Günaydın Sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Teşekkür ederim bende iyiyim. “İyiyim” diyebilmek ne kadar harika bir şey bunu hep yeniden, yeniden öğreniyorum. Ve kötü olmak istiyorum bazen sırf bu yüzden. Ve korkmak istiyorum karanlıktan, korkusuzluğun ne demek olduğunu bilmek için cehennem karanlığından. İncinmek, kırılmak istiyorum incitmenin ne kadar kötü olduğunu bilmek için. Ve yenilmek istiyorum ve yanlış yapmak istiyorum, doğruyu görebilmek, kazandığım zaman sevinebilmek için. Ve günahkâr olmak istiyorum Allah’a günahlarımı bağışlaması için yana yakıla yalvarabilmek için.
Ve yoksul olmak istiyorum, aç kalmak günlerce, açlar ve yoksullarla duygudaşlık kurabilmek için. Ve savaşı sevmiyorum sonunda barış olacağını bilsem bile. Ve vatandan sürülmeyi de sevmiyorum bir gün döneceğimi bilsem bile. Ve ön yargılı olmak istemiyorum sonunda doğruyu bulacak olsam bile. Ve insan olduğumu unutmak istemiyorum en güzel bir şekilde yaratılmış olduğumu da.
Ve yalnız sevmek istemiyorum sevilmekte istiyorum ve sağlıkla, birlik ve beraberlik içinde olmak da istiyorum, ayrımsız gayrımsız ve barışı diliyorum koşulsuz, eksiksiz, barış bütün dünya için yeni yılda ve her zaman sevgili okuyucularım… Yase
Ve şiir okumak istiyorum her zaman. Ve 2. Kitap şenliğinden resimler paylaşmak istiyorum örneğin şenliğin en küçük kitap severini daha 1. Yaşında annesi ile bebek arabasında dolaşıyor, güven içinde mutlu kitaplar ve kitap kokuları arasında elinde bir kitap sanki anlarmış gibi sayfalarını büyük bir ciddiyetle çeviriyor, resimler ilgisini çekiyor tabi. İşte bu istisnalar yaşamı yaşanır kılan.
& & & & &
Bilge ile Köpek
Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer. O anda bilge düşünür:
-Benim bundan öğrendiğimm şu oldu,der.
-Bir insanın istekleri ile aras?ndaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir. Ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür. Asıl öğrendiği şey, insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur. Bu yüzden ne varsa paylaş, senden de öğrenilecek bir şeyler vardır diğer insanlar için…
Maymun Avı
Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir Hindistancevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistancevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı kadar büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz.
Avcılar geldiğinde, maymun çılgına döner ama kaçamaz. Aslında bu maymunu, tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür. Bizi tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken, elimizi açıp benliğimizi ve bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla özgür olmaktır. Joseph Goldstein
Günün Şiiri
Aydınlık
Gece oldu yandım
Tepeden tırnağa donandım
İndim şehre pırıl pırıl
Geçtim ışıklar içinden
Işıklar ışıklar ışıklar içinden
Işıklar içinde
Karamanoğlu Mehmet
Çapkın
Bir gün geçiyordum köyünüzden
Seni gördüm nehirde yüzerken.
Utangaç ve neşeliydin.
Çapkın “ sen ne güzelsin” dedim.
Çapkın benimle gelir misin dedim.
Güldün.
Gülüşün gamzesi vardı yanağında.
Kendini suya bıraktın, uzaklaştın anında.
Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak
Hayal bana yakın yar bana uzak
Sevdası başıma dolanır gitmez
Aşkına düşeli yar bana uzak
Yüz bin öğüt versen biri kar etmez
Senin aşkın beni kıldı urusvay
Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay
Kabul et kapında beni de kul say
Dost yoluna ölür aşık ar etmez
Ey beni bu derde giriftar eden
Eski muhabbeti kaldırdın neden
Gönül ister kavuşmayı ölmeden
Gül olmasa bülbül ah u zar etmez
Beni yakan yansın aşkın narına
Gönül düştü bir zalimin toruna
Bakmaz mısın bu VEYSEL’in zarına
Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.
Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak
Hayal bana yakın yar bana uzak
Sevdası başıma dolanır gitmez
Aşkına düşeli yar bana uzak
Yüz bin öğüt versen biri kar etmez
Senin aşkın beni kıldı urusvay
Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay
Kabul et kapında beni de kul say
Dost yoluna ölür aşık ar etmez
Ey beni bu derde giriftar eden
Eski muhabbeti kaldırdın neden
Gönül ister kavuşmayı ölmeden
Gül olmasa bülbül ah u zar etmez
Beni yakan yansın aşkın narına
Gönül düştü bir zalimin toruna
Bakmaz mısın bu VEYSEL’in zarına
Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.
Aşık Veysel
Güzelliğin On Par’Etmez
Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa
Tabirin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yareme
İsmin yayılmaz aleme
Aşıklarda meşk olmasa
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başk’a olmasa
Güzel yüzün görülmezdi
Bu aşk bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi
Aşık ve maşuk olmasa
Senden aldım bu feryadı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı VEYSEL adı
O sana aşık olmasa.
Aşık Veysel