Disiplin Bilgi ve Beceri Sonucunda, Başarılarla Yarınlarımızı Süsleyen ‘Oyak-Erdemir-İsdemir’

0
148

Türklerin maneviyat hamurunda var olan çelik; örs üzerinden çıkarak, ERDEMİR gurubunun, “araştırma ve en iyisini elde etme” prensipleriyle birleşerek, ortaya çıkan özellikli müthiş projeler, modern makinelere yansıyarak sanayi sektörüne şekil veriyor.

Yeni Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla zor şartlar altında mücadele eden yurdumuz fakir ve naçardı. 1920-1930 yılları arasında Türkiye’de 201 Anonim şirket kuruldu. Bunların 66’sında yabancı sermaye vardı. 1930 yılına gelindiğinde ülke sanayi dalında hala cılız ve sınırlı bir yapıdaydı. Sanayi işletmelerinin %4’ünde elektrik ile işleyen motorlar vardı. Özel şirketlerin, ister yabancı ister yerli sermayeli, gerçek anlam ve ölçekte bir sanayileşme sürecini başlatacak, ülkemizde sermaye birikimi yetersiz kalıyordu. İşte bu aşamada Türkiye yabancı kredi alarak, devlet eliyle sanayileşme sürecini başlattı.

O yıllarda hangi ülkeden ne kadar kredi alındığını şimdi yazamayacağım. O kötü yıllarda yani savaştan çıkmış bir ülkeyi düşünün… Topraklarını parçalamaya kalkan ülkelerin beklentileri sona ermiş ama yabancı sermaye yardımına muhtaç haldeydik. Yeni Türkiye Cumhuriyetinin ayağa kalkması gerekti. Dışarıdan gelen ilk krediyle, Karabük Demir Çelik tesislerinin ilk ödemeleri karşılandı. Daha sonraları bankaların kurulması yeni tesislerin yapım çalışmaları devam etti. 1938 yılında imzalanan dış kredi anlaşmalarının toplam parasal değeri aynı yıl için devlet bütçesinin %58’ine eşitti…

Chester Projesi ile başlayan, Kibrit Tekel’inin devri sürdürülen ve Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı kapsamında gerçekleştirilen fabrikaların kurulmasına olanak sağlayan yabancı sermaye ve dış kredi konularında,  yüce kurtarıcımız ‘MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ bu hedefini,  onuncu yıl nutkunda çok açık şekilde ortaya koymuştur…

“…Yurttaşlarım! Az zamanda çok işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan, Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız…”

& & & & & &

Sanayide devleşmek bayağı bir zaman alıyor. Karabük tesisleri Türkiye’ye öncü oldu olmasına da yıllar sonra devlet tarafından kurulan sanayi tesislerinde, siyasi etkinlilerden dolayı hızla düşüş yaşandı. Özellikle İskenderun Demir ve Çelik Fabrikasında uzman olmayan kişilerin birikimleriyle bin bir heveslerle kurulan fabrikada hızla çöküş ardından da,  zarar üstüne zararlar yaşandı.

Bu kadar zararların oluşmasından sonra mevcut hükümet İskenderun Demir Çelik Fabrikasını özelleştirme planına aldı ve özelleştirdi. Özelleşen fabrika hızla yukarıya doğru ivme gösterip sıçramasıyla Türkiye genelinde gündem oluşturdu. Gururlandık ve bölge insanı olarak ayağa kalkan bir fabrikanın bu sefer milletçe onurunu yaşadık.

OYAK bünyesinde bulunan fabrikalar ve ona bağlı alt sanayi kuruluşlarının birinde yaşanan olası sancılar tıpkı domino taşı gibi diğerlerini de anında etkisi altına alır. Fakat şimdiye kadar yapılan bilinçli ve işini ehli yapan üst yönetim alt birimleri doğru şekilde yönettiğinden dolayı karşımıza Atatürk’ümüzün direktiflerinin ne denli yerine getirildiğinin gerçekleriyle bir oluyoruz.

Son bir haftadır yerel ve ulusal basın ‘ERDEMİR’DEN İLK ÇEYREKTE YÜKSEK PERFORMANS’ diye yurt genelinde gündem kapatıyor. Karabük’ten sonra gelinen son durumlar karşısında göğsümüz kabarıyor. Sanayinin atılan ilk temeli çok fazla süreç göstermeden gittikçe büyümüş ve şu son günlerde gündem olan haklı kariyere doğru gelmiştir.

Bu konuda inançları olanlar için yükselişin hedefi istenilenden de yüksek olacak. Kadro mükemmel. Çalışanlar mükemmel. Sanayinin bu günlere gelmesi için mücadele edenler mükemmel. Dünya çelik sektörünü elinde çocuk çemberi gibi oynatan Çin dahi, Erdemir’in varlığından rahatsız. Piyasaların arz ve talebin az olduğu şu günlerde; “Dünya Devi” olma yolunda hızla ivme kazanan Erdemir gurubunun bundan sonra önü daha da açık olacak.

Üst düzey görev yapan sanayi ekonomistlerin yaptığı son araştırma sonuçlarına göre; özellikle yurdumuzun etrafını saran savaş belası eninde sonunda sona ermek zorundadır. Savaş ile ülkeleri allak bullak olan ülkeler, yeni yapılanmayla kullanacakları çelik kalitesinin çok önemli olduğunu ve özellikle çelik üretiminin uzmanlık alanlarından oluşması öncülük kazanacaktır. Erdemir gurubu ürettiği mamullerinin kalitesini her geçen gün yenilemiş ve Dünya çelik piyasasında istenilen özelliklere göre çelik üretmeyi başarmıştır.

Az kazanmış ama asla üretimine hile karıştırmamıştır. Çin ve benzeri ülkelerde üretilen çelik ve benzeri ürünler asla Erdemir ile kıyaslanamaz şekildedir. Otomotiv ve inşaat sanayisinde alınan övünç dolu belge ve şiltler ortadadır. Erdemir yurdumuzun üstünde bir gurur abidesidir!

OYAK, Erdemir ve İsdemir Gruplarını, ayakta değil gönülden alkışlıyorum. Başarıları ülkemizin olumlu geleceğidir. Rast gele!…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here