Güzel Yaşam Sanattır…

0
56

Değerli Okurlarım, yazdıklarımı okuduktan sonra “bu adam ne kadar karamsar” deyip bana sitem etmeyin. İstesek de, istemesek de yaşam denilen ilginç bir yolculukta yolcudur herkes. Ömürde limit belli olsa da, insanoğlu en yüksek rakamı tercih eder. Bu onun doğasındadır.

Oysa bazıları parantezi erken kapatır elinde olmadan. Şimdi bazı gerçeklere bakalım. Bu yolculukta, yaşadığımız her yeni gün, geçmişimize ve geleceğimize yeni şeyler ekliyoruz. Yeni günler, yeni bir şeylerin başlangıcı olmanın yanı sıra, ömrümüzden de bir günü alıp götürmekte, bizi kaçınılmaz sona bir gün daha yaklaştırmaktadır. Belki bir anlamda yaşamı bu açıdan sorgulamak gerekir.

Yeni günlere adım atarken, yapılan sorgulamalarla geçmişin muhasebesini yaparken, dünün götürdüklerinin yanı sıra yeni bir günün getirdikleri ile yeni bir günün geçmişimize ekledikleri ile bir potada eritmek bizleri doğru sonuçlara ulaştıracaktır. Ancak, bu doğru sonuçlar insanları mutlu etmeyecek sonuçlar olabilir ama mutluluk katmayacak bile olsa, bildiğimiz bir sonuçtan korkmak, ne olduğu bilinmeyen en korkunç sonuçtan daha tehlikelidir.

Bırakın canımız biraz yansın, inadınızdan da vazgeçmeyin. Merak etmeye ısrarla devam edin, öfkenizi frenlemeyin, sevginizi büyütmeye devam edin, yeniliklerle heyecanlanın, korkunuzu yok edin ve kendi gerçeğinizden ürkmeyin. Yargıların kendinizi. Dün sizden neler götürmüş, yeni bir gün geçmişinize neler ilave etmekte.

Nerede olursak olalım, nerede yaşarsak yaşayalım ve kim olursak olalım, kendimizle ilgili en doğru kararları yine kendimizin vereceğine inanmalıyız. Kararınız yoksa, hayatınız da yoktur.

Bu yargılama yöntemi başkalarını mutlu etmeyebilir, etmeyecektir de. Varsın etmesin. Onlar zaten adil bir yargılama sonucunda oluşacak bir karar yerine, kendilerini mutlu edecek bir şeyler peşindedir. Ne kadar iyi ya da kötü de olsa, geçmişi ve hatta dünü tekrar yaşama lüksümüz, şansımız yoktur. Bırakın yarınları, bir an sonra neler yaşayacağımızdan bile emin değiliz.

O zaman bizlere kalan tek doğru seçenek, günü iyi yaşamaya karar vermek ve ödünsüz yaşamak olmalıdır. Fakat dünlerden de ders alarak yarınları kurgulayarak yaşamak.

Koşullarımız ne olursa olsun, insan gibi yaşamanın bir sanat olduğunu her vesile ile söylüyorum. Geçmişte yaptığımız hatalardan ders almak, bu derslerin yarınla yatırım olacağını unutmamak.

Şunu da unutmayacağız… Bu yaşam bizim ama bu ülke de bizim. En kutsal ibadet ülkemize hizmet vermektir. Elimizden geldiğince, çıkarsız ve beklentisiz buna çalışmalıyı. Güzel yaşamın bir sanat olduğunu unutmadan!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Yaşamı Iskalamak

Değerli Okurlarım, ıskalamak ilk bakışta bir futbol değimi gibi gelebilir ama öyle değil işte. Futbolda topu ıskaladığınız zaman, arkanızda, bir arkadaşınıza gollük bir pas olarak da gidebilir. Çünkü futbol takım oyunudur.

Ya yaşamı ıskalamak? O apayrı bir hadise, doğrudan sizi ilgilendirir… Hiç düşündünüz mü? Hayatınızda, yaşamınız boyunca neleri ertelediğinizi, hangi işleri yapmaktan vazgeçtiğinizi? Endişelerle, acabalarla, ürkeklikle, ne büyük mutluluklara el salladığınızı hiç düşündünüz mü?

Hayatımızın gidişatını değiştirebilecek nitelikteki bazı unutkanlıklar da, bir noktada mutluluğa el sallamak gibidir. Bunlar gayrı meşru yollardan ya da kumardan kazanılan paralar düşünülse bile, yaşamımızın renkleneceğini düşünmemeliyiz.

Neden? Çünkü bunlar, hormonla geliştirilmiş meyve ya da sebzeler gibidir. Gösterişi vardır ama lezzeti yoktur. Bir nevi oyalanmak gibidir.

Yaşamın gerçekçiliğini unutturur insana. Oysa, hayatın kendisi yalın ve sahicidir. Tarif edilmiş mutluluklar ve standartlaştırılmış beklentiler gibidir. Sanal reklamlara da benzetebiliriz.

Hayatı ve dolayısıyla yaşamı ıskalamayanlar, başarıyı, mutluluğu gerçek lezzetiyle tadanlar, toplumda kendilerini kabul ettirmiş kişilerdir. Bir çok koşullarda “Neden, niçin” diyerek sorgulamayı becerebilenlerdir. Ayrıca yaşamı ıskalamadıklarını, gerçek mutluluklarını tarif edebilenlerdir. Kumardan zengin olmuş biriyle, kişisel gücüyle başarıyı yakalamış insanlar, aynı kefeye konulur mu? Toplumda ikisinin de yeri bellidir. Görecekleri itibar ayrı ayrıdır.

Toplumda yer edinememiş, hayatın sunduğu imkanları ıskalamış insanların karanlık toplumlarda yakalamaya çalıştığı mutluluklar, hiçbir zaman mutlu eden bir mutluluk değildir. Yalancı ve gerçek dışı bir mutluluktur.

Yaşamı ıskalamak, hayatı ertelemek insanları mutlu etmediği gibi, yalnızlaşmaya doğru götürür. Mutluluk tarif edilemez, sadece yaşanır. Yeter ki, boş kaleye gol yapacağımız zaman, topu ıskalamayalım.

Sonuç olarak, yaşamın kadife gibi olan yumuşaklığını, berraklığını, sizi mutlu edecek huzuru ve rahatlığı artık ıskalamayın. Bu ürkekliği üzerinizden atın. Zamanınız varken mutluluk dediğimiz o hadiseye bütün mevcudiyetinizle yaklaşın.

Iskalamışlığın ezikliğini üzerinizden atın, olumsuz duyguları da yaşamamış olun. Her mutsuzluk da başarısızlık sayılmamalıdır. Hayatın gerçekleri olarak kabul edilmelidir. İçinize mutsuzluğun acısı çökmesin. Öyle bile olsa, onu uzaklaştırmak yine sizin elinizde. Ve, unutmayın ki, yaşam her zaman size gol pası vermeyebilir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Hayata Pozitif Bakalım…

Efendim, doğuyla batı arasında sosyo-ekonomik açıdan bir uçurum var dersek, hiç de mübalağa etmiş olmayız. Batı’da olanların, yani biraz daha medeniyete yakın olanların yaşam koşulları biraz daha iyice denilebilir. Bazı olanaklar onların lehinedir. En azından kışın altı ay sürdüğü soğuklar yoktur.

Doğu’da yaşayanların iklimleri soğuk olsa bile kendileri sıcak insanlardır. Üzülerek söylüyorum, bir çok şeylerden yoksundurlar. Hayallerinin büyük bölümü gerçekleşmeyecektir. Bunu onlar da bilirler. Bilirler de, yine de hayata pozitif bakarlar.

Belki de hayatı daha doğal yaşadıklarından mutsuz gözükmüyorlar. Az şeyi çok olarak kabul ediyorlar. Bunu elimde olmayan nedenlerle, ben de yaşadım. Rahmetli babam memurdu ve doğuda bir süre kaldık. Bu nedenle o mütevazı yaşamı çıplak gözle görmüştüm.

Doğu’lu, gözü tok cömert insanlardır. Eza-cefa ve hatta kan davaları onları yıldırmaz. Gülen yüzlere sahiptirler… Sağ olsunlar!

Günün Sözü

Din, Zeka Değil Sadece İnançtır!

Öcal’dan İnciler

Yağmur Daha Çok Fakire Zarar Verir!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here