Obezite Cerrahisi ile ‘Diyabet’e Çözüm

0
132

gelişim-obezite214 Kasım Dünya Diyabet ve Obezite Günü dolayısıyla açıklamada bulunan Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Bariatrik (Obezite) ve Reflü Cerrahisi Uzmanı Genel Cerrah Op. Dr. Cavit Göktaş, obezite cerrahisiyle, diyabetin önüne geçilebileceğini belirtti. Tip 2 diyabetle birlikte; tansiyon, kilo fazlalığı, kolesterol, astım gibi sorunları da cerrahi ameliyatla tedavi edebildiklerini ifade eden Göktaş,  uygulamadan olumlu sonuçlar aldıklarını kaydetti.

Obezitenin yağ birikmesi sonucu oluştuğunu söyleyen Op. Dr. Göktaş; “Dünya Sağlık Örgütü tarafından obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18’ini, kadınlarda ise yüzde 20-25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Yağ dokusu oranı erkeklerde yüzde 25’in üzerinde, kadınlarda ise yüzde 30’un üzerinde olması Obeziteyi oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.

Obeziteyi sınıflandırmak için vücut kitle indeksi parametresi kullanıldığını ifade eden Göktaş, “Obezitenin derecelendirilmesinde vücut kitle indeksi adı verilen parametre kullanılır. Bu parametre, kişinin ağırlığının (kilogram cinsinden), boyun (metre kare cinsinden) karesine bölünmesiyle hesaplanmaktadır. Örneğin; 70 kilogram ağırlığında, 1.60 santimetre boyunda bir bireyin vücut kitle indeksi, 27,3’tür. Vücut kitle indeksi, 35 ve üstü olanların beraberinde; diyabet, hipertansiyon, KOAH, astım, kalp hastalığı olması durumunda, morbid obeziteden bahsedilir. Bunun dışında bel ve kalça çevresi; erkeklerde 0,9’dan, kadınlarda 0,8’den düşük olmalıdır” açıklamasında bulundu.

“Diyabetle Beraber, Sağlık Sorunları Artmaktadır”

Birçok sağlık sorununun kaynağının obezite olduğunu belirten Genel Cerrah Op. Dr. Cavit Göktaş; “Ülkemizde obezite oranı; erkeklerde yüzde 20, kadınlarda yüzde 40 ve ortalama yüzde 30 oranındadır. Amerika’da bu oran yüzde 50-60 civarındadır. Bunun en önemli sebebi fast food tarzı gıdaların aşırı tüketilmesidir.  Tip 2 diyabette;  yüzde 90 oranında obezite mevcuttur. Vücut kitle indeksi 30 ve üstü ise, Tip 2 diyabet olma riski 15- 20 kat artmaktadır. Diyabet ve obezite iç içe olmasından dolayı, ‘Diyabezity’ terimi kullanılır hale gelmiştir. Tip 2 diyabet sonrası; görme kaybı, böbrek yetmezliği, koroner arter hastalığı, damar tıkanıklığına bağlı olarak ayak ampütasyonlarına sıkça rastlanmaktadır. Morbid obezite ile mücadelede, obezite cerrahisi gündeme gelmiş olup; bu cerrahi uygulamalar sonrasında Tip 2 diyabetten, hipertansiyondan, solunum sıkıntılarından, reflüden, hastalar yüzde 90 seviyelerinde kurtulabilmektedirler” dedi.

“Ameliyat Sonrası Diyabette İyileşme Görülmektedir”

Obezite cerrahisinde uygulanan yöntemler hakkında bilgi veren Göktaş; “SleeveGasrtrektomi (Tüp Mide); Avrupa ve Amerika’da en sık uygulanan, popüler ve fizyolojiye zarar vermeyen bir yöntemdir. Ameliyat sonrası Tip 2 diyabette yüzde 70 oranında düzelme olabilmektedir.  Gastrik By-Pass; ameliyatlarda midede küçük bir poş oluşturulur, ince bağırsak 200- 250 cm’den mideye dikilip, birleştirilir. Bundaki asıl gaye, besinlerin emilimini azaltarak, kilo kaybı sağlanır. Bu ameliyatlarda Tip 2 diyabetin iyileşme şansı yüzde 90’lardadır. Gastrik bant uygulaması (Mide kelepçesi) ise; mideye özel kelepçe takılarak, küçük bir poş bırakılıp, bireyin kilo vermesi amaçlanır. Avrupa’da ve ülkemizde, mide kelepçesi uygulaması terk edilmiş bir yöntemdir” dedi.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here