Eksen Tartışmasına Katkı!

0
127

Eksen; dönmekte olan cisimlerin, etrafında döndüğü varsayılan hattı müstakimin,  doğru çizginin adına deniyor.. Mesela yerkürenin, kuzey güney kutup uçlarından geçtiği varsayılan doğru çizgi Dünya’mızın ekseni oluyor..

Gencebay, her ne kadar “Durdurun dünyayı başım dönüyor” dese de; kendi ekseni çevresinde dakikada 27,7 km hızla, batıdan doğuya dönmeye devam ediyor yer küremiz.. Aynı anda güneşin çevresindeki yörüngesinde de yaklaşık dört katı bir hızla dönerek yüzüyor mesela.. Kendi çevresinin uzunluğu olan 40 bin kilometreyi 24 saatte  semahlarken,  güneş etrafındaki bir yıllık uzun yolculuğundan, milyonlarca kilometrelik  bir bölüm alanı da aynı günde kulaçlıyor..

Yer küremizin ekseni, yörünge düzlemine 23,5 derecelik bir açı yapıyor.. Dünya Güneşe doğru mu eğmiş başını, yoksa ay mı bükmüş boynunu? Yoksa mecazı çok, gerçek anlamda yamuk mu? Ve fakat bu yamukluğun düzeltiyorum bu açının yönü, güneşli yörüngesindeki bir yıllık zaman dilimi içinde çok küçük derecelerle değişiyor.. Ekseni değişmiyor yer küremizin, ekseninin yönü değişiyor.. Dünya’nın, güneşten aldığı ısının derecesi de, eksenindeki 23,5 derecelik açının yönüne göre değişiyor, mevsimler oluşuyor..

Özetle Dünya, semaha kalkmış durmaksızın dönüyor..  Hem kendi etrafında, hem güneşin.. Değiştirerek her an taneciğinde ekseninin yönünü.. Yaşanacak mevsimlerin ortam ve şartlarını oluşturmak için, söz vermiş insanlığa..Sözünde durarak dönüyor Dünya..

“Sözünde durmak” deyimindeki ‘durmak’ fiili, kesintiye uğramış bir eylemsizlik durumunu değil, o sözün devamlılığını fiili bir hareket içinde taşındığını, yaşam yörüngesinin bir döneminde yerine ulaştırıldığını, özetle olumlu bir eylemlilik halini belirtiyor..

“Sözünden dönmek” deyimindeki ‘dönmek’ fiilinde ise, devam eden bir eylemlilik hali yoktur.. Söz kesintiye uğramıştır.. Dolayısıyla  eylemdeki bu olumsuzluk hali, “sözünde durmayanlara” karşı bir eleştiriyi de içerir.. Eleştirinin içerisinde, dönmek fiilinden türetilen ‘dönek’ sözcüğünün olumsuz tüm çağrışımları da mevcuttur..

Sözünde durmak deyimindeki söz, Arapça  ‘ahit’  kelimesinde ışır.. Durulan sözdeki devamlılık ise ‘vefa’ kelimesinde fotoğraflanır.. Özetle Arapça “ahde vefa” tabiri, sözünde durmak deyimindeki fiilin devamlılığını kanıtlar..

Bu anlamda sözünde duranlar için ahde vefa, yaşam yörüngelerinin temel ilkesi olmakta.. Sözünden dönenler içinse, semtinden bile geçmedikleri bir yer adı..

“Vefasız yolcular” değil midir zaten, bir şarkımızın sözlerindeki gibi, sevgimizin evi “kalbimizi viran” edenler? Karşılaştığımızda, “Yaratan aşkına bir teselli ver” diyerek geçip gitmek aslında Gencebay duyarlığında.. Geçemediğimiz bulanık nehirlere köprülemek, “sevenin halinden sevenler anlar” çağıltısını.. Bazı kişiliksizlerin bazı kişilikler önünde eğilip köprülendiğini görünce, “Batsın bu dünya” sitemiyle Gencebay’a vermek sözü; “Kula kulluk edene yazıklar olsun!”

Ahde vefayı bir ilke olarak kabul ettiğimizde, yaşam yörüngemizin doğrultusunu da belirlemiş oluruz diye düşünüyorum ben..  Doğrultusu belli yolun adı; Arapçada,  “sırat elmüstakim”dir.. Ahde vefayı bir eksen olarak düşündüğümüzde ise, aynı olguyu yörüngemizden sapmadan etrafında döneceğimiz “hattı müstakim” diğer ifade ile istikameti içeren çizgi anlamında belirlemiş oluruz.. Bu bağlamda “ahde vefayı;” yaşam yörüngemizde yol alırken, Dünya örneği insanca yaşamın mevsimlerini oluşturmak amaçlı “dönmemek üzere etrafında döneceğimiz”  bir eksenimiz olarak kabul edebiliriz..

Ahde vefayı içeren insanlık eksenimizin adına akıl diyelim mesela.. Bilim olur bu anlamda, akıl ekseninde yol aldığımız yörüngenin adı da.. Sevgi olsun mesela eksenimizin adı.. Barış olur bu anlamda da sevgi ekseninde yol aldığımız yörüngemizin adı..

Yol alabilmek ne güzel akıl ekseninde, bilim yörüngesinde.. Sevgi ekseninde barış yörüngesinde.. Dünya örneği bir açıyla insanca yaşamın mevsimlerini oluşturabilmek için tabi ki.. Dünyamızın ekseninin yönünü “kısa vadede kâr ve haza, uzun vadede acı ve yıkıma” eğen, büken ve dolayısıyla yer küremizi insanca yaşamın yörüngesinden çıkartan ahde vefasız yolcular nedeniyle “Durdurun dünyayı inecek var” demeyeceğiz elbette.. Ve fakat “Ağlatıp da gülene yazıklar olsun” diyebiliriz diye düşünüyorum ben Gencebay duyarlığıyla, kalbimizi de dünyamızı da viran edenlere..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here