Hataylı Profesör Yavuz, İran TV’ye de Röportaj Verdi…

0
86

celalattin yavuz5“Erdoğan’ın Müdahaleci Tavrı Türkiye’de Siyasi İktidarsızlığı Getirecektir”

Dörtyollu Dış Politika-Strateji Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Yavuz’la bölgedeki dış politika gelişmeleri konusunda röportaj yapmak isteyenler kervanına İran’ın “Al Alem” (El Alem) kanalı da katıldı.

‘Recep Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye’nin iç durumu nasıl olacak? Türkiye’nin Suriye politikası değişir mi? Türkiye, bir yıl içerisinde 230 milyar dolar borç ödeyecek. Bunun için nereden kaynak bulacak?’ şeklinde sorular yöneltilen Celalettin Yavuz sorulara ise şöyle cevap verdi;

Gerilimle Beslenen Siyaseti Seviyor

“Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduktan sonra durulması ve kutuplaşmayı bırakması mümkün değildir. Nitekim bunu Gazi Orman Çiftliğinde inşa edilen yeni Başbakanlık binasına taşınacağını söyleyerek işaretini bir  kez daha verdi. Hükümete karışması halinde muhalefetin eleştirileri tekrar devreye girer. Yaptıkları, yapacaklarının aynasıdır. Zira gerilimden beslenen bir siyaseti sevmektedir! Keşke tarafsız ve normal bir Cumhurbaşkanlığı yapsa, ama konu Erdoğan’sa bu hayal bile edilemez! Gücü çok seven ve elinden bırakmak istemeyen bir yapısı var. Genellikle diktatörlerde rastlanan bir özellik ne yazık ki!

Ağustos 2013’te Suriye’de kullanılan kimyasal silahlarla birlikte Türkiye’de Erdoğan ve Davutoğlu Suriye’ye bir askeri operasyonun şart olduğunu savunuyordu. Hatta ABD Başkanı Obama da “sınırlı” çapta bir harekât düşünürken, Türkiye’de AKP iktidarı geniş çaplı askeri harekâtta ısrarlıydı. Oysa kimyasal silahları Esad rejiminin kullanıp kullanmadığı bile net değildi. Nitekim Esad’ın “Suriye’deki kimyasal silahlar BM görevlileri tarafından imha edilsin!” şeklindeki teklifi Rusya tarafından desteklendi ve bu işlem kısa sürede başlatıldı.

Suriye Gündemin Arka Sırasına Geriledi

Suriye’deki kimyasal silahların imhası olayı Türkiye’nin Suriye politikasındaki yanlışlığı anlama veya anlamasa bile tüm dünyanın aksine bir şey yapmanın mümkün olamayışını anlamanın dönüm noktasıydı. O tarihten sonra Erdoğan’ın Esad’a karşı beyanatları azaldı ve son zamanlarda önce Ukrayna-Rusya krizi, ardından Irak’taki IŞİD tehdidi, bu arada İsrail’in Gazze Şeridi’ne askeri harekâtı gerçekleşince Suriye, önemli ölçüde gündemin arka sıralarına yerleşti. Ama Suriye konusunda artık Türkiye’nin bir yıl öncesi gibi Esad’ı her ağza alışta eleştiren bir yaklaşımda olmayacağını sanıyorum. Zaten Suriye’de IŞİD, PYD ve El Nusra gibi giderek Türkiye için de ciddi tehditler oluşturan yeni oluşumlar da bunu gölgelemektedir.

Gelecek Nesillere Yeni Borçlar

Türkiye’nin ihracatı yükseliyor görünmesine rağmen kar marjları düşmektedir. Yüksek katma değeri olan yüksek teknolojili mal üretimi %18’lerden %10’un altına düşmüş, imalat sanayi sektörünün milli gelir içindeki payı son 10 yılda %25’ten %15’e gerilemiştir. 2008’de bir gecede 3.500 dolar olan fert başına gelir 10.500 dolara çıkartılmış ama 6 yıldır yerinde sayılmaktadır. Kalkınma için yeni ve daha canlı bir ekonomik modele ihtiyaç vardır. IMF’ye 20 milyar dolarlık borcun ödendiğini övünerek bağıranlar, diğer yerlerden alınan borçlar konusunda konuşmayıp milleti aldatmaktadırlar.

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra bazı kredi derecelendirme kurumları Türkiye’nin konumunu eksiye çektiler. Zira Erdoğan’ın müdahaleci cumhurbaşkanı olacağını ve bu müdahalenin de Türkiye’de siyasi istikrarsızlığı getireceğini görebiliyorlar. 230 milyar dolarlık borcu ödeyebilmek için satacak fazla bir şey de kalmadı. Otoyolları satarlar muhtemelen. Belki okulları ve üniversiteleri ya da yüksek faizle tahvil ihraç ederek gelecek nesillere yeni borçlar bırakırlar!”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here