Futbolun Varlığıyla Yaşamak (4)

0
52

Değerli okurlarım, yıllar önce gitmeye gerek yok. Daha geçtiğimiz yıl, hangi gazeteyi elinize alsanız, “Futbolda Şike” manşetlerini görüyorsunuz. Hangi kanal olursa olsun, TV’ler bangır-bangır “Şike” den söz ediyor. Haberlerin içeriğinde ülkemizdeki liglerin durumu hakkında hiç de iç açıcı olmayan bilgiler sunuyor. Zaten futbolun da çok temiz olmadığı bilinen bir gerçek.

Bu gerçek, sadece ülkemize özgü bir durum değil. Mafyalar çeteler iş üstünde olduğu sürece, futbolun temizlenmesi de mümkün değildir. Özellikle futbolun, önemli bir gelir ve zenginleşme kaynağı olmasına bağlı olarak gerekli tedbirler alınmaz ve gereken cezalar geciktirilmeden verilmezse öyle ya da böyle bu iş devam eder gider. Sadece futbolda mı? Atletizm, bisiklet, basketbol ve halter gibi spor dallarında da, sporcu ahlakıyla bağdaşmayacak eylemlere tanık oluyoruz. Ancak, ortada dolaşan paranın büyüklüğü sayesinde birçok kimselerde saf, temiz spor ahlakı sükût etmiş durumda. Ara ki spor ahlakını bulasın. Herkes cebini doldurma peşinde.

Efendim, milyonları ilgilendiren sporun böyle kirlenmesi, elbette sporseverler kadar organizatörleri de rahatsız ediyor. Bu nedenle de, bütün kirliliğe rağmen yanlışların üzerine gittikleri izlenimini veriyorlar. Bu çaba bir noktadan sonra tamamen geçersiz ve de etkisiz! Futbolda dünya kupasını defalarca kazanmış İtalya’daki son şike skandalında olduğu ve de gördüğümüz gibi, yakalananların anası ağlıyor. Yani hayatı sönüyor.

Türkiye hariç! Çok ilginçtir biz de yakalansan bile bir şey olmuyor. Bunda ülke genelindeki ahlak anlayışı kadar siyasetinde rolü var. Kasımpaşalının müdahalesi örneğin… Serbest piyasa ekonomisinin, “Zengin ol da, nasıl olursan ol” anlayışında geliştiği, “Benim memurum işini bilir” teşvikiyle rüşvet almanın yasallaştırıldığı bu coğrafyada, “Şampiyon ol da nasıl olursan ol” ya da “Kime de kal da nasıl kalırsan kal” anlayışının hâkim olması elbette kaçınılmaz.

Türkiye Futbol Federasyonunda yıllarca çete liderlerinin egemen olduğu, o dönemde ki federasyon başkanının ünlü bir çetenin emri üzerine Eyüp Sultan’da koyunlar kestirdiği herkesin bildiği bir gerçek. Gerçekçi olmak gerekirse, böyle ilişkiler içinde iktidar olmuş bir başkanın yönetimindeki federasyondan futboldaki pisliğin temizlenmesini beklemek kediye ciğer teslim etmek gibi bir şey. (6-7 yıl önceden söz ediyorum.)

Bu nedenlerle, ülkemizdeki şu andaki koşullarda bir futbol kulübü yöneticisi bir oyuncuya şike için para verirken bile yakalansa kesinlikle bir şey olmaz. Sadece biri çıkar ve “Takımlar küme düşerse futbol ölür, kulüp başka şahıs başka” diyerek konuyu kapatır. Falan filan. Birçok yerlerde belediye başkanları onursal başkan kimliğiyle kulüpleri fiilen yönetiyor ve bu belediyelerinde önemli bir çoğunluğu büyük partilerden. Seçimin hızla yaklaştığı, başkanlık seçiminin sancılarının yaşandığı bir dönemde, hiçbir partili kendi belediye başkanlarını sıkıntıya sokacak bir yaklaşımda bulunmaz, bulunamaz da… Korku dağları bekliyor.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here