Medyatik Röportaj! Yükseliş Okullarının İskenderun Kurucusu: Nuri ÜYSEN!

1
2714

Medyatik Röportaj

Yükseliş Okullarının İskenderun Kurucusu: Nuri ÜYSEN!

Günlerdir hatta birkaç aydır hazırlığı süren Medyatik Röportaja, İskenderun, Hatay ve Türkiye’nin tanınmış ismi Sayın Nuri Üysen’le başlamak kısmet oldu…

Nuri Üysen çok yönlü bir insan. Nuri Üysen aynı zamanda Türkiye’nin tanınmış bir eğitim markası olan Yükseliş Okulları’nın İskenderun kurucusu. Nuri Bey, her daim aranılan bir isim. Sanatçısından, sporcusuna, gazetecisinden, siyasetçisine ve bürokratına kadar A’dan Z’ye oldukça geniş bir çevreye sahip. Sıkı dostlukları var. Bu dostlukları, kendisinden çok çevresine ve İskenderun’a yarar sağlıyor. İskenderun’da 25 Ağustos 2010 tarihinde açılan ilk Alış Veriş Merkezinin (AVM) kuruluşuna aracılık etti, bu işin öncüsü oldu. İlçemizde, ikinci bir AVM’nin faaliyete girmesi için diğer yatırımcılara örnek oldu. Bugün AVM’de yüzlerce insan AVM sayesinde evine ekmek götürüyor. İskenderun’dan, AVM için Adana, Mersin ve G.antep’e gidişler son buldu. Tersine seyahatler, diğer komşu ilçe ve illerden İskenderun’a yapılır oldu. İskenderun esnafının bir bölümü AVM içinde şube açıp işini büyütme yoluna gitti. İskenderun’a yatırım yapan bir Alman firmasının Antakya ve Antep’te açtığı alış veriş merkezlerine de büyük katkı sundu.

Nuri Üysen, İskenderun’da belki de Türkiye’de eğitimde devrim yapmak adına kolları sıvadı. Medyatik Röportajımızda ayrıntılarını bulacağınız yeniliklere, yeni bir eğitim sistemine soyundu. 2018-2019 Eğitim ve Öğretim yılında, özel Fen Lisesi anlamında ilk özel Fen Lisesi için hazırlıklar başlattı. Kurucu Nuri Üysen ile Yükseliş Koleji Genel Müdürü Aykut Davut Öktem, çok değerli eğitim kadrosu ve takım arkadaşlarıyla birlikte, bir marka olan Yükseliş Okulları ile İskenderun’daki eğitimi yükselişe geçirdiler.

2017-2018 eğitim ve öğretim yılının ikinci yarısında İskenderun’daki yeni binasında eğitim ve öğretimine devam edecek olan Yükseliş Okulları’nın yeni binası, fiziki yapısıyla bir anlamda Avrupa’daki Cambridge ve Oxford tipini yansıtır olacak. İnşa edilecek bina İskenderun’da, Hatay’da ve Türkiye’de, kültürel ve sosyal etkinliklere çok rahatlıkla cevap erebilecek bir yapı olacak.

Kendi adını taşıyan cami ve ortaokul yaptırmasıyla, ramazan erzak paketi dağıtması, belli sayıdaki öğrenciye burs vermesiyle de tanınan Nuri Üysen’le çok şey konuştuk. Nuri Üysen İskenderun’dan vazgeçemiyor. İstese, eğitim yatırımını İstanbul’da yapar ve yaşamını burada sürdürür ama memleketi İskenderun’undan kopamıyor. Mezar yerim İskenderun’da diyor. Elbette Allah geçinden versin. Kendisine ve ailesine sağlıklı güzel günler diliyoruz…

Sayın Nuri Üysen’le keyifli bir röportaj yaptık. Biz sorduk o anlattı. Nuri Üysen’le yaptığımız bu röportajı mutlaka okumanızı öneriyoruz. Kendisine bize ayırdığı zaman ve röportaj için çok teşekkür ediyoruz. Başarılar sevgili Nuri Üysen. Eğitim yolunuz, bahtınız ve ufkunuz hep açık olsun. Yükselişiniz daim olsun. Üysen ve Yükseliş Koleji Ailelerine buradan selam, sevgi ve başarı dileklerimizi yolluyor ve Medyatik Röportajımıza başlıyoruz…

*Nuri Üysen, eğitimcilikten iş adamlığına mı geçti? Yoksa durum tam tersi midir?

Ben eğitimci kadar iş adamı olarak da bir dönem geçirdim. Sanılanın ve yanlış bilinenin aksine öğretmenlikten iş adamlığına değil aslında esnaflıktan eğitimciliğe geçmiş biriyim. Altı yaşında babamın esnaflığı sebebiyle her türlü ticaretin içinde bulunmuş, gerekirse pazarlarda sebze meyve satmış biriyim. Aslında eğitimciliğim sürprizdi. Ben lisenin fen bölümünden mezun oldum. Yüksekokul okumak yönünde bir eğitimimiz vardı. Babamın erken vefatı, ailemin bir desteği olmaması, annemin okulda çalışarak dört kardeşe bakması sebebiyle, ailenin büyüğü olarak benim bir an evvel hayata atılmam gerekiyordu. Fark dersleri vererek öğretmen oldum. Öğretmenliği sevdim. İnsana hizmet etmek, insana dokunmak haz veriyor. Bir şeyi geliştiğini, ürettiğini orada görüyorsun. Biraz önce anlattığım gibi Haymaseki köyünde ben orada öğretmenlik yapana kadar bir tek kişinin okumadığı okulda eğitimi başlatmak, okumaya başlatmak kolay değil.  Bugün aradan 40 yıl geçtiği halde geçmişteki eğitim anılarım bana hala haz veriyorsa, 40 yıl geçtiği halde hala Nuri öğretmen konuşuluyorsa bunun verdiği haz hiçbir ticari kazançta yoktur. Bu yüzdende eğitimciliğim zevkli ve yararlı geçti. Eğitim hayatında genelde çok olağanüstü şeyler yaşadım. Öğretmenliğimde ve okul müdürlüğünde olsun başarıların verdiği haz çok farklıdır. İnsan ticarette, iş hayatında, memuriyet yaşar, ben bu hazzı her iki tarafta yaşadım. Ben eğitimcilikten iş adamlığına değil işadamlığından eğitimciliğe dönüş yapmış oldum. Başarımda, insan ilişkileri son derece önemli bir yer tutar.  İnsan ilişkilerinde ve diyaloglarında samimiyet, menfaate dayalı değil gerçekten dostluğa dayalı ilişkiler hem daim ve devam eden ilişkilerdir: Onun her dönem faydasını görürsünüz. Bu yüzden de dostluğa ve samimiye önem verdim.

*1994, 2004 ve sonraki yıllarda kısmen siyasetle ilgili olduğunuzu biliyoruz. 2004 yılında dönemin İskenderun’dan sorumlu Ak Parti milletvekilinin azizliğine uğradığınız söylenir. Bu durum sizin açınızdan olumsuz bir gelişme yarattı mı?

Siyasette mutlaka ben aday olacağım diye bir şey yoktur.  Ben o milletvekili ile bir yıl sonra mecliste karşılaştım.  Kendisine bir kızgınlığım vardı ama hakkımı ona helal ettim. İyi ki bana engel olmuş. Ben belediye başkanı olsaydım kendimi, ailemi, işimi ihmal edip, gecemi gündüzümü belediyede geçirir, belediye ve toplum için çalışırdım. Oysa bana engel olarak hem Türkiye’ye, hem kendime hem de aileme fayda sağlamama vesile oldu.  Kazakların Türkiye’ye turizm yatırımını sağladım. 1 milyar, 1.5 milyar dolarlık bir yatırımın önünü açtım. Kazaklarla, Türkiye’de iki tane yer aldım. Bir tanesi Milas’ta 5 bin dönüm, diğeri Bodrum’da 345 dönüm. Onların ülkemize döviz getirmesini sağladık. Onun ötesinde şu anda inşaat devam ediyor, 1800 villa, 4 tane otelin, marinasının ve hastanesinin, okulunun olduğu bir tatil kompleksi, dünyanın 7. büyük, Türkiye’nin en büyük kompleksine olacak bir yatırımın önünü açtık. Ona sebep olduk. Belediye başkanı olsaydım bu girişimlerim olamazdı. Hem devlete, hem ülkemize hem de kendimize faydamız oldu. Şu anda orada bir ortaklığım, hissem var. Bu yüzden siyaset benim zaman ayıracağım, çok fazla zaman harcayacağım bir kulvar değil.

*Nuri Üysen’in eğitime bakış açısını öğrenmek isteriz. Konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Ben eğitim ve sağlığı ticari bir meta olarak görmüyorum. Eğitim ve sağlık ticari düşünceyle yapılmaz. Biri insanın geleceği biri sağlığıyla ilgili alakalıdır. Eğitim ticari düşünceyle yapıldığı takdirde istediğin amaca ulaşamasın. Ben eğitimcilikten geldiğim için eğitimde insanların yetişmesinde ve eğitilmesinde neler gerektiğini düşünmem gerekir. Ülkenin, toplumun gelişmesinin ana hedefi, ana unsuru eğitimdir. Eğer eğitimi sağlayamazsanız hiçbir ülkenin varlığı daim olmaz ve ülke gelişemez. Bugün yeraltı zenginlikleri olan, çok büyük paralar kazanan ülkelere bakıyorsunuz, eğitim yeterli olmadığı için bu parayı kullanamadıkları gibi geleceğe de bir yatırım yapamıyorlar. Bugün eğitimi iyi olan küçük ülkelere bakıyorsunuz, 3 milyon, 5 milyon nüfusa sahip ülkeler refah içersinde, büyük gelirler sağlayarak hayatlarını mutlu bir biçimde yaşıyorlar. Bizim eğitim konusunda Türkiye genelinde eksikliğimiz var. Aslında eğitim değil öğretim yapılan bir konumdayız. Yarış atı yeriştir gibi çocuk yetiştirmeye çalışıyoruz. Hipodromda atları yarıştırırlar, bizlerde okullarda çocuklarımızı yarıştırıyoruz. Sınav odaklı, adaletsiz bir sınav ortamı var. Bugün Robert Koleji’nde en iyi öğretimi alan bir öğrenci ile Hakkâri’deki ya da orta Anadolu’daki bir köyde öğretmensiz yetişen çocuğa aynı soruları soruyoruz. Bir tanesi özel eğitim alan, bilgisayarda ve kurslarda yetişiyor diğeri imkânsızlıklar içerisinde ve biz bu çocuklara aynı soruları soruyoruz. Bu eşit şartlarda adaletli bir yarış olmuyor. Biz artık okullarda sosyal çalışmaları bir yana bırakıp yalnız kurs veren, etüt veren, kurs veren çocuklar yetiştiriyoruz.

*Öğrencileriniz sabah dans ederek, şarkılar söyleyerek derse girdiğini biliyoruz. Bunun nedeni nedir?

Yükseliş Okulları olarak derslere başlarken, haftanın üç günü, sabahleyin öğrencilerimiz müzik eşliğinde 10-15 dk. dans ederek derse girerler. Dışardan bakan bunu garipser. Oysa çocuk sabah erken kalktığı için uyku mahmurudur. O şarkılar ve dans onları tam uyandırır ve neşelendirir. Sınıfa uyanık girer ve uyanık kalır. 40 dakikada öğreneceği bir konuyu belki 10-15 dakikada öğrenir. Buda eğitimin bir parçasıdır. Biz burada çocukları aynı zamanda hayata hazırlıyoruz.

*İskenderun Yükseliş Koleji olarak fiziki yapısı çok farklı bir bina projesine giriştiğinizi biliyoruz. Birde burada Teknookul planınız var. Teknookulu özetle bize anlatır mısınız?  Birde anılan projeler ne zaman devreye girecek?

Teknookul’da, 4 derslik ana sınıfı, 12 derslik ilkokul,12 derslik ortaokul, 12 derslikli Anadolu Lisesi ve son olarak 4 derslikli Fen Lisesi projelendirdik. Toplam 44 dersliğimiz olacak. Müzik, seminer, cep sinemaları, drama gibi bağımsız bölümlerimiz olacak. Seminer ve yemekhane salonlarımız proje içinde mevcut. 46 adet atölyemiz, ayrıca iki ayrı dil laboratuarımız olacak.

Stüdyo planımız da var. Stüdyoda İngilizce ve Türkçe dublaj yapmayı planlıyoruz. Yapacağımız bina için benim elimdeki bir görselden yola çıktık. Okulun fiziki yapısı bir anlamda Avrupa’daki Cambridge ve Oxford tipi yansıtır olacak. İnşa edilecek bina İskenderun’da, Hatay’da ve Türkiye’de, kültürel ve sosyal etkinliklere çok rahatlıkla cevap bir yapı olacak. Yeni binamıza, 2017-2018 eğitim ve öğretim yılının ikinci yarısında girmeyi planlıyoruz. İskenderun’da eğitimde bir devrim yapacağım inşallah…

*Yeni okul binanızda STEM Projesi’ne başlayacağınızı biliyoruz. Bu sistemi özet olarak bize biraz açıklar mısınız?

STEM, Science (Fen), Technology (Teknoloji), Engineering (mühendislik) ve Mathematics (Matematik) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. STEM aslında küçük yaşlarda sahip olduğumuz ‘yaratıcılığı’ kullanarak, destekleyerek tetikleyerek problem odaklı çalışmaya, çocuklardaki ‘merak’ duygusundan yola çıkarak çözümler bulmaya odaklı bir sistem. Matematiği ve Fen’i ders olarak değil edindiği bilgileri hayatında uygulamasına olanak sağlayacak bir proje.  Bunun için belki de en önemli en önemli adım disiplinler arası işbirliğidir. Kısacası öğrencilerimize yaratıcı, düşünme becerilerini geliştirerek ürettiklerini ortaya koyabilmeleri için onlara birçok imkân sağlayacağız. Öğretilecek bilgileri öğrencilerimize oyunlarla sunacağız ve çocuklarımızın yaratıcı düşünme, problem çözme becerilerinin gelişmesine aracı olacağız.

* Yükseliş Koleji çatısı altında FEN LİSESİ projeniz var. Fen Lisesi’nin ne zaman faaliyete geçecek.

Yeni binamızda Fen Lisemizi 4 derslik olarak planladık. Fen Lise’miz. 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında devreye girecek. Özel Fen Lisesi anlamında, lisemiz İskenderun’da bir ilk olacak ve Özel Fen Lisesi arayışında olan öğrenci ve velilerimize hitap edecek. Fen Lisemiz ’de Yükseliş Okulları’nın adına yakışır bir kalitede eğitim ve öğretim verecek.

Yeni binada teknolojik bir eğitime gireceğiz. Yeni binamızı teknolojik şartlara uygun yapıyoruz. Bugün Amerika’da uygulanan sitemi Türkiye’de uygulayan öncü okul olacağız. İnternet ortamında, dört boyutlu eğitim sistemine gireceğiz. Bunu Türkiye’de ilk uygulayanlardan biri olacağız.

*Birazda madalyonun öteki yüzüne bakalım. Aile reisi Nuri Üysen, bunca iş yoğunluğu arasında ailesine yeterince vakit ayırabiliyor mu?

Biz küçük bir aileydik. Aile büyüyor. Aile büyüdükçe biz zevk alıyoruz. Şu bir gerçek ki ben hiçbir şeyi kolay kazanmadım. Çok mücadele verdim. İnsanlar bunu bilmez. Ben Mersin’de bir yatırıma girişmiştim. Pazartesi sabah 5’te Mersin’e giderdim. Cumartesi öğlen dönerdim. 1.5 gün kalır tekrar Mersin’e dönerdim. Üç, dört yıl çocuklarımın büyüdüğünü fark edemedim. Çocuklarıma çok vakit ayıramadım, onların başında olamadım. Ancak şimdi çok şükür daha çok zaman ayırıp, onlarla vakit geçirebiliyoruz. Çocuk sahibi olmanın hazzını aslında şimdi torunlar vasıtasıyla yaşıyoruz. Biz ataerkil bir aileyiz. Tüm aile birlikte! Çocuklarımız, torunlarım, damatlarım hep beraberiz. İstanbul’a gitmemin en önemli sebeplerinden biri de çocuklar ve torunlarım oldu. Onlara yakın olmak ve birlikte olmak için İstanbul’a gittim.  Ancak İskenderun’dan da vazgeçemiyoruz. İstesem bu okulu İstanbul’da da açar ve devam ettirirdik. Burası benim memleketim. Mezarım burada. Dolayısıyla İstanbul’da yeni bir mezar yeri almakta istemedim.

*Nuri Üysen, boş vakitlerinde ne yapar? Nasıl dinlenir ve tatil günlerinde en çok hangi hobisine zaman ayırır?

Bu soruyu eskiden sorsaydın, ‘çalışmak, çalışmak, çalışmak’ derdim. Pazar günü bile bana fazlalık gelirdi. Ben köy öğretmeniyken, okul cumartesi öğlene kadardı. Cumartesi öğleden sonra 7 km. yürüyerek Arsuz’a gelirdim. Arsuz’dan İskenderun’a geçer cumartesi akşamı ve Pazar günü özel ders verirdim. Şehre taşındım, şehirde sabahları ilkokulda, öğlenden sonra ortaokul ’da derse girerdim. Akşamda özel ders verirdim. Dolayısıyla eskiden benim için cumartesi, Pazar günü yoktu. Belli bir rahatlığa kavuştuktan sonra iş değişti. Genelde bayramlarda yurtdışı seyahatlerde oluyorum. İzmir Çeşme’de bir yazlığımız var. Hafta sonları denize girme lüksüm oldu. Eskiden denize girme olayım da yoktu. Şimdi arada bir kendime zaman ayırabiliyorum. Yurtdışına, fırsat buldukça gezme, görme ve kültür gezileri amacıyla gidiyorum. Bunun haricinde çocuklar ve torunlarla vakit geçiriyorum. Benim kahve kültürüm yok. İstanbul Büyük Kulüp’ün üyesiyim. Ancak kulüpte oyun oynamak yerine ailemle yemek yemeyi tercih ediyorum. Aslında iyi bir tavlacıyım. Tavla ustası sayılırım.

*Genel anlamda insanlardan ne beklersiniz? Bugüne kadarki yaşamınızdan mutlu musunuz? Yaşamda keşkeleriniz oldu mu?

İnsanların inisiyatif kullanmasını isterim. Kişi hangi görevde olursa olsun inisiyatif kullanmasını bilmelidir. Birine bir görev veriyorsunuz. Şuraya git, şu kişiyle konuş diyorsunuz.  Kişi oraya gidiyor, konuşacağı kişi o anda yoksa ‘Peki ne yapabiliri mi’ düşünmüyor. Yaratıcı olsa, oradan telefonla arasa iş anında çözülecek. Böylesi bir durum bazen 24 saatlik bir zaman kaybına neden olur. Zaman kıymetli. Ömrünüzden giden geri gelmiyor. Ben bir şeyden mutluyum. Tüm yaşamım dolu-dolu geçti. Bazen 60 yaşına gelmiş bira dama şu yaşamını yazar mısın dersin. Adam doğumundan 60 yılını bir sayfaya sığdıramaz. Bir sayfalık yaşamı yoktur. Biri de oturur yazar ve her yılı bir roman olur. Çok şükür hayatı dolu-dolu yaşadım. Bazen insan kendiyle övünür ya. Ben kendiyle övünenlerdenim. Çok kazandığımdan değil. Çok kazanç sahibi olduğumdan değil. Bildiğim işi başardığımdan dolayı övünürüm. Zor başarmanın hazzı bambaşka! Gerek eğitimde, gerekse iş hayatında birçok şeye öncülük ettim ve başardım. Bu yüzden mutluyum. Her kesimle yani siyaset, sanat ve iş adamlarıyla mesaim oldu. Türkiye’nin en zengin iş adamıyla da bir masada oturdum, köyde Mehmet emminin evinde de aşını yedim, ayranını içtim. Okul yıllarında Hakkâri-Uludere yolunda çalıştım, sebze ve meyve de sattım. Dolayısıyla hayatı dolu-dolu yaşadım. Allah ayakta ölmeyi nasip etsin. Bugüne kadar hareketli bir yaşamım oldu. Bundan dolayı mutluyum. Yaşamımda keşke şunu yapsaydım türünden bir keşkem olmadı.

*Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Son olarak şunları söylemek isterim. Öncelikle anı yaşamak önemli! Sıkıntı, problem, yoksulluk, dert her zaman mevcuttur. Mutsuz olmak istersen sebep çok! Bugün lüks bir araba alırsın, araba toz oldu, camına taş değdi diye üzülürsün. Mutlu olmak istersen, bisikletin de olsa, bisikletim var diye mutlu olursun. Hayatta mutlu olmayı bilmek lazım ve en önemlisi paylaşmayı bilmek lazım! İnsanlara faydalı ve yararlı olmak çok önemli! Dostluk ve dost sahibi olmakta önemli… Allah hepimize güzel ömürler versin. İnsanların yaşamında faydalı ve onurlu yaşaması önemlidir. Benim en büyük dileğim hizmetimin benden sonra da aynı şekilde devam ettirilmesidir. Bu röportaj için sizlere teşekkür ediyorum.

Röportaj: Doğan SÜSLÜ

1 YORUM

  1. Bir İskenderun’lu olarak;Nuri ÜYSEN gibi bir değere sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak azdır.Yüzünde ki Nur #NuriÜYSEN in gerek iş;gerekse eğitim hayatında ki dürüstlüğünün en büyük referansıdır….’Rabbim’sayılarını arttırsın…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here