Spor ve Sağlıklı Düşünmek (4)

0
79

Değerli okurlarım, ilkesiz olmak kadar anlamsız ve yakışıksız bir şey düşünemiyorum. En başta söylemiştim ya; ilkeli insan, ilkeli toplum. Aynen böyle yazmıştım. Yani başka bir ifadeyle, “Ne yaptığını, yapacağını bilen” ifadesiyle eş değerde. Doğru değil mi? Spor medyası, futbol sezonu açılırken, şampiyon adayları belli bile olsa, küme düşecek takımlar hissedilse bile bu müthiş spora “HOŞ GELDİN” diyoruz. Sezon sonunda da“GÜLE GÜLE” demeyi ihmal etmiyoruz.

Şampiyonluk kontenjanı en dar liglerden olan Türkiye Ligi ha bitti ha bitecek. Ligimiz bu yönde eski bir lig. Bu böyle devam ettiği sürece yani ilkesizlik ön planda varsayılacak olursa (ki tamamen öyle) yani sezonlarda, istesek de istemesek de şunlar yaşanacak:

Artık hiç futbolcuya hayran olmayan, olamayan; oyunun ruhunu ve insani inceliklerini yitiren gergin, sert ve kibirli, şerefli mağlubiyetlerin varlığına inanmayanların kuşağından ‘’İLKESİZ’’ yöneticiler göreceğiz. Elini taşın altına koymakta imtina eden, olumsuzların üstüne gitmekle görmezden gelmek arasında tedirgin ve tutuk “İLKESİZ” sorumlular göreceğiz. Oynarken var olan değil, oynadığının karşılığı için oynayan çok garip profesyonel futbolcular izleyeceğiz. Bu söylediklerimle birlikte yine birçok olumsuzluklar gündem oluşturacak. Bizim futbolumuz ve ilkesiz yöneticilerimiz çok şey biliyor ya ondan…

Bir çocuk (sporsever) ilk kez maça gidip, kendini ilk kez takım taraftarı gibi hissedecek. Bazıları ağzını bozacak, birçokları gereksiz kavgalara karışacak. Bazıları kendini takımın fedaisi (şimdi olduğu gibi) gibi görecek. Topluca küfürler gırla giderken, yandaş basın, bunu çok zekice yapılmış şakacı ve sevimli yaklaşımlar olarak kabullenip tavizkâr olacak.

Futbol, seyrine doyum olmayan, kapitaliyle, alt yapısıyla, taraftarlarıyla, çok büyük bütçesiyle çok önemli bir sektör konumunda olup, bir meslektir ve aynı zamanda bir sanattır. İlkesizlik öylesine içimize işlemiş ki; kurallar çerçevesinde ondan yararlanacağımıza, onu bütün gücümüzle zorluyoruz. Şike, doping, teşvik pirimi gibi yüz kızartıcı olumsuz yaklaşımlarla, onu alabildiğine çirkinleştiriyoruz. Bu saydığım üç çirkin konuya da müsait zamanda ayrıntılı olarak gireceğim.

İlkesiz yöneticiler yüzünden, öylesine berbat sezonlar yaşayacağız ki; bazı sporseverler belli nedenlerle, “Bir Daha Maçlara Gitmem!” diye yemin edecek. Çoğunun haklılığı var. Onlara saygı duyuyorum. Hiçbir kötü niyet olmaksızın, şerefli bir yenilgiyi kabullenmek sporun da sporcunun da taraftarın da şanındandır. Bu önemli ilkenin altını çizmek istiyorum. Yarınki sayımızda da fair-play ilkelerinden söz etmek istiyorum.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here