Cumhur ittifakı ve DEM’in girişimleri ile “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” nihayet toplandı. Terörist başı ve 50 bin kişinin katili Abdullah Öcalan’nın isteği ile CHP de komisyona 10 üye ile dahil oldu.
Açış konuşmasında Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş “Her bilgilendirme ve adım şeffaf olacaktır. Komisyonun işleyiş prensiplerini ilk günden itibaren açık şekilde ifade etmek zorundayız” demesine rağmen ilk toplantı kapalı yapılmıştır.
AKP grup başkan vekili Abdullah Güler bir basın açıklaması yaparak “Komisyon toplantılarının kapalı yapılacağını” açıklaması üzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Abdullah Güler ne karışıyor? Komisyon, toplantıların açık veya kapalı olacağına kendisi karar verir, toplantılar şeffaf olacak” demesine rağmen meclis başkanının yaptığı oylamada CHP’nin 10 üyesi de toplantının kapalı yapılması doğrultusunda oy kullanmıştır.
CHP’nin ve genel başkanının bu tutarsızlığı toplumda kendisine olan güveni azaltmaktadır.
Bu komisyon herhangi bir yasa veya anayasa gereğince değil, tamamen terörist başının isteği doğrultusunda kurulmuştur. “Onlarla menemen bile yapmam” diyen Özgür Özel bu komisyona 10 üye vermiştir.
Ekrem İmamoğlu da İngiliz The Economist Gazetesinde yazdığı yazıda PKK’nın 30 üyesinin silahlarını yakmasını övüyor, bu süreci bir başarı olarak nitelendiriyor.
Gerek İmamoğlu gerekse Özgür Özel oy kaygısı ile olsa gerek, ülkede sanki bir Kürt sorunu varmış gibi her platformda bunu dillendirmekteler. Nedir Kürt sorunu? Önce bunu açıklasınlar. Bu ülkede Kürde ayrı, Türk’e ayrı mı davranılıyor? Okullarda, hastanelerde, mecliste v.s “Sen Kürtsün, arkaya geç” mi deniliyor? Bugün TBMM’deki AKP’de 135, CHP’de 73, MHP’de 12, DEM’de 67 Kürt milletvekili var. Toplam Kürt milletvekili sayısı 287. Üniversitelere öğrenci alırken kimse kimsenin etnik kökenini sormuyor. Birçok Kürt profesörümüz, doktorumuz, mühendisimiz, avukatımız, kısacası her meslekten Kürt kökenli insanımız varken özellikle ana muhalefet partisinin genel başkanı ve İBB başkanının durmadan dillendirdikleri “Kürt meselesi” nedir? Bunu bize izah etsinler.
AKP iktidara gelmeden önce dağlarımızda “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazıları vardı, kaldırıldı. İlkokullarda “Türk’üm” ifadesi ile başlayan andımız vardı, kaldırıldı. Şu andaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni iktidara geldiklerinde Türk milletinin en büyük kutsallarından olan İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmazdı. “Ben Gürcüyüm, eşim Arap” diyordu ama 3 dönemdir Türkiye Cumhuriyetini Cumhurbaşkanı… Geçmiş Cumhurbaşkanlarımızdan Cemal Gürsel Kürt kökenliydi. Özal Kürt olduğunu söylerdi. Allah aşkına DEM ve PKK daha ne istiyor?
Şu andaki iktidar döneminde ülkede Kürt değil, artık Türk meselesi var! KCK üst çatısı altında Irak’ta, İran’da Suriye’de, Türkiye’de çatışma çıkaran terör örgütünün hamisi ve kurucuları ABD, İngiltere ve İsrail’dir. ABD’yi zaten Yahudi lobisi yönetmektedir. İngiltere’nin Kurtuluş Savaşında aldığı yenilgiyle Türk milletine olan düşmanlığı bitmez. İsrail’e gelince onun da “Büyük İsrail” ve bölgenin tek hâkimi olması projesi var. Saymış olduğum bu ülkeler bugün dağa çıkmış ve çıkarılmış olan Kürt kardeşlerimizi İsrail’in güvenliği için silahlandırmıştır. KCK ve alt örgütleri bu ülkelerin taşeron yapılarıdır.
Yukarıda saydım şu anda TBMM’de 287 Kürt milletvekili, doktoru, mühendisi, avukatı profesörü varken Kürtler daha istiyor? Kürtler bizim öz kardeşlerimizdir. Oğuz’un “Kırmanç” boyudur. Ülkede hiç bir sorunları yoktur. Sorun bölgede İsrail’i egemen güç yapmak isteyen dış güçlerdedir. Amaçları BOP’u gerçekleştirmektir. BOP, aralarında ülkemizin de bulunduğu 22 ülkenin sınırlarını değiştirme projesidir. Devletimizin zirvesinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan da bu projenin eş başkanı olduğunu kendisi söylemiştir.
Mesele eğitim dilinin “Kürtçe” olması ise işte orada durun! Kürtçe konuşana “konuşma” diyen mi var? Kürtçe şarkı söyleyene kim “sus” diyor. Her türlü olumsuzluğa rağmen bu ülkedeki demokrasi hiçbir ülkede yoktur. ABD’de onlarca değişik kökenli halk yaşamakta ama resmi dili İngilizcedir. Almanya’da, İngiltere’de, Fransa’da v.s. hepsi öyle. Resmi dilleri devleti kuran iradenin dilidir. Bizim resmi dilimiz de “Türkçe”dir. Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı herkes Türk’tür. Herhangi bir etnik kökene bu konuda imtiyaz tanımak bölünmenin önünü açar.
Eğitim dilinin, resmi dilin kendi dili olmasını isteyenler o dili konuşan Kuzey Irak’a gidebilir. Burası Türkiye’dir ve resmi dilimiz ‘Türkçe’dir!





