CHP İlçe Başkanı Jorj Basus; “Seçmenin Tercihi Çok Farklıydı”

0
320

chp-jorj basus6Cumhuriyet Halk Partisi İskenderun İlçe Başkanı Jorj Basus, 25. Dönem Milletvekili seçimleri sonrası gazetemize bir değerlendirmede bulundu.

Genel seçimleri İskenderun ve ülke açısından değerlendiren Basus, olumlu bir kampanya geliştiğini kaydetti. İskenderun halkının Cumhuriyet Halk Partisine teveccühünün olduğunu gördüklerini kaydeden Basus; “Bir önceki seçimlerde belediye’yi 3 bin oyla kaybettiğimiz kentte şu anda ise 2000-2500 oyla önde kapattık bu seçimi. İskenderun halkına İskenderun’da yaşayan herkese CHP’ye olan desteklerinden ötürü teşekkürlerimi sunuyorum öncelikle. Ama sadece Hatay olarak bakmamak gerek, Türkiye geneli seçimleri değerlendirdiğimizde seçmenin tercihi çok farklıydı. İlk defa CHP ekonomi ağırlıklı, insanların direk yaşam standardına yönelik olan, çatışmadan uzak kampanya düzenledi. Bunun getirisinin daha fazla olacağını düşünüyorduk. Ama belki ülkemizin içinde bulunduğu barış şartlarının kalmadığı, insanların özgürlüklerinin ortadan kalktığı bir ortamda, 12 yıldır devletleşen, devletin tüm olanaklarını kullanan, insanları baskı altına alan ve onları belli kalıplara sığdırmaya çalışan iktidara karşı insanlar ekonomik taleplerden önce özgürlük ve demokrasi taleplerini daha çok dikkate aldı. HDP’nin yükselişinin bir sebebi oldu. Bu seçimde anti Tayyipçilik gibi bir ilkeyle insanlar oy verdi. Bu da tercihleri farklılaştırdı” şeklinde konuştu.

Bundan sonra partilerin takınacağı tutum ve koalisyon konusuna da değinen Basus; “İnsanları baskıcı, belli kalıplara sokmaya çalışan bu 12 yıllık iktidar döneminden çıkmak için insanlar CHP, MHP ve HDP’ye oy verdiler. Bu 3 siyasi parti de bunu iyi değerlendirip Türkiye’nin üzerindeki baskıyı kaldırmak zorunda. Türkiye’yi daha özgürleştirecek, daha demokratik bir ortamı ve daha demokratik seçim şartlarını yaratmalılar. Devlet memurlarının, öğretmenlerin, öğrencilerin zorla cumhurbaşkanı, başbakan’ın mitingine götürüldüğü, insanların sicillerinin bozulabileceği endişesiyle alabildiğine baskı altında olduğu bir dönemdi. Demokratik bir ortamın olmadığını düşünüyorum. Memurun, işçisinin, köylünün kendini özgür hissedebildiği bir ortamı yaratmak artık bu 3 siyasi partinin yükümlülüğünde. Bu yükümlülükten kaçan herkes vebal altında kalır. Türkiye toplumu bunun hesabını sorar. Halkın bu mesajı verdiğini algılıyorum ben . Bu 3 siyasi partinin herhangi bir şekilde olursa olsun Ak Parti hükümetinin iktidarına son verip ülkeyi normalleştirecek bir hükümet oluşturmasını ve ileriye yönelik ülkeyi normal şartlarda bir sonraki seçime götürmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here