Sokağımız Gibi Curcuna Evimiz…

0
76

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Sokağımız gibi curcuna evimiz, kaç günden beri. Yurt içinden ve yurt dışından gelen misafirlerimle… Çok özel bir doğum günü hediyesi bendeniz için. Artık bildiğiniz gibi cumhuriyet bayramı benim doğum günüm. Ve dostlarım, sevdiklerim bana güzel bir sürpriz yapmak üzere sözleşip, eve bir anda doluştuklarında dilimi lal ettiler sevinçten… Her zaman kendimi özel algılamışımdır doğduğum günden dolayı.

Ama bu yıl  biraz daha özel  hissediyorum, sevdiklerim sayesinde. Gerçekten sevmek gerçekten sevilmek “mış” gibi olmadan  nerdeyse mucize  gibi oldu  birçok insan için, çevremde yaşanları gözlemlediğimde. Döve, döve insan öldüren, balkondan atıp üzerinden araçla geçen, başını taşla ezen yaratıkların varlığını görünce.

Ve artık Dünya da insanlık iflas etmiş diye düşündüğümden. Sevginin kırıntısının bile değerini daha çok bilmeye, onu koruyup kollamaya, besleyip büyütmeye daha çok tek yürek olmaya başladık. Ve dilerim çevremizdeki vahşete karşılık toplumca da  sevgimizin daha çok ayrımında olmayı ona nasıl sahip çıkacağımızı biliriz.

Ve şimdilik sağlık ve sevgiyle hep birlikte kalalım dileği ile hoşça kalalım diyorum. Ve üç eğlendirici paradoks öyküsü ile. Gürcan arkadaşımın “Suyu Arayan Adam” adlı köşe yazısından ilham alarak… “Paradoks “(Paradox) Kökeni Fransızcadaki “paradoxe” kelimesidir. Kökleşmiş inanç ve düşüncelere aykırı olan buluş ya da görüş demektir. Öykülerde göreceğiniz Paradoksların özellikleri;

1- Çok mantıksız görünen, aslında çok mantıklı bir değiştir.

2- İki doğrunun veya yanlışın çelişkisidir.

3- Paradokslar ilginçtir.

4- Paradokslar eğlencelidir.

5- Paradokslar öğreticidir.

6- Paradokslar şaşırtıcıdır.

7- Paradokslar zihni açar.

Kaynak: http://paradoks.nedir.com/#ixzz3GxcJAQ8o

Akhilleus Paradoksu

İ.Ö. 5. yüzyılda yaşamış Yunanlı düşünür Zenon’ un şu hikayesi meşhurdur: Bir gün, Antik Yunan’ın meşhur savaşçısı Akhilleus, bir kaplumbağayla koşu yarışı yapmaya karar vermiş. Akhilleus, kaplumbağadan tam 10 kat daha hızlı olduğu için kaplumbağanın yarışa 100 m önden başlamasına izin vermiş. Yarış başladıktan birkaç saniye sonra, Akhilleus aradaki 100 m’yi hemen aşmış, ama bu arada onunkinin onda biri hızla hareket eden kaplumbağa, 10 m ilerlemiş. Yani aralarındaki mesafe, artık 10 metreymiş.

Akhilleus, bu 10 m’yi de geçerken, kaplumbağa da 1 m ilerlemiş, yani artık aralarında 1 m varmış. Akhilleus, bu 1 m’yi geçerken, kaplumbağa 1/10 m, yani 10 cm ilerlemiş. Akhilleus bu 10 cm’yi geçerken de kaplumbağa 1 cm ilerlemiş. Akhilleus bu 1 cm’yi de geçince, aralarındaki uzaklık 1 mm’ ye düşmüş, vs. vs. Yani fark sürekli onda birine düşüyor, ama asla kapanamıyormuş!!??

Yani kaplumbağadan 10 kat hızlı olan Akhilleus, kaplumbağayı hiç geçememiş!!??

& & & & &

Hesap Paradoksu

Üç kız arkadaş alış veriş için çarşıya çıktıklarında bir butiğe girerler. Çok beğendikleri bir çanta bulurlar. Üçünün de zevki hemen hemen aynı olduğundan üçü de aynı çantadan birer tane alırlar.

Ve birer milyon lira öderler. Mağazadan çıktıktan sonra tezgahtarın aklına çantaların indirimde olduğu gelir. Hemen arkalarından fazladan ödedikleri beş yüz bin lirayı bir çırakla gönderir.

Çırak yolda giderken paranın iki yüz bin lirasını cebine atar ve bayanlara yetişip üç yüz bin lira iade eder.  Sonuçta üç arkadaş çantalar için dokuz yüzer bin lira ödemiş olurlar. Üçünün verdiği para toplam iki milyon yedi yüz bin lira yapar. Çırağın cebine attığı iki yüz bin lirayı da ilave edersek toplam iki milyon dokuz yüz bin lira olur.

Eksik kalan yüz bin lira sizce nerede? Hiç bir yerde…

Yapılan hesap bir şaşırtmacadır. 3 eşarbın ederi 2 500 000 liradır. 3 000 000 liranın üstü olarak geriye 500 000 lira ( en azından satıcı tarafından ödenen) ödenmiştir. Çırağın cebine attığı 200 000 lira, 2 700 000 liranın üzerine eklenmez. Tam tersi çıkarılması gerekir. Mağaza 3 000 000 – 500 000 = 2 500 000 tahsil etmiştir. Bayanlar 2 500 000 lira çantalara, 200 000 lirası çırağa olmak üzere toplam 2 700 000 lira ödemiş oldular.

& & & & &

Avukat Paradoksu

Yunanlı ünlü avukat Protogras, verdiği özel dersin ücreti ile ilgili olarak öğrencisiyle bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre öğrencisi aldığı ilk davayı kazanırsa bu ücreti avukata ödeyecek, kazanamazsa ödemeyecektir. Dersin bitiminden hemen sonra herhangi bir dava almayan öğrenciden ses seda çıkmaz. Sabrını yitiren avukat, bir dava açarak bu ücreti öğrencisinden talep eder. Yeni avukat olan öğrenci bu ilk davasında kendini savunmayı üstlenir. Bu davayı öğrenci kazanırsa ilk davasını kazanmış olacağı için davayı kaybeden hocasına parayı ödemek zorunda kalacaktır. Tersine davayı kaybederse bu kez de davayı kaybettiği için hocasına yine ödeme yapmak zorunda kalacaktır.

& & & & &

Kuyruklu Yalan Paradoksu

Kral ülkenin yalancıları arasında bir yarışma açtı. “İşte bu yalan,” diyebileceği bir yalan uydurana bir küp altın vaat etti. Yalancılar akın akın saraya gelip yalanlarını söylediler, fakat yalanlar ne kadar akıl almaz olursa olsun kral hep, “olabilir, niye olmasın …” gibi cevaplar veriyordu. Böylece hem eğleniyor, hem de bir küp altından olmuyordu.

Derken kahramanımız elinde boş bir küple huzura çıktı ve konuştu: “-Rahmetli dedeniz bir savaşa çıkacaktı, ancak o günlerde hazinede yeterli para yoktu. Dedeniz dedemden bu küple bir küp altın borç aldı ve ‘bu borcumu torunum torununa ödeyecek,’ diye söz verdi. Şimdi, dedenizin borcunu bana ödemeniz için buraya geldim.”

Kral, “işte bu kuyruklu bir yalan!” deyince adam, “o halde ödülümü alayım,” dedi.

Kral, “ımm şeyy doğru da olabilir” deyince adam, “o halde borcunuzu ödeyin” dedi 🙂

Günün Şiiri

Akrep Gibisin Kardeşim

Akrep Gibisin Kardeşim,
korkak Bir Karanlık İçindesin Akrep Gibi.
serçe Gibisin Kardeşim,
serçenin Telaşı İçindesin.
midye Gibisin Kardeşim,
midye Gibi Kapalı, Rahat.
ve Sönmüş Bir Yanardağ Ağzı Gibi Korkunçsun, Kardeşim.
bir Değil,
beş Değil,
yüz Milyonlarlasın Maalesef.
koyun Gibisin Kardeşim,
gocuklu Celep Kaldırınca Sopasını
sürüye Katılıverirsin Hemen
ve âdeta Mağrur, Koşarsın Salhaneye.
dünyanın En Tuhaf Mahlukusun Yani,
hani Şu Derya İçre Olup
deryayı Bilmiyen Balıktan Da Tuhaf.
ve Bu Dünyada, Bu Zulüm
senin Sayende.
ve Açsak, Yorgunsak, Alkan İçindeysek Eğer
ve Hâlâ Şarabımızı Vermek İçin Üzüm Gibi Eziliyorsak
kabahat Senin,
— Demeğe De Dilim Varmıyor Ama —
kabahatın Çoğu Senin, Canım Kardeşim!

Nazım Hikmet Ran

Günün Fıkrası

Vesikalık Fotoğraf

Dursun iş için müracaatta bulunmuş. İşe alınması için bazı evraklarla birlikte 8 adet de vesikalık fotoğraf istemişler. Ancak Dursun vesikalık fotoğrafın ne olduğunu bilmiyormuş. Hemen akıl hocası Temel’in yanına koşmuş. Durumu anlatmış.

Temel: Bildiğim kadarıyla vesikalık fotoğraf belden yukarı çekilen fotoğraftır. Sen şuraya çukur kaz içine gir.
Bende fotoğraf makinesi getireyim. Fotoğrafını çeker veririz demiş.

Dursun başlamış çukur kazmaya, Temel fotoğraf makinesi getirmeye gitmiş. Temel bir de gelmiş ne görsün. Dursun 8 tane çukur kazmış. Temel: “Ula Dursun niye 8 çukur kazdın” demiş. Dursun: “8 vesikalık lazım ya..”

Temel: “Ula salak ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim:)))”

Günün Sözü

Ağlıyordum. O gidenler, “Sen iyi bir insansın” diyordu. Ve hiçbiri de aslında; iyi insan sevmiyordu.

Cemal Süreya

İnsanların da yan etkileri var. Bazıları başını döndürürken, bazıları mideni bulandırabiliyor.

Nicanor Para

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here