Mısır’ın Port Said Limanından 10 Temmuz 2013 tarihinde İskenderun Limanına gelmiş olan “Aqua Hercules” adlı gemi, 44 aydır körfezde demirlenmiş halde bekliyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Zeytinburnu açıklarında demirli bulunan Tanzanya Bandıralı bir geminin belirlenemeyen bir sebeple su alarak batmasının ardından, gözler tekrar İskenderun Körfezindeki bu gemiye çevrildi.
“Aqua Hercules” isimli geminin sahibi olan şirkete, çok sayıdaki alacaklılarca haciz işlemlerinin başlatılmasıyla, gemi icralık olmuş bundan dolayı da körfezde bağlatılmıştı. İngiliz Bandıralı 33 bin groston kapasiteli Aqua Hercules adlı gemi de yaklaşık 4 yıldır İskenderun Körfezi’nde başıboş vaziyette tehlike oluşturmaya devam ediyor.
Haciz işlemlerinin ardından 37 kişilik mürettebatın terk ettiği gemi, gece ışıklandırması olmadığı için büyük tehlike arz ediyor ve körfeze demirlediği tarihten bu yana defalarca dalgaların etkisiyle körfez açıklarına kadar sürükleniyor. Geminin bu halini gören vatandaşlar da can ve mal kaybı ile çevre kirliliğine neden olabileceği endişesini günbegün taşıyor, kaderine terk edilen geminin tüm deniz taşıtları için ciddi bir risk ve tehlike oluşturduğunu ifade ediyor.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un Zeytinburnu açıklarında demirli Tanzanya Bandıralı geminin de ‘belirlenemeyen’ bir sebeple su alarak batması, mürettebatı bulunmayan gemi için kurtarma talebinin olmaması gibi durumlar; Türk karasularının ‘batan ya da batırılan’ gemi çöplüğüne dönüştürülmek istendiğine dair akıllarda soru işareti bırakıyor. Tanzanya Bandıralı gemi, yine İskenderun Körfezi’nde demirlenmiş “Aqua Hercules” Gemisi gibi hacizli olmasından dolayı 2014 yılından beri Zeytinburnu sahillerinde demirli olarak bulunuyordu.
Türk Karasuları Batan Gemilerin Uğrak Yeri mi?
Denizlerimizdeki sahipsiz gemilerin durumu böyle iken, şimdi yetkililere ve ilgililere şu soruları soruyor ve cevap arıyoruz;
*Bu tür vakalar, neden genellikle Türkiye’de yaşanmaktadır? Türk karasuları ‘Batan’ gemilerin uğrak yeri midir?
*Denizlerimizin “batık gemi” hurdalığına dönüştürülmesine ve gemi çöplüğü haline getirilmesine neden seyirci kalınmaktadır? Deniz Hukuku yasalarının boşluğundan yararlanılarak, sıkça batan gemi vakalarıyla karşılaşacak mıyız?
*Karasularımız batmaya terk edilen gemilerin yolgeçen hanı mıdır? Karasularımız hacizli gemilerin park yeri ya da mezarlığı mıdır? *Türkiye’de limanlarda bekleyen daha ne kadar “hacizli gemi” mevcuttur?
*Tüm ülkemizi ilgilendiren, telafisi mümkün olmayan can ve mal kaybı ile çevre felaketlerine sebebiyet verebilecek başıboş hacizli gemilerin limanlara çekilerek hukuki işlemlerinin hızlandırılmasına neden öncelik tanınmamaktadır? Neden hacizli gemilerin yıllarca çürümeye terk edilerek batmasına seyirci kalınmaktadır?
İskenderun Körfezimizde yıllarca demirli kaldıktan sonra, 2006 yılında batan ULLA adlı gemi gibi körfezimizde ikinci bir “Aqua Herkules” felaketi yaşanmaması için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın bir an önce bu soruna müdahale etmesini talep ediyoruz. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)
