Spor, Babamızın Malı Değil (4)

0
84

Değerli okurlarım, bugünlere kolay gelinmedi. Ülkemizi bu hale getirenler İstiklal Savaş’ımızı görmeyenler, bilerek ve isteyerek katılmayanlardır. Atatürk ve askerlerinin İstiklal Savaşındaki mücadelesini, Conk Bayırı Savaşlarını, yedi düvele meydan okuyuşunu bilmeyenlerdir. Menemen’de Teğmen Kubilay’ı şehit edenlerdir.

Zaten, o dönemde gözle gözükür şekilde olan fakr-u zaruret yaşanmış olsaydı ülkenin değeri daha iyi bilinir ve şimdikinden yüz yıl daha önde olurduk. Kişisel egolar için, (hani şu kadar oy verirseniz kaos biter, istikrar yine gelir) deniliyor ya, bu yanlışlar bilerek ve isteyerek yapıldıktan sonra ülkemize korkudan başka ne gelebilir ki… Hala, istikrardan ve gelişimden söz eden bazı büyük köşe yazarlarını buradan kınıyorum. Bir gün onlara da sıra gelecek. Bu milleti kimse aptal zannetmesin. Günün birinde öylesine ders verir ki onların aklı tavana vurur.

Sporumuz kimsenin babasının malı değildir ve olmayacaktır. Hakemlere gözdağı vermek, futbolculara mavi boncuk dağıtmak, teşvik primini alabildiğine yaygınlaştırmak vs. Bu saydıklarım futbolumuzu nereye götürür bir bilen varsa ifade etsinde biz de bilelim. Ülkemiz genelinde tüten her ocakta feryatlar yükseliyor, büyük acılar yaşanıyor. Bu acılara isyan edenlere ‘HAKLISIN’ demek  yerine, derhal soruşturma başlatılıyor. Ülke nereden nereye geldi?

Zaten, bir toplumda adalet yoksa ya da adaletten söz edilmezse, o ülkede herkes suçludur. Atalarımız doğruyu söylemişler. Adalet kâğıt üzerinde değil, herkesin yüreğinde olmalı. Yumruk kadar o yüreğe her şey sığıyor da adalet ve de dürüstlük sığmıyor.

Elimdeki vesikaların ışığında sizlere gerilere götürmek istiyorum. Atatürk’ün vefat ettiği yıla, yani 1939 yılına. 1938 yılında Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü’nün kurulması, inanın bir devrim kadar önemlidir. Bazı muhteremlerin de futbolu ve spor tesislerini Anadolu’ya yayması. Orta Asya’da Altay ve Tanrı Dağları çevresinde yaşayan atalarımız, olumsuz hava koşulları ve kuraklık nedeniyle göç etmeden önce yaptıkları bazı sporlar vardı. Cirit, ata binmek, güreş ve ağırlık kaldırmak gibi.

Yani, spora aşık bir ulus olduğumuzu söylemeye çalışıyorum. O zamanlar futbolun olup olmadığı konusunda kesin bilgimiz yok. Ayrıca futbolun ilk kez nerede oynandığı konusunda da sağlam bilgiler bulunmamaktadır. Anlatmak istediğim, miskin bir millet değiliz. Sporla iç içe yaşamayı yeğleyen karaktere sahibiz. Hayvan işkembesini şişirip de onun peşinde koşanlara ayak uyanlarız.

Futbol (ayak oyunu )ülkemize geleli çok oldu. Ancak tutucu, muhafazakâr yapıya sahip olduğumuzdan bazı dindarların hurafe sözlerine kulak vererek belli bir zaman o spordan uzaklaştık, uzaklaştırıldık. Nedenlerini, neden olanlarını yarınki sayımızda anlatacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here