Sporumuz Uyanmayacak Gibi (5)

0
56

Değerli okurlarım, spor olarak durumumuz hiç de iyi değil. Parlak değil diyeceğim ya, sizlerden alacağım cevap açık ve seçik. Hangi konuda iyiyiz ki?… Aynen böyle düşündüğünüzü biliyorum. Yine de haksızlık etmeyelim. Çünkü öyle işler vardır ki, özel ustalık ister, maharet ister. Örneğin, hırsızlık yapmak, kendinde olan ayıba başkalarına yüklemeye çalışmak, ar damarı çatlamış olmak, yüzüne tükürseler, yağmur yağıyor zannetmek. Bu uzayabilir ama şimdilik bu kadar yeter.

Düşmanlığın kol gezdiği yerlerde güzel şeylerden söz edebilmek eşyanın tabiatına aykırıdır. Bundan sonra nasıl olur? Sizler zaman-zaman gösterir diyeceksiniz ama ben de diyorum ki zaman gösteriyor. Zamanı töhmet altında bırakmanın bir anlamı var mı?

Çıkarları uğruna spor alanlarını yangın yerine çevirenlerin sayesinde, bu alanlardan sporseverler kaçıyorlar. Çünkü yapılan eylemler yapanın yanına kalıyor. Hatta yapanlar nemalandırılıyor. Analar babalar çocuklarının spor alanlarına gitmelerini istemiyorlar.

Spora siyaset karışırsa, namaz kılarak Allah’ı istismar edenler ön plana çıkarsa, kutular kutucuklar gündem oluşturursa en iyisi budur ve bundan daha da iyisi olmaz. Kutulardan söz etmek yasak ama sandıktan saatlerce konuşmak kanunlara göre suç değil.

Haftalar önce 2014 Dünya Kupasını izledik. Duyduklarımızın aksine yanlışlık göremedik. Ekranlara bir şey yansımadı. Muhtemelen “Kol kırılır yen içinde kalır” misali kimse ağzından kanı tükürmedi. Dünya kupasına dönecek değilim ama sizlere ulaştıramadığım bazı olgulardan söz etmeden de geçemem. Sanırım doğrusu da bu…

Ekranda hangi maçı izlersek isleyelim stat ful çekiyor. Bir delikanlının sahaya girmesinin dışında bir olay yok. Tribünlerde tüm takımların taraftarı bulunmakta! Japonya’nın da, Çin Cumhuriyetinin de taraftarı vardı. Milli takımımızda bu kupaya iştirak edebilmiş olsaydı, sanırım bizim de taraftarımız olacaktı. Yakın çekimin de etkisi olmuş olabilir ama 2014 Dünya Kupasına sporseverler renk kattı. Hepsinin de yüzü gözü yağlı boyalı, milli takımlarının renginden…

2014 Dünya Futbol şampiyonası Brezilya da değil de başka bir ülkede yapılsaydı, bu kadar ilgi çeker miydi? Dünya futbol şampiyonalarını, olimpiyatlarla karşılaştırmamak gerekir. Şu aşamada bile yani (futbol holiganlarından söz ediyorum) tribünler ateşe verilmiş, yüzlerce kişi kavga etmiş, Kasımpaşalı futbolun içine becermiş, ne yapılırsa yapılsın, bu karizmatik spor hala iyi iş çıkarıyor.

Örnek olarak yine Brezilya’yı göstereceğim. Kültür seviyeleri normalin altında ama futboldaki kaliteleri en üst seviyede! Bir Brezilyalı; “Benim oğlum futbolcu olacak” demiş… Çocuk dünyaya gelmiş ve sonunda gerçekten futbolcu olmuş. Şu anda futbolu bırakmış olan Bebeto! Babasına sormuşlar “Oğlunun futbolcu olacağını nereden bildin” demişler. Bebeto’nun babası da “Annesinin karnını tekmelemesinden anladım” demiş.

Dünyanın öbür ucunda futbol adına böyle güzellikler yaşanırken, bizde de tam tersi. Rant peşinde koşanlar, el âlemin kupasını saklayanlar, şampiyonu belirleyen, hakemleri ayarlayanlar (uzatmıyorum) bu rezillerin hepsi bizde. Konu ile ilgili çok güzel bir vecize bulunmakta. Bu vecize ise, şu anda aramızda bulunmayan genç yaşta yitirdiğimiz en sosyalist bir yoldaşımız olan Galatasaraylı Metin Kurt’a aittir. Ne de güzel söylemiş rahmetli… “Futbol tarlada oynanır, borsada değil!”

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here