Bilim, Sanat ve Kültür

0
93

Değerli Okurlarım, bu sayfada, haftada bir de olsa, Bilimden, Kültürden ve İnsan yaşamından pasajlar sunuyorum. Arada bir de kendi şiirlerimi sunuyorum. Şiirlerimin beğenilmesi beni çok mutlu ediyor. Bugün de Bilim ve Sanat ile ilgili bilgiler sunmak istiyorum…

Ata’mızın öz değişini söylemeden de geçemeyeceğim. “Bir millet ki resim yapmaz, bir Millet ki Heykel yapmaz, bir millet ki bilimin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.” Evet, büyük kurtarıcı aynen böyle söylüyor. Bilimin ve Sanatın ülkemizin, İnsanlarımızın ilerlemesinde çok önemli etkenler olduğunu vurgulamaktadır.

Bilim kuşkuyla, şüpheyle başlar, merak etme Bilimi geliştirir, araştırmaya, sorgulamaya yöneltir… Yaratıcılık ise Bilimin en önemli desteğidir, gıdasıdır. Bilim İnsanların yaşamını kolaylaştırır. Onlara güvenli bir hayat sağlamak için çaba gösterir, doğanın sırlarını çözmeye çalışır, bilinmeyeni bilinir hale getirir. Düzenli bilgilerden anlamlı, sistemli bir kurallar, yasalar zinciri oluşturur.

öcal sanat5

Sanat ise; bir duygu yoğunluğudur, duygulara düşüncelere hitap eder. Sanatçı güzelliklerle uğraşır, toplumun önündedir, duygularını başkalarına hissettirme çabasındadır ve normalin üstünde düşünür. Sanat zeka ürünüdür, hayata bir bakıştı, yaşam biçimidir, yaşama anlam kazandırır, toplumu geliştirir ve topluma değer katar.

Özellikle, sanatsever bir toplum ve onun karakterini oluşturur. Mutlaka toplumun ekonomik anlamda, teknoloji, sanat, tarım alanlarında gelişimi önemlidir, toplumu zenginleştirir ama bu zenginliğin yolu, başlangıcı bilim ve sanattan geçmektedir. Çağdaşlığın, ilerlemenin temelinde bilim ve sanata verilen değer yatmaktadır. Şahinlerin, atmacaların kanatları gibidir.

Bilim ve Sanat, medeniyetleri yaklaştırırken, sosyal düşünceleri gün ışığına çıkarır ve toplumları güzelliklere uçurur. Bilim ve Sanatta öncü olan ülkeler, hemen bütün olumlu yaklaşımlara öncülük etmektedirler. Teknoloji değil ama Medeniyetler çabucak oluşmaz, asırlar gereklidir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Aynaların Suçu Yok ki…

Değerli Okurlarım, biz yazarlar, yazdığımız makalelerimize daha bir anlam kazandırmak, daha kalıcı olmasını sağlamak için örnekler vermeyi yeğleriz. Pamuk Prenses’in kıskançlıklarıyla ünlü üvey kız kardeşleri de “Ayna-ayna, söyle bana! Benden güzeli var mı bu dünyada?” diyerek, kim bilir kaç ayna parçaladılar ama sonuç değişmedi…

Para politikası da, bazı fonksiyonları itibariyle aynaya ya da teraziye benzetilebilir. Aynaya gözü kapalı bakılabilir ama o şekilde hiçbir şey göremezsiniz. Eğer aynada size bakan kişiye iyice, gözünüzü kırpmadan bakabilirseniz, işte o zaman aynadaki kişinin size tebessüm ettiğini görebilirsiniz.

Evet, aynaya gözünü kırpmadan bakan insanlar gerçekten yürekli insanlardır. Gerçekleri görebilirler. Şunu da hemen belirtmek isterim ki; para ve kurla oynayarak bir takım problemleri çözemeyiz. Ne var ki, terazinin daha net göstermesini, terazinin ise saptırmadan tartmasını beklemek doğal bir hadisedir.

Fizik hocalarımız, kaldıraçları anlatırken, Arşimet tarafından tasavvur edilen, dünyayı yerinden oynatabilecek bir muhayyel maniveladan, bana göre bir varsayımdan söz ederlerdi. Bunu da açıklamamız gerekirse, “Bana öylesine güçlü bir dayanak gösterin ki, tüm Dünyayı yerinden oynatayım” demiş, büyük mucit… Zaten, mucitlerin duyguları akıllarının önündedir. Öyle olmasaydı bu kadar icatlar nasıl olacaktı? Bir kaldıracın, öncelikle sağlam bir zeminde ve güçlü bir manivela ile düşünecek olursak, nelere kadir olduğunu da hemen biliriz. Manivela ve de zeminin istenilen düzeyde olmayışı, kaldıraca bir anlam kazandırmaz.

Para politikasını, insanların dertlerine çözüm bulacak bir sihirbaz olarak göremeyiz. Para politikasıyla bazı avantajlar sağlanabilir ama ekonomik problemleri kökünden çözemeyiz. Makro düzeyde bakıldığında, belli bir kesimin gerçekleştirdiği tasarruf fazlası ile, hem yapmak hem vergi vermek, hem de iç borçlanma yoluyla Hazine’yi finanse etmek mümkün olmayabilir.

Burada, cari açık veriyoruz ve bu açığı finanse etmek bakımından sınırsız bir kredimiz de yok. Burada nasıl bir politika izlemek gerekiyor? Cari açığı kapatabilmek için, küresel ölçekte rekabet etmek gerekiyor. Para ve kurla oynayarak uluslararası alanda rekabet ediliyor mu? Bu mutlaka yapılmalı.

Burada en büyük tehlike parayı plansız harcamalarla politize etmektir. Paranın politizasyonu, fiyat istikrarını delerek enflasyonu bir hayat tarzına dönüştürür. Enflasyonda ekonomik büyümenin katlanılması gereken bir bedel olarak sunulur. Ondan sonra da olanlar olur, ayıkla pirincin taşını.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Dikkatinizi Canlı Tutun

Efendim, yaratıcı ve zeki olabilirsiniz. Fakat beyniniz iyi çalışmıyorsa, bunların hiç birisi hiçbir işe yaramaz. Dikkat, zihinsel bir olaydır ve bir yandan ayrıntıları incelerken bir yandan da resmi bütün olarak görebilmeyi ister.

Yapacağınız birkaç şeyle dikkatin en önemli kaynağı olan konsantrasyonunuzu geliştirebilirsiniz. Yapmanız gereken ilk şey canlanma seviyenizi yükseltmek olmalıdır. Unutmayın ki, kendinizi ne kadar canlı hissederseniz konsantre olmanız o kadar kolay olur.

Bunun için, kafein, iyi bir uyku ve bol-bol egzersiz sizi canlı tutmaya yetecektir. Yapmanız gereken önemli yaklaşım dikkatinizi dağıtacak şeylerden mümkün olduğunca uzak durmaktır. Yaptığınız çalışmalar ve çalan telefondan sonra konsantrasyonu yeniden toplamak için 15 dakika gerektiğini artık biliyoruz. Buna benzer iki üç engel, günün yarısını boşa geçirmenize neden olur.

Ben telefon kullanmadığım için böyle bir sorun yaşamıyorum. Evde de telefonlara bakmam. Nasıl düşünürseniz artık…

Dingin ve canlı olmak insanın ufkunu genişletir, motivasyonunu olağanüstü yükseltir. Makalelerimi yazarken yarım asır geriden gelirim ve konuların hiç birisini duymam. Duyduğum zaman dikkatim dağılıyor, duygularım kesintiye uğruyor.

Günün Sözü

Mutluluk İstiyorsan Sağır, Kör Olmalısın

Öcal’dan İnciler

Çalışmayacağın Yere Girmeye Çalışma

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here