Bu Yılı da Engelli Yapmayalım (1)

0
36

Değerli okurlarım kalecilerin ön plana çıktığı Bir Dünya Kupasını çoktan geride bıraktık. Bazı futbolcular sakatlanarak takımlarından uzak kaldılar, bazıları da rakiplerini ısırarak Dünya Kupası’na veda ettiler. Futbol literatüründe yazmayı düşündüğüm ve o an için ikinci planda kalan daha sonra ön plana çıkan o kadar ilginç konular var ki! Zaten kendime hiç konu aramadım. Yeter ki içime sinen bir başlık olsun.

Takım ruhundan futbolun altın kurallarından sizlere bilgi vermeye çalışsam ölü sezonda söz yerini bulmaz diye düşünüyorum. Spor ahlakından, yani ahlaktan hiç söz etmek istemiyorum. Ahlakın anlamı değiştirildi, lügatten çıkarıldı adeta. Ülkemizde ahlak çok kilo verdi, zayıfladı. Ahlakımızı yitirdik, onu bulmamız mümkün değil. Zaten bugün ne bu konulara gireceğim ne de ahlaktan söz edeceğim. Ancak şehrimizin muhtelif yerlerinde karşılaştığım engelli kardeşlerimden birisi yolumu keserek sitem etti. Sitemden sonra da damardan girerek beni fena halde etkiledi.

“-Öcal Hocam, sadece İskenderun Gazetesi bizimle ilgileniyor ama çoktandır yazılarınıza hasret kaldık, bizleri unutmayınız!..” Bu şekilde de yazacağımız konu da ortaya çıkmış oldu. Senede birkaç kez onlar için yazmak alışkanlık haline geldi. Şikâyetimiz de yok. Her şeye rağmen daha fazla ilgi bekliyorlar ve anladığım kadarıyla gazetemizin ilgisi onları yaşama bağlıyor.

İtiraf etmem gerekir ki; dünyanın her yerinde böyle değil. Sadece ülkemiz ve benzeri yerlerde bu konu yürekler acısı. Doğru söylemek gerekirse, ülkemizde engelli olmak, uzayda nefes almak kadar zor. Bu benzetme tuttu mu, tutmadı mı bilemem ama engellilere ve engelli sporculara gereken ilginin gösterilmediği bir gerçek.

Aslında bakarsanız gönlümüzden çok şeyler geçiyor. Örneğin; 2018 engelliler yılı olsun istiyoruz. Barış ve kardeşlik diyeceğim geliyor ama bu mümkün değil. Çevrenle düşman olmuşsun, oy uğruna millet ikiye bölünmüşsün. Bazı şeylerin gerçekleşmesi çok zor ama gerçekleşecek olsa bile, bu engellilerin başını okşamakla olmaz.

Öncelikle aş ve iş, daha sonra her şey kendiliğinden hallolur. Bu yaklaşımlar gerçekleşmeden fazla iyimser olmak anlamsız olur diye düşünüyorum. Her alanın kendine özgü ahlaki değerleri vardır. Bu söylediklerim engelliler için de geçerlidir. Örneğin meslek ahlakı, iş ahlakı, spor ahlakı bulunuyorsa, engellilik ahlakı şeklinde bir kavramın da tanımlanması gerekir. Konumuz ahlak değildi ama yine de etki alanına girdik. Bu defa ahlakı kaçırmamaya özen göstereceğiz. Bunları yarınki sayımızda anlatmaya çalışacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here