Reyhanlı Katliamı ve AKP

0
107

“…Özellikle çözüm süreci diye ülkemizde yeni bir dönemi başlattık ve bu yeni dönemi hazmedemeyenler, ülkemizdeki bu özgürlük havasının teneffüs edilmesine ne yazık ki olumlu bakamayanlar, bu tür eylemler içerisine girebilir…” Bu sözler Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı R. Tayyip Erdoğan’a ait.

Daha birkaç gün önce de “ABD karadan Suriye’ye girerse destek veririz!” diyen aynı kişi bu ifadeleri kullanırken kimseye sordu mu? Hayır. Milletin fikrini aldı mı? Hayır. Bu düşünce tamamen kendisine aittir. Türk milleti kesinlikle ABD’nin Suriye’ye girmesini ve Türkiye’nin de böyle bir kalleş oyunun içerisinde olmasını istemez.

Eylem; CIA ve Mossad işbirliği ile gerçekleştirilmiştir. Ve bu oyun bir “BOP” tezgâhıdır. Çok büyük ihtimalle de Türkiye’nin silah cephane desteğinde bulunduğu Suriyeli muhaliflerin işidir. Başbakanın olayı duyar duymaz muhalefet partilerini suçlaması bir akıl ve izan işi değildir. Bu ifadeler bir başbakana ve aklı başında bir devlet adamına kesinlikle yakışmamaktadır.

Olayları şöyle kısaca ele alacak olursak; Suriye olayları başlamadan birkaç ay öncesine kadar, Başbakan Tayyip Erdoğan’la, Beşşar Esad, yağlı ballı, can ciğer kuzu sarması idiler. Ne oldu da Erdoğan birden bire Esad’ın diktatör olduğunu söylemeye başladı? Suriye’nin kendi iç meseleleri neden başbakan Erdoğan’ı bu denli ilgilendirir oldu? Bir yandan başbakan, diğer yandan Abdullah Gül, Esad’ı diktatör ilan etmeye başladılar? Bunların sebebi neydi?

Tek sebep “BOP”tu ve ABD, Büyük Ortadoğu Projesi’nin Suriye bölümünü sahneye koymaya karar vermişti. Tabii ki; bu projenin en yakın Aktörleri “eşbaşkanlar”dı. Bu nedenle Erdoğan ve Gül Esad’a taarruza başlamışlardı. Söylentilere göre muhalefeti silahlandıran da AKP iktidarı idi. Zira Başbakan her fırsatta ESED’in “diktatörlüğünü” söylemektedir. Peki, bu Esad, Tayyip’in can-ciğer kuzu sarması olduğu, bakanlar kurulu toplantılarını bile müşterek yaptıkları zaman “diktatör”  değil miydi?

“Analar ağlamasın” diyerek PKK’yı siyasallaştıran, meşrulaştıran Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi yasa boğan bu kadar şehit’in anasının ağlamasını nasıl izah edecek?

Suriye sınırı, girenin çıkanın belli olmadığı bir yolgeçen hanına dönüştürüldü. Halk haklı olarak artık Suriyelileri Reyhanlı’da ve Hatay’da görmek istemediklerini söylemektedir…

Sosyal medyada yayınlanan görüntüler ve açıklamalar, bomba yüklü araçlardan birinin içerisinde tellerle bağlı bir ceset olduğunu göstermektedir. MHP’yi ve CHP’yi bu olayların sorumlusu olmakla suçlayan başbakana “ABD ile birlikte Suriye’ye girmek için düzenlenen bir senaryo mudur bu patlamalar?” diye sormazlar mı? Şimdi bunca şehit verdiğimiz Reyhanlı halkına sorun bakalım; Suriye ile savaş istiyor mu?

Türk milleti her şeye rağmen Suriye’ye karşı yapılacak bir olası savaşta yer almamızı kesinlikle istemez. Zaten ABD’de böyle bir bataklığa girmeyecek, bu işte taşeronlarını kullanacaktır. “BOP” eşbaşkanı olan Recep Tayip Erdoğan istese de, bu asil millet, akrabalarının ve soydaşlarının ve dindaşlarının yaşadığı bir ülke ile savaşı kesinlikle istemeyecektir.

Savaş Başbakanın ve Dışişleri Bakanının dillendirdiği gibi o kadar basit bir şey değildir. Hem ne diye Suriye ile savaşacağız? Bir ülkenin iç meselesine bir başka ülkenin müdahale etmeye ne hakkı var? Soydaşlarımız öldürülüyor diye düşünülüyorsa, Doğu Türkistan’da soykırıma uğrayan öz kardeşlerimiz için bugüne kadar herhangi bir girişimde neden bulunulmadı?

Reyhanlı patlamaları ve bu kadar canın şehit verilmesi bir CIA ve Mossad operasyonudur. Sorumlu aranıyorsa başbakan muhalefeti suçlayacağına bugüne kadar uyguladığı kendi yanlış politikalarını gözden geçirmelidir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here