Cumhuriyet’in Tarihi…

0
85

Günaydın sevgili okuyucularım, nasılsınız bu sabah? Bugün biraz tarih konuşalım istiyorum, tarihimizi… Dün kutladığımız en büyük bayramımız olan Cumhuriyet bayramının tarihine bakalım… Nasıl ilan edildi, uğruna nelerden vazgeçildi, ne kadar kan döküldü, nasıl bayram olarak kutlanmaya başlandı. Belki çoğumuz biliyordur ama bu büyük gururumuzu yeniden okuyalım. Sağlık ve sevgiyle kalın sevgili okuyucularım. Yase

& & & & &

Cumhuriyet Bayramı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta kutlanan bir millî bayramdır. Cumhuriyet Bayramı’nın kutlandığı ülkelerde 28 Ekim öğleden sonra ve 29 Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk gün resmî tatildir. 29 Ekimlerde stadyumlarda şenlikler yapılır, akşam ise geleneksel olarak fener alayları düzenlenir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.

Cumhuriyet Öncesi

Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü 624 yılda 36 padişah tarafından yönetilmiştir. Padişah, şah, kral, hakan, imparator, sultan gibi tek kişiye dayalı yönetim sistemine “mutlakiyet” adı verilmiştir. Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız, tek bir kişidedir.

Mutlakiyetle yönetilen ülkelerde ülkeyi yöneten kişiye yardımcı olması için meclis kurulurdu. Meclis üyeleri halkın isteklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları yönetici tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimi ise “meşrutiyet”tir. Meşrutiyette meclisin yetkileri sembolik düzeyde olabileceği gibi bir cumhuriyetteki kadar geniş de olabilir. Osmanlı Devleti’nde 1876 ve 1908 yıllarında olmak üzere iki kez meşrutiyet ilan edilmiştir.

İkinci Meşrutiyet’in ilanından 6 yıl sonra, 1914’te I. Dünya Savaşı başlamıştır. Dört yıl süren savaş, İttifak Devletleri ile birlikte olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yenik sayılmasıyla sonuçlanmış ve Osmanlı toprakları İngiltere, Yunanistan, Fransa, İtalya gibi devletler tarafından işgal edilmeye başlamıştır.

Cumhuriyetin İlanı

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Osmanlı hükümeti tarafından, bölgede düzeni sağlaması için devletinin bir gemisi ile Samsun’a gönderilmiştir. Ülkenin çoğu ilinde kongreler düzenlemiş ve “Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Milletin egemenliğini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen ulus temsilcilerini 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde toplamıştır. Meclis Mustafa Kemal Paşa’yı ‘Meclis Başkanı’ seçmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. Halk ve düzenli ordular düşman kuvvetlerine karşı savaş vermiş, omuz omuza mücadele etmiştir.

Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından TBMM 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır. Padişah Vahdettin, ‘vatan haini’ ilan edilmiş ve yurdu terk etmiştir.

24 Temmuz 1923 günü İsviçre’nin Lozan şehrindeki Lozan Üniversitesi’nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri Lozan Barış Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atılmış fakat devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemiştir.

İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos’ta ilk toplantısını yapmıştır ve 13 Ekim’de Ankara, başkent ilan edilmiştir. Bu dönemde Atatürk, egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başlamıştı. Atatürk 28 Ekim akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırmış ve “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz,” demiştir.

29 Ekim günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan “Cumhuriyet” önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir ve böylece Türkiye Devleti’nin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olarak belirlenmiştir. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Halk da cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır.

Cumhuriyette, Atatürk’ün de söylediği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir.

Bayram Kabul Edilmesi

29 Ekim 1923’te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası)’nda yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Aynı gece bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlanmıştır. 1924 yılında ise cumhuriyetin ilanı şenliklerle kutlanmıştır.

2 Şubat 1925’te, Hariciye Vekaleti’nce (Dışişleri Bakanlığı) düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim’in bayram olması önerilmiştir. Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelenmiş ve 18 Nisan’da karara bağlanmıştır. 19 Nisan’da ise teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, 1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır.

Kaynak: Vikipedi ansiklopedi

Günün Şiiri

Bu Cumhuriyet

Ümmetten kurtulup özgür bireye
Varmanın, yoludur bu Cumhuriyet
Hacıya, hocaya, dedeye beye
Karşıdan durmaktır, bu Cumhuriyet

Yıkarak kulluğu, olunur yurttaş
Herkes eşit olur, herkes vatandaş
Barış ortamında, herkesler kardaş
Bunları var eder, bu Cumhuriyet

Serbestçe kararlar verip almayı
Yaşamda her zaman kendin olmayı
Aklı duygulardan öne koymayı
Öğretendedir özde, bu Cumhuriyet

Doğmadan arınıp, bilimselliğe
Sanata, tekniğe, dirimselliğe
Güdümden kurtulup, hep kendinliğe
Kavuşmaktır özde, bu Cumhuriyet

Tiranlık, krallık, ve despotluğu
Teokrasi, baskı ve Monarklığı
Oligarşi, ağa, bey ve hanlığı
Yıkmaktır özünde, bu Cumhuriyet

Demokrasi onun, en büyük savı
Yok ise olgunluk, bulmazsın tavı
Her zaman her yerde, tutuşan kavı
Engeller elbette, bu Cumhuriyet

Çağdaşlığa döner, onu yaşayan
Uzak kalmaz, ondan ışık taşıyan
Aklı ve istenci, ona bağlayan
Vazgeçilmez olur, bu Cumhuriyet

Kara sabandan, fabrikalaşmaya
Köylülükten çıkıp, kentli olmaya
Uygarlığı bilip, onu bulmaya
Yönlendirip taşır, bu Cumhuriyet

Dünyada barışı, hep savunmayı
Emperyal olana karşı durmayı
Her zaman bağımsız ulus kalmayı
Korumayı güder, bu Cumhuriyet

Aymazın, duymazın, özünü bilen
Doğruyu, gerçeği, halka söyleyen
Halk ile ağlayıp, halk ile gülen
İnsanlar yaratır, bu Cumhuriyet

Yıktı Padişahı, var etti halkı
Yönetim erkine kattı bu halkı
İstendi ki bu halk, döndürsün çarkı
Laiklik yaşattı, bu Cumhuriyet

Hilafet yok oldu, kalktı sultanlık
Yurttaş bilinciyle, kalmadı hanlık
Aydınlığa döndü, onca karanlık
Benliği var etti, bu Cumhuriyet

Zamanım seninle, irşat olmuştur
Gerçek aydınlığı, sende bulmuştur
Her zaman özüyle, bağlı kalmıştır
Halkın güneşidir, bu Cumhuriyet

Süleyman ZAMAN

Günün Sözü

Türk Milletinin tabiatına ve geleneklerine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir

Mustafa Kemal ATATÜRK

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here