Kadınlar Futbola Selam Dursun (4)

0
57

Değerli okurlarım, sporumuzla övünüp, onunla gurur duymalıyız. Bunun içinde önce “Adam Gibi Adam Olmak” gerekiyor, spor ahlakını sonuna kadar özümlemiş olmamız isteniyor. Tribünde, sadece küfür üreten, saldırganlığa prim tanıyan anlayış bunlara hiç sesini çıkarmayan, üstelik besleyicilik görevleriyle de, çanak tutun spor kulübü yöneticileri sayesinde, biz Türk milleti olarak futbolumuzla, sporumuzla böyle övünebiliriz. Ancak biz burada “Merhaba Futbol” diyoruz ama ülkemizde sporumuzun bir kez takımı, onların yöneticileri ve de basının içine sızmışların yüzünden, dostluktan, samimiyetten, özveriden uzak dipsiz bir uçuruma doğru hızla gitmektedir.

Olayları güncelleştirecek olursak, yani dünkü bir olayı anlatma gereği duyarsak, bu mesleğin kimlerden darbe üstüne darbe yediğini gözlerimizle görürüz. Seksen milyonluk Türkiye’de milli takım için bir hoca bulamıyoruz ve yüzü yabancı olmasa bile sonuçta yabancı birini getiriyoruz. O kişi de milli takımımızı bizden kaçırıyor. Kamp için kendi ülkesine götürüyor. Belki normal sayılabilir ama şu aşamada ayrıntıya girmeyeceğim. Ay-Yıldızlı forma sırtına layık görülmüş ve aynı zamanda büyük bir takımımızın da kaptanı olan bir yeni yetme, haklı ya da haksız bir olaydan dolayı, kolunu omzuna kadar basın tribününe gösteriyor.

Bizim kuşak, inanın hiçbir kuşağa benzemez. Analarımız babalarımız bizlere “Sakın ola ki büyüklerinize saygısızlık etmeyin. Haklı bile olsanız sessiz olun. Onlardan öğrenecek çok şeyleriniz olacaktır” derdi. İşte bizim kuşak bu nasihatlerle, bu temennilerle bugünlere geldi. Ancak, “Hipokrat Yemini” etmiş bir hatta birkaç saldırgan yorumcu, bu kuşağın tüm özelliklerini taşıyanlara “Terbiyesizler” apoleti takıyor. Bu çirkin yaklaşımları hiç kimde kınamıyor ve hatta birçoklarının hoşuna bile gidiyor. Gerçekleri görebilme, dostluk ve de yapılan işe saygı olmayınca bu çirkinlikler doğal sayılıyor.

Öyle sezonlar yaşanıyor, öyle olaylara tanık oluyoruz ki, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Sağlam bir yerimiz nasıl olsun ki? Spora, sporcuya, verilen uğraşa, sporseverlere, güvenlik güçlerine saygı olmayınca ne yaparsak yapalım, ne yapılırsa yapılsın olumlu sonuçlar alabilir miyiz?

Hepinizin bildiği gibi, tribünde dostluk yok, saha içinde ise sahtekarlık, hakemleri aldatma, namertlik, hak yeme, laubalilik almış başını gidiyor. Sonu nereye varır, onu da bilmiyoruz. Ulu Önder Atatürk’ün ifade ettiği “Muasır Medeniyet Seviyesine” gelebilmemiz için acaba kaç fırın ekmek yememiz gerekiyor?

Ülkemizde, 85-90 bin cami olduğu bilinen bir gerçek. Bunun iki misli fırın olsa ve de gece gündüz ekmek üretse, bizler yine o seviyeye ulaşamayız! Olsa, Olsa şu olabilir, bol-bol ekmek yemekle bir yerlere varabilmemiz mümkün olmaz da, necip Türk seçmenlerinin en azından %50’si olgun ve dolgun olur ve bu kafayla da insanlarımızdan fazla şeyler beklemek hayalcilik olur.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here