Ramazan Geldi, Hatıralar Ortaya Çıktı

0
83

İskenderun içinde dolaşırken, çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği mekânlara, muhakkak birkaç saniyede olsa durur bakar ve geçmişle, şimdiki zamanı yaşarım. Bir Ramazan ayıydı. İftar açmış elimizde dondurma ile eve giderken, başımızdan geçen, hiç de hoş olmayan bir hadiseyi sizlerle paylaşmak isterim.

Dostluklar ile geçen zamanımızda bazen en yakın bir dostumuzun hatasıyla olmayacak işler gelir başımıza. Yakın günlerde bir araya geldiğimiz arkadaşlarla yaşadığım sohbet konuşmaları bizleri bir anda geçmişe götürür ve bir bakarsınız çocukluğunuz derken gençliğiniz ortaya çıkar. Dostluklar içerisinde geçen zamana aldırmadan kâh duygulanır kâh üzülürüz ama aklımız hala o hatıralarda kalır. O mekânlarda o insanlarla bir ömür geçirmişsiniz ve hatıralar saniyeye sığmayacak kadar hızlanmış. Dolu geçen hatıraların birçoğu şimdi hafızadan silinmiş ve hatırlamaya çalıştığınız birçok detayları unutmuşsunuz.

Gençliğimize yeni kavuşmuş efelik halimizdi… Yanımızdan geçen kızlara, arkadaşımız namı değer Şebek Palyaço Necati, Kurtuluş Mahallesi sapağında laf atıyor. Güya onlara kendince iltifat yapıyor. Kızların biri ‘şimdi sizi ağabeyime söyleyeceğim o zaman gününüzü görürsünüz’ dedi ve gitti. Aradan az bir zaman geçti bir anda mahallemize sanki bir ordu geldi. Ellerinde kesici aletler sopalar ve aklınıza ne gelirse gelsin bulduklarıyla bizlere saldırmaya başladılar. Mahallemizin de bir ismi var. Öyle eften püften postu deldirecek halimiz yok. Bir anda yanımıza İstiklal kahvesi ve Barbaros Mahallesi boşaldı. Hamidiye Cami meydanında resmen meydan savaşı başladı ve herkes birbirine vuruyor da vuruyordu.

Neyse çok şükür ufak tefek zayiatla savaşı atlattık ve gelenleri bir daha gelmemek üzere mahalleden püskürttük. Yanlış hareketler sonucu cahillik yapan bir kişi o yaşlarda altından kalkamayacağımız üzüntülü olaylara sebebiyet verebilirdi. Daha sonra bizlerle kavga yapan gurupla barıştık ve hala o günleri onlarla konuşur güleriz.

ramazan bayramı1

Adamlar haklıydı delikanlılığın da bir raconu vardı. Senin ne işine el âlemin kızına laf atmak! Palyaço Necati gibiler halen piyasamızda mevcut. Onları değişik iş kollarında hala görüyor ve ne yazık ki dostlukları yüzünden, dostlarının da başları beladan kurtulmuyor. O gibi insanlar; şerefli ve haysiyetli yaşantıdan uzak yaşıyor ve kendi idealleri uğruna bin bir palyaçolukla işlerini devam ettirmeye çalışıyorlar.

Kazandıklarını sanan bu toplum asalakları, bazen kendi basınımız içerisine de sızarak, ‘Ahtapot’ gibi kollarını bin bir yere doğru uzatmaya çalışıyorlar. Önemli değil bu memleket çok ama çok büyüse de bizler hep aynıyız ve bir birimizi çok iyi tanırız. Toplum asalakları zaman içinde her şeylerini kaybetmeye mahkûmdur. Bunlar memleket-memleket dolaşır durur. Kimi yerde müdür kimi yerde genel müdür bazen de iş adamı sıfatıyla karşımızda kıkırdar dururlar. Problem değil kendilerini nimet sanan bu kişiler arada sırada yanımıza gelse de onlar gittikleri yerde şarkı olur.

Gelelim asıl konumuz olan Ramazan ayının başladığı şu günlere… Allah’ım bu kadar hayırsever var mıymış bu memlekette. Vardı da biz mi göremedik.. Basına verilen ramazan iftar yemekleri başladı, başlayacak. Fotoğraflar ve ardında gazete haberleriyle kamuoyuna hayırseverlik sunumları yapılacak. Allah kabul etsin de şimdiye kadar neredeydiniz? Vardınız da biz mi sizleri göremedik. Bu işi gerçek Hulusi kalple yapanlara bir sözüm yok. Eş dost akraba yakınlaşmalarının yanı sıra kurum ve kuruluşlar, çevremizde bulunan yardım derneklerinin sundukları iftar yemek toplantıları örf ve ananelerimizi yeniden yaşatıyorlar. Yardımsever kimliklerini kendi birleşimleriyle birleştirerek…

Memleketimizin istekleri doğrultusunda ayrıca kimselerin görmediği şekilde mahallerde yaşayan muhtaçları bulanlara helal olsun. Bu mübarek günlerde hayırlara vesile olacak şekilde hareketler içerisinde bulunup hal ve hatır soruyorlar. Ramazan ayının bu günlerinde birçok tatlı heyecanları da beraberinde sürüklüyor. İftar açıldıktan sonra kadınlarımız imece usulü ile bir araya gelerek, başlıyorlar kömbe yapmaya ve sabah ezanına kadar fırın önleri dolup-dolup boşalıyor. Fırınların bulundukları sokaklardan tüm şehre kömbelerin iştah açıcı bin bir baharat kokuları yayılıyor ve bu koku insanlarımızın ciğerlerine kadar işliyor ve mest ediyor. İftardan sonra çarşı canlanıyor. Kimileri şekercide kimileri ayakkabı ve giysi satan mağazalarda! Kimileri de evlerinde oturup kendilerine uzanacak yardım ellerini sessizce bekliyor.

Teravih namazından sonra mahalle kahvehanelerinde oturan cemaat, kıpkırmızı tavşan kanı demli çayı höpürdetiyor ve başlıyorlar sohbetlere. Ekseriyetle dini konular üzerine yapılan konuşmalar bayağı faydalı oluyor. Arada sırada bazı densiz kişilerin yaptığı söz ve kelamlarla, ortalığı bulandırmaya çalışanlar ortaya çıksa dahi yine de unutulmayacak ananevilerimizin canlandığı Ramazan gecelerin de yaşamaya çalışıyoruz. Bu ay hürmetine; Allah hiç kimseyi üzmesin ve sızlatmasın. Yurdumuzu zora sokanlara fırsat vermesin! Vatanımız uğruna şehit olanlara Allah’tan rahmet, gazilerimize de sağlık ve afiyetler dilerken, Mübarek Ramazan ayımızı en iyi dileklerime kutluyorum.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here