Vurma El Ucu İle Vururlar El Gücü İle

1
87

Geçmişte beş yıl önce Ümraniye davası ile başlayan soruşturma çok ileri safhalara kadar gitmiş ve Ergenekon Davası ile zirve yapmıştı. Çeşitli yerlerde kazı çalışmaları yapılmış ve her aranan yerde çok büyük miktarda silah ve patlayıcılar bulunmuştu. Ev bahçelerinde kırsalda denizlerde aramalar ve iş makineleri emre hazır vaziyette beklemekte idi.

Daha sonra ihtilal planları ve balyoz, casusluk, fuhuş, rüşvet gibi davalarla ağırlıklı olarak askerler ve siviller, kaçar düşüncesiyle tutuklu olarak yargılanmıştı. Hala davalar sürmekte yargılama devam etmektedir. Konu ile ilgili olarak yargı gereğini yapıyor deniliyordu. “…Türkiye’nin bağırsakları temizleniyor, bu işin ucu nereye kadar gider ise gitsin sonuna kadar takip edilecektir. Ülke bu tür girişimler ve ihtilal olacak gibi sözler bundan böyle konuşulmayacaktır…” denilmişti.

Hepsi güzel öyle olmalı ama suçlamalar medya ve siyasiler tarafından acımasızca kullanılıyordu. Özellikle yargıdan önce kimlerin tutuklanacağı, kimlerin ne kadar ceza alacağı dahi, yetkili makamlarca açıklanmadan manşet yapılabiliyordu. Ülkenin can evi TSK’nın en büyüğü terör lideri olarak medyaya yansıyor bazı siyasilerde, iyi ki bu Askerlerle savaşa girmemişiz diye beyanat dahi verebiliyordu. Yıllardır bu konu Türkiye ve Dünya gündeminde idi. El ucu ile vurma ve acaba diye düşünme vardı.

Birkaç gündür, ülkemizde ve tüm dünyada, bu defa yolsuzluk, yani rüşvet, hayali ihracat, kara para aklama ve imar yolsuzlukların konuşmakta, milletimiz huzursuzluk ve kafası karışık olarak yatıp kalkmaktadır. Bu necip Türk Milleti buna layık değildir, bunu hak etmemiştir.

Bu iki büyük davadan birincisi “olacaktı, yapılacaktı, yapabilirlerdi” diyerek başlatılmış ve belgeler sunulmaya başlanmıştı. Bugün yapılan tutuklamalar ve başlayacak olan yargı süreci için ise elde somut belge ve kanıtlar olduğu söylenmektedir. Ayrıca çok aktif dört Bakan ve üç Bakanın oğlu ile kabarık sayıda bürokrat iş adamı ve büyük bir bankanın Genel Müdürü bahis konusudur.

Daha önce Alman makamlarınca Deniz Feneri için asrın soygunu dendiği gibi, bugün yaşanan olaylara da medyada son zamanların en büyük yolsuzluğu denilmektedir. Bu dava el ucu ile değil adil ve kararlı yargılama ile devam edilirse el gücü vurulacağa benzemektedir.

Yetkililer ‘Hukuk herkes için vardır, hukuk karşısında herkes eşittir’ diyorlar. Aynen öyledir ve öyle olması gerekir. Başbakanımız, ‘boyun eğmeyeceğiz, bu siyasi oyunu bozacağız, yargı süreci devam ediyor’ demektedir. İnşallah bir oyundur ve bozulur ama farklı değerlendirmeler vardır. Bu vaziyette Bakanların istifa etmesi gerekirken, yolsuzlukla mücadele eden ve etmesi gereken yetkili emniyet mensuplarının görevden alınması çok-çok ilginç gelmekte ve yadırganmaktadır. Umarız daha fazlası gelmez ve bu dert kısa vadede deva bulur. Mevla böyle sıkıntılara ülkemizi ve Türk Milletini maruz bırakmasın diyerek, hoşça kalın, Allah(cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.

e-mail: nurettincan1453@hotmail.com 

1 YORUM

Ulaşlı Çağatay için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here