Ünsal; “Yeni Eğitim-Öğretim Yılı Aynı Sorunlarla Başladı”

0
24

Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, 2022-2023 eğitim öğretim yılının önceki yıllarda yaşanan sıkıntılarla başladığını savunarak, artık eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi.

Yıllardır okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri giderilmemişken, kalabalık sınıflar, ikili öğretim ve taşımalı eğitim sorununun yeni eğitim öğretim yılı başında da varlığını sürdürdüğünü kaydeden Ünsal; “Eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları, yapılan yasal düzenlemeler ve fiili dayatmalar eşliğinde sürdürülmektedir. Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘piyasacı’ ve ‘dini eğitim’ merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemektedir. Türkiye’nin eğitim sistemi, yıllardır benimsenen piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav merkezli eğitim politikaları sonucunda tam bir sorun yumağı haline gelmiştir. Türkiye’de okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin bütün kademeleri, en temel işlevlerini yerine getiremez durumdadır. Bu durum kaçınılmaz olarak eğitimin niteliğini de olumsuz etkilemektedir” diye konuştu.

Eğitimde yaşanan sorunların, iktidar ve MEB tarafından görmezden gelinmeye çalışıldığını savunan Ünsal, eğitim sorununun, ekonomik krizden sonra halkın en önemli ve öncelikli gündemi olduğunu vurguladı.

Eğitim sistemi içindeki sınıfsal eşitsizliklerin giderek derinleştiğini ifade eden Ünsal;  “Mevcut eğitim sistemi okulda ve toplumsal yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velilerin müşteri olarak görülmesini hedeflerken, eğitim sistemi içindeki sınıfsal eşitsizlikler giderek derinleşmektedir. Aynı okul içinde sınıflar, aynı bölgede okullar ve farklı bölgelerdeki okullar sürekli birbirleriyle rekabet içine sokulmuş durumdadır. Okullarda, özellikle eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmesinin ardından sınıfsal bölünmeler geçmişe oranla çok daha net bir şekilde yaşanmaya başlamıştır. Okullarda aidat veren sınıf, aidat vermeyen sınıf ayrımları yapılmakta, aidat veren öğrenciler fiziksel olarak daha temiz ve daha donanımlı sınıflarda okurken, aidat vermeyen öğrenciler daha az donanımlı sınıflarda ve sağlıksız koşullarda eğitim görmeye zorlanmaktadır” şeklinde konuştu.

Bütçe görüşmelerinde eğitime ayrılan payla ilgili de konuşan Ünsal; “Eğitim bütçesini sadece sayısal verilerden ibaret görüp, bütçeden eğitim yatırımlarına ayrılan payı göz ardı ettiğimizde bütçeden eğitime ayrılan payın rakamsal olarak arttığını söylemek mümkündür. Ancak bu durum eğitim bütçesinin nereye harcandığı gerçeğinin üzerini örtmemektedir. Geçtiğimiz yıllar içinde devlet okullarına ihtiyaç kadar ödenek ayrılmaması, kaçınılmaz olarak öğrenci velilerinin eğitimin finansmanına doğrudan katılımını beraberinde getirmiştir. Başta ‘gönüllü bağış’ adı altında toplanan kayıt parası olmak üzere, hemen her okulda çok sayıda kalemde para toplanarak eğitim harcamaları büyük ölçüde velilerin sırtına yıkılmaktadır. Ülkemizde halkın büyük bölümünün asgari ücret ya da asgari ücrete yakın bir ücretle çalıştığı dikkate alındığında velilerin öğrencilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağı, özellikle birden fazla çocuğu okula gidecek olan dar gelirli velilerin zorunlu ihtiyaçları dahi karşılamasının mümkün olmadığı görülmektedir” dedi.

Kırtasiye harcamalarının en az iki kat arttığını söyleyen Ünsal, ilkokul, ortaokul ve liseye başlayacak bir öğrenci için yapılacak minimum masraftan söz ederek; “Eğitim Sen Antalya Şubesi kentin daha çok asgari ücretli çalışanlarının yaşadığı Kepez İlçesinin bazı mahallelerindeki kırtasiyelerden edindiği bilgilerle ilkokula, ortaokula ve liseye başlayan bir öğrencinin okula başlamak için gerekli olan zorunlu ihtiyaçların velilere maliyetini çıkarmıştır. Tespit edilen rakamlar bir öğrencinin okula başlarken yapması gereken en az harcamayı göstermektedir. Bu rakamların içinde yardımcı kaynaklar, kayıt ücreti, servis ücreti ve velilerden yıl içerisinde talep edilen katkı payı yoktur. Kenar semtlerden merkeze yaklaştıkça fiyatlarda belirgin artışlar yaşandığı görülmektedir.

2022-2023 eğitim öğretim yılı başlarken veliler; İlkokul 1. Sınıfa başlayacak bir öğrenci için zorunlu ihtiyaçlara 2.840 TL ödemek durumundadır. Ortaokula başlayacak bir öğrenci için zorunlu ihtiyaçlara 3.180 TL ödemek durumundadır. Liseye başlayacak bir öğrenci için zorunlu ihtiyaçlara 3.270 TL ödemek durumundadır. Geçtiğimiz yirmi yıl içinde bir velinin çocuğu için yaptığı eğitim harcaması katlanarak artmıştır” şeklinde konuştu.

Eğitim harcamaları, öğrencilerin beslenme sorunu, okul bütçelerinin devlet değil, velilerin yapıyor olması, eğitimde dinselleşme pratiklerinin artması, okul devamsızlığı ve okul terki sorunu, öğrencilerin barınma sorunu, MEB’in okullaşma politikasını siyasi hedeflere göre belirlediği iddiası, köy okullarının açılması için gerekli hazırlıkların yapılmıyor olması, kadrolu-sözleşmeli-ücretli öğretmen ayrımının eğitimin niteliğini olumsuz etkiliyor olması, eğitimde geçici ve güvencesiz istihdam uygulamalarının sürmesi, İş-Kur TYP personelinin mağdur edilmesi, hukuksuz KHK ihraçları sorunu, kamusal, bilimsel, laik ve anadilinde eğitimin gerekliliği gibi daha pek çok konuya ara başlıklar altında değinen Ünsal, tüm sorunlara acilen kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğinin altını önemle çizdi. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here