“Taksim’den Hatay’a Her Yer Direniş”

0
51

elektrik müh od1Elektrik Mühendisleri Odasından Açıklama:

Elektrik Mühendisleri Odası 43. Dönem Yönetim Kurulu İskenderun Temsilciliği, yaptıkları yazılı açıklamada, tüm yurt geneline yayılan protestolara değindi.

Protestoları, “Taksim Gezi Parkı direnişiyle başlayan barışçıl protesto gösterileri, siyasal iktidarın anti demokratik otoriter tutumunu inatla sürdürmesi ve polisin aşırı şiddet kullanması nedeniyle ülkenin dört bir yanına yayılmıştır. Bütün ülke 10 gündür bir özgürlük direnişine tanık olmaktadır. Bu direniş, kendinden olmayanı yok sayan, çizilen tek tip insan profiline girmeyeni ötekileştiren, her tür hak talebini yoğun baskı ve şiddetle susturmaya çalışan, savaş politikalarıyla yaşam hakkını yok sayan, insanları yaşam tarzlarından dolayı aşağılayan, gündelik hayatın her noktasını kendi ideolojisine göre dizayn etmeye çalışan AKP iktidarına karşı halkın var olma halidir” şeklinde özetleyen Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Antakya’da meslektaşları ve halkla bir araya geldi.

Antakya’da toplanmalarının özel anlam ve önemi bulunduğunu ifade eden EMO Yönetim Kurulu, açıklamasını şöyle sürdürdü; “AKP iktidarının uzun bir süredir yürüttüğü tehlikeli ve tedirgin edici ülke içi politikaların yanında, akıl almaz dış siyasetinden de özel olarak etkilenen Antakya halkının yerel ve özel sorunlarını yerinde görmek ve bu sorunlara dikkat çekmek istiyoruz.

İktidarın son dönemlerdeki politikalarının merkezine oturtmuş olduğu mezhepçi söylemin, özellikle Alevi yurttaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde haklı bir tedirginlik ve endişeye yol açtığını görüyoruz. Aynı mezhepçi yaklaşımla belirlenen komşumuz Suriye’ye yönelik savaş politikalarıyla birlikte ele alındığında, AKP iktidarının maceralarının Antakya’yı yaraladığına ve derin acılara sevk ettiğine tanıklık ediyoruz. Bütün ülkede bizzat iktidar eliyle yaşatılan ayrımcı politikaların, Antakya halkını daha da derinden tedirgin ettiği ve gelecekleri açısından endişelendirdiği bir ortamla karşı karşıyayız.

Antakya’da görüştüğümüz meslektaşlarımız ve yurttaşlarımızın tedirginliğinin, iktidarın baskıcı uygulamalarının ötesinde, Suriye’de yürütülen anlamsız savaş politikasının somut uzantısı olan El Kaide unsurları ile savaş araçlarının bölgedeki varlığından, ayrımcılığın körüklenmesine yönelik gerçekleştirilen ve onlarca yurttaşımızın ölümüne neden olan saldırılardan, aralarında iki metropolitin de bulunduğu insan kaçırma olaylarından, kamu görevlilerinin halka yönelik uzlaşmaz tutumlarından dolayı daha da katlanarak büyüdüğüne tanıklık ettik.

Antakya’daki uygulamaların, kamu ve özel sektörde çalışan yurttaşlarımızın iş yaşamındaki konumlarına kadar ayrımcılık uygulanması şekline dönüştürüldüğünü, kamu kurumlarında uygulanan ve AKP’li olmayanların dışlanmasına yönelik çalışma anlayışının Antakya yöresinde özel sektör kurumlarında da olağan çalışma yöntemi olduğunu, kurumlarda kendilerinden olmayanlara dönük uygulamaların ağır ve sistematik bir mobbing şekline dönüştüğünü gördük.

Antakya’da ülkemiz adına büyük bir umut kaynağı oluşturan gözlemimiz ise AKP iktidarı tarafından özel olarak yürütülen tahrik edici politikalara karşı, Antakya halkının bütün sağduyusu ile hiçbir oyuna gelmemeye dönük özel ve özenli çabasıdır.

Taksim direnişi sonrasında yurt çapına yayılan protestolarda AKP iktidarının uyguladığı savaş çığırtkanlığına karşı duruşun etkisi açıktır. “Reyhanlı’yı unutma” sloganlarıyla bu tepki ortaya konulurken, iktidarın halen halkın uyarılarını dikkate almaması kaygılarımızı artırmaktadır. Böyle bir ortamda tüm yurt çapında yaşanan haklı direniş, Antakya’da çok daha büyük bir anlam ifade etmektedir. Ancak bu gerçeği de görmezden gelen iktidarın sert müdahaleleri sonucu Abdullah Can Cömert yaşamını yitirmiştir. İktidarın halkın kendini ifade etme özgürlüğüne saygı göstermesini, polis şiddetine acilen son vererek, haklı taleplerine yönelik somut adımlar atması gerekmektedir.”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here