Engelliler ve Sağlığın Rengi (1)

0
4

Değerli okurlarım, bu makalemde futboldan uzun boylu söz edip etmeyeceğimi bilemiyorum ama her karşılaştığımızda bana sitemkâr olan engelli dostlarımla ve de sağlığımızın rengi konusunda sizlerle söyleşeceğim. Duygu ve düşünceden de engelli olanları unutmadan…

Engelli dostlarımla karşılaştığım her yerde selamlaşırız ve kısa süreli sohbet ederim. Sağ olsunlar onlar benim ismimi bilirler de ben onların isimlerini bilemiyorum ama hem aynı dili konuşuyoruz ve de aynı duyguları paylaşıyoruz.

İçinde bulunduğumuz toplumlarda aynı dil ve din olmayabilir ama aynı duyguları paylaşabiliyorsak, çoğulcu barışı ve mutluluğu yakalayabiliriz. İnsanlar birbirine tebessüm edebiliyor ve dostça yaklaşabiliyorsa, sorunlarına duyarlı olabiliyorsa, çözüm üretmeye özen gösterebiliyorsa, sevgiden, saygıdan, hoşgörüden, fedakârlıklardan söz edebiliriz. Aksi halde herkes kendi dilini konuşur, sorunlara yabancı kalınır, yardımlaşma olmaz ve işte o zaman sevgi saygı da olamaz. Farkında olmasak bile hayatımızın en zor günlerini yaşarız.

Sabahleyin evinden sağlıklı olarak çıkanların akşam evine dönerken zayiatsız döneceğini kimse temin edemez. Bu nedenlerle, engelli kardeşlerimize anlayışlı ve sevecen olacağız, günlük yaşamımızda dikkatli olup, sağlığımızın bozulmamasına özen göstereceğiz. Bu söylediklerim dostça bir uyarısıdır.

Şimdi, duygularda ve düşüncelerde özürlü olanlardan söz etmek istiyorum ki bu hadise sık-sık tekerrür ediyor. Hepimizin aynı yanlışa düştüğünü söylemeye çalışıyorum. Yaşamlarında Allah rızası için parmaklarını oynatmayanlar, bir fakiri sevindirmeyenler, bir öksüzün yetimin başını okşamamış olanlar, günlük yaşamlarının bir bölümünü dedikodu ile geçirenler, durup dururken günahsız birilerine iftira edip, çamur atanlar…

Bu yanlışların yapılmamasında yarar var ama söyleyeceklerim sadece bunlar değil.

Biz insanlar zor anlarımızda sevecen olur ve Allah’ı hatırlarız. Bu yanlışların şu ana kadar hepimize hiçbir yararı dokunmamıştır. Olacağın önüne geçemeyiz ama dikkatli olmakta fayda var tabii!

Evet, birçoğumuz şimdi anlatacağım bu durumu yaşamışızdır. Örneğin, ağır travmalı hastamız ameliyata alındı ve başarılı bir ameliyattan sonra odasına alındı. Hasta sahiplerinin bu aşamada yapacağı şey, samimi olarak hasta için dua etmek. Yapılacak en mantıklı şey de budur.

Doktorların yapacağı ise ameliyattan sonra hastanın bilincinin açılıp, dinlenmesini beklemek olacaktır. Hasta kendine geldikçe, organlarından birinin travma sonrası hareket etmediğini gördüğünde son derece üzülür ve içine kapanır. Hasta yakınlarının işte bu aşamada “duygu ve düşüncede engelli” olmamaları gerekmektedir. Hastalarına psikolojik destek olmaları şarttır.

Hastadan daha fazla üzülüp, olumsuz görüntüler sunmaya gerek var mı? Dualar unutulur, hastadan da hasta olurlar. Simsiyah bir tablo ortaya çıkar ki sağlığın rengi de hiçbir zaman siyah değildir.

Gönül ister ki, müsabaka esnasında futbolcular sakatlanmasın, insanlar kazasız belasız ömürlerini tüketsinler. Olumsuzluklar da olacak ve yaşanacak, onlar da yaşamımızın bir parçası. Yarın devam edeceğiz…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here