Yuva; “Bu Coğrafya Dünyanın Kaderini Elinde Tutan Coğrafyadır”

0
140

Vatan Partisinden ‘Suriye’nin İmarında Türkiye’nin Rolü ve Türkiye-Suriye İlişkileri’ Çalıştayı

Vatan Partisi İskenderun İlçe Başkanlığı, geçtiğimiz hafta sonu “Suriye’nin İmarında Türkiye’nin Rolü ve Türkiye-Suriye İlişkileri” konulu çalıştay düzenledi. La Perla Premium Otel toplantı salonunda kahvaltılı düzenlenen çalıştaya konuşmacı olarak Türkiye-Suriye Dostluk Komitesi Başkanı ve Aydınlık Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Mehmet Yuva katıldı.

Vatan Partisi Hatay İl Başkanı Yunusu Özgür Yıldırım, İlçe Başkanı İbrahim Bedir, ADD Karaağaç Şube Başkanı Kemal Işıkar, Vatan Partisi ilçe başkanları ve çok sayıda vatandaşın katıldığı çalıştayda konuşan Yuva, Soçi Zirvesi, İdlib ve daha sonraki adım olan Fırat’ın Doğusu konusunda oluşan gelişmeleri değerlendirdi.

Suriye ve bölgenin tarihsel geçmişini anlatan Yuva, bulunduğumu bölgenin önemine dikkat çekerek, tarih boyunca bu bölgenin savaşların ve barışın sonlanmasında kritik rol oynadığının altını çizdi.

Yaşadığımız coğrafyanın öneminden bahseden Yuva; “Amik Ovası bu dünyanın kaderini elinde tutan ovadır. Hatay coğrafyası, Şam coğrafyası dünyanın ağırsıklet merkezidir. Dünyadaki dengeleri, dünyadaki düzeni, nizamı, dünyanın gidişatını olumlu ve olumsuz etkileyen, uluslararası ilişkilere en etkili nüfuz eden coğrafyada yaşıyoruz. Yaşadığınız coğrafya kaderinizdir. Biz şu an bu coğrafyanın kalbindeyiz, İskenderun Körfezi bu coğrafyanın merkezidir. 3000-4000 senedir bu değişmedi. Bir tarihçi olarak bu coğrafyanın dünyanın kaderini, devletlerin kaderini elinde tutan coğrafya olduğunu biliyorum.

Yükselen devletlerin artık inişe geçmeye başladığı dönemi ve tarihini yazandır bu coğrafya. Çok insan bunu anlamakta zorlanabilir ama bugün birçok devletin kavgasına, rekabetine maruz kalandır bu coğrafya. Rusya, Amerika, İsrail, dünya burası için savaşıyor, buranın kıymetini biliyor ama biz kendi kıymetimizi bilmiyoruz. Toprağımız çok verimli. Ne ekerseniz ekin, en güzel şekilde alıyorsunuz. Tütün, pamuk bizim ürünümüz değildi ama ekildi ve en kaliteli ürünler elde edildi. Bu bölge zengin bir enginar coğrafyasıdır. Mustafa Kemal enginarını Dörtyol’da getirtirdi ama şimdi Dörtyol’dan Samandağ’a kadar olan coğrafyada bir enginar ağacı göremezsiniz” diyerek Hatay, Suriye, İran, Irak ve hatta daha geniş bölgeleri içine alan bu coğrafyayı eski ve yeni haritaları göstererek doğru telaffuzlarla anlattı.

Amerika’nın, Fransa’nın Kucağında Yer Alarak Devrim Olmaz

Sol söylemlerle sağ vurulduğunu da savunan Yuva; “Pirincin içindeki beyaz taş dişi kırandır, en tehlikeli olandır. Piyasaya sol söylemlerle çıkıp aslında sağ vuran, aslında Emperyalizme, Siyonizm’e aslında vahabizme en büyük hizmeti yapan çıkışlardan, zihniyetlerden sürekli uyarmak gerekir, onların deşifre edilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Özgürlük savaşları ne zamandan beri Fransa’da saraylarda planlanır oldu. Özgürlük ve devrim ne zamandan beri Siyonist örgütlerle görüşülür oldu. Özgürlük ve devrim ne zamandan beri Amerika’nın askeri üslerinin sizin topraklarımızda inşa edilmesi ile gerçekleşti. Özgürlük savaşları ne zamandan beri Suudi Arabistan’ın Vahabi zihniyetiyle yapılır oldu. Bu tek kelimeyle insan aklıyla alay etmektir. Amerika’nın, Fransa’nın kucağında yer alarak devrim olmaz bu bölgede. Aksine karşı devrimlere piyon olursunuz” şeklinde konuştu.

Konuşmasında 1918’lerde yaşananların tekerrür ettiğini de kaydeden Prof. Dr. Mehmet Yuva; “Özgürlük, Demokrasi, Arap Baharı söylemleriyle, diktatörler gidecek söylemleriyle insanlar kandırılıyor. Katil Saddam, katil Kaddafi, katil Esad… Her katil dediklerinde bir devletin talan edildiğini, bir milletin milli servetinin çalındığını, bir milletin tarihinin yağmalandığını, yüz binlerce kadının tecavüze maruz kaldığını ve bir ülkenin yok edildiğine şahit olduk. Demokrasi, özgürlük talep edenlerin tarihleri karanlık! Tarihleri soykırım ve terörle özdeş! Ama onlar, demokrasi, insan hakları, eşitlik bahaneleriyle ülkelerimizi talan ettiler” diye konuştu.

İdlib Sorunu, Soçi Zirvesi Ruhuna Uygun Çözülecektir

İdlib sorunu hakkında da konuşan Türkiye-Suriye Dostluk Komitesi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yuva; “İdlib sorunu, Soçi zirvesi ruhuna uygun çözülecektir. Geriye dönüş olmaz. Soçi zirvesindeki devletler Fırat’ın doğusuna yönelik terörün bitirilmesinde ortak anlayış benimseyeceklerdir. Türkiye, Suriye ile masaya oturarak, Suriye’nin imarında mutlaka yer almalı ve Türk iş adamları Suriye imarının dışında kalmamalıdır.

Erdoğan, Putin ve Ruhani arasında İran’da bir zirve toplantısı gerçekleşmişti. Bu zirvede bazı sıkıntıların yaşandığı konusunda iddialar vardı, ben bunun tersini söylüyordum. Zira orada üçlü bir antlaşma sağlanmıştı. İran’ın katılmayacağı ama Erdoğan ve Putin’in bir araya geleceğini, İdlib meselesinin görüşüleceğini, Tahran zirvesinden sonra açıklamıştım. Bunun sebebini hemen izah edeyim.

İran’ın sosyolojik ve mezhepsel yapısına baktığınız zaman, İdlib’e bir askeri müdahaleye katılması, Türkiye’nin dışında tutulduğu bir askeri operasyonun İran’ın, Rusya ve Suriye ile birlikte hareket etmesi orada özellikle kökten dinci mezhepsel, radikal grupların belki ılımlı grupları içine alarak, Şii düşmanlığı temelinde İran’a karşı, bir araya gelmeleri imkânı doğabilirdi. Bence bu konuda ikna edildi. Çok da iyi oldu. Zira Erdoğan ve Putin arasında hemen zirvenin ardından, İdlib’teki gelişmelere baktığımız zaman çok önemli ortaklık görmekteyiz.

Soçi zirvesinden çıkan sonuçlara ilişkin yakın askeri gözlem noktaları tahkim edilecek, bununla birlikte Rus ve Türk askerleri birlikleri, devriye operasyonları yapacaklar. Buna mukabil, terör örgütlerine ilişkin silah bırakılması, ağır silahlardan arındırılması, 15 Ekim tarih olarak belirlenmiştir, bu tarihe kadar gerçekleşecektir. Hemen ardından siyasi sürecin hayata geçmesi için ılımlı olarak kabul edilen, özellikle Türkiye’nin desteklediği grupların bu siyasi sürece aktif katılmaları hız kazanacaktır. Böyle bir sürecin İdlib sahasında sağlanmış olması veya sağlanabilir imkânın doğmuş olmasıdır.

İdlib, sorunun bu çözüm sürecinin rahatlaması aynı zamanda Türkiye ve Suriye devletinin Fırat’ın doğusundaki terör örgütlerine odaklanmasını arkasından getirecektir. Zira dikkat edin Suriye, Soçi Zirvesinden çıkan kararları, memnuniyet verici olarak izah etmiştir. Bu da ilk kez İdlib sahasında Türkiye’nin Rus silahlı kuvvetleri ile değil, Türkiye ve Suriye Silahlı Kuvvetlerinin bir ortak askeri işbirliğinin de önünü açacaktır.

Aynı zamanda her iki ülkenin esas sıkıntısını teşkil eden, hem Suriye’nin hem Türkiye’nin birliğini tehdit eden birçok askeri üslerle tahkim edilen hem Fransız ve Amerikalıların Fırat’ın doğusunda bu bölücü yapılanmalara karşı iki ülkenin askeri kuvvetlerinin ortak operasyon yapması halinde bence, orada Amerika’nın orada beyaz bayrak çekeceği ve çekilebileceğinin önü açılabilinir. Suriye bu şekilde bir bütünsellik arz eder. Toprak bütünlüğü korunur ve siyasi süreç başlar. Ortaya çıkacak durumda bütün bölge için hayırlı olur. Türkiye’de hem bölücü hem de özellikle dini-dar yapılara karşı, sorumluluklardan da kurtulmuş olur” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here