme düşünceli denizden çevirme harekatlarından ikincisi, 1915’te Çanakkale sularında yaşandı..

İngilizlerin hayalinde, İstanbul çeşmelerinden kana-kana su içmek vardı.. ‘Eski dünya, yeni dünya’ sömürgeci kumpası.. Pusuya yatmış ‘kimi Hindu, kimi yamyam’ emperyalist lekeli, medeniyet maskeli, vahşet kupalı, Avrupalı..

Suyun, her Mehmetçiğin ‘iman dolu göğsünde’ olduğunu bilen Mustafa Kemal ne demişti? “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!” Çanakkale’de ‘Şahadet şerbetini’ içen her Mehmetçik Anadolu’da birer Sakarya’ya dönüştü..

Anadolu’yu susuz bırakıp çöle çevirme düşünceli küresel çevirme harekatlarından üçüncüsü İzmir çeşmelerini işgalle başladı 1919’da..

İstanbul çeşmelerini, Bizans sarnıçlarına çevirme hayalleriyle saldırıyordu Yunan..  Bizans artığı küresel eşkıya toplanmıştı arkasına.. Ve fakat önünde Sakarya..

Sakarya’dan akan su, ‘şüheda fışkıran’ toprağın damarlarından geliyordu.. “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatan topraklarıdır” diyordu Mustafa Kemal.. Vatanın tüm toprakları Sakarya olmuş akıyordu..

23 Ağustos 1921’de başlayan kanlı saldırıya karşı, 22 gün 22 gece  şanlı direnişle kalktı ayağa Sakarya.. Haykırdı zaferi.. “Dört nala gelip Uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim..”

Sakarya’dan su içerek geçti bir yıl.. Ve, 26 Ağustos 1922 Kocatepe.. “Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar, İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak, ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak, Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı..”  Kim? Nazım Hikmet’in, ‘Kuvayi Milliye Destanı’nda betimlediği sarışın kurt, Mustafa Kemal elbette.. 30 Ağustos 1922’de çevirdi Sakarya’nın suyunu Afyon’a.. Çağladı kurtuluş nehri.. Cumhuriyet atmosferiyle seralandı Anadolu toprakları.. Yağmurlu devrimlerle taştı suyu Sakarya’nın..

30 Ağustoslarda suyu kaynağından içmek için ne yapmalı? Tarih bilinciyle bakmalı tarihin sularına.. Bu anlamda, İbni Haldun gibi bakmalı mesela tarihe: “Olayları anlatmak yerine düşünmek gerekir. Bu da ancak, tarihsel olaylar yerine tarihsel nedenleri koymakla mümkün olur!” Bu bağlamda mesela Hegel gibi, “Gerçekleşmiş olandan gerçekleşmekte olana ve buradan da gerçekleşecek olana doğru diyalektik geçiş bağlantısı kurmak” şeklinde tanımlamalı tarih bilincini.. Ve eklemeli bu bilince, “Toplumların üretim şekli ve araçları temelinde iktisadi ilişkiler üzerinden” tarihin mantığını açıklayan Marks’ın yargısını: “Tarihte belirleyici etken, son tahlilde gerçek yaşamın üretimi ve yeniden üretimidir!”

“Tarihsel olaylar yerine tarihsel nedenleri” tarih bilinciyle koyduğumuzda, Anadolu’yu susuz bırakıp çöle çevirme düşünceli küresel çevirme harekatlarından dördüncüsünün, 2016 yılı, 15/16 Temmuz gecesi,  “köprü başlarını” tutarak gerçekleştirilmek istendiğini görebiliriz diye düşünüyorum ben..

İşgalci emperyalizme karşı, Sakarya’dan su içerek gerçek yaşamı 30 Ağustos 1922’de üreten ve emperyalist işgal girişimine karşı 15 Temmuz 2016’da yeniden üreten Mustafa Kemalleri selamlayarak kutluyorum Zafer Bayramımızı..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here