Futbol Futbolcularla Güzeldir (4)

0
56

Değerli okurlarım, gazeteniz (İskenderun Gazetesi) olarak amacımız, makalelerimizle hem sizleri bilgilendirmek ve hem de yerel takımlarımıza sporcuların nerede daha iyi yetişeceğini, onlardan nasıl yararlanacağını ve de başarılı olmanın yollarını anlatmaktır. Dün de söylediğim gibi, bizleri sporseverler de dâhil olmak üzere herkes anladı da, sadece İDÇspor yönetimi anlamadı ya da anlamak istemiyor. Kendileri bilir!

Altyapıların gençlerimiz için nedenli sağlıklı bir yer olduğunu ve de oraları göz ardı etmememiz gerektiğini anlatacağım. Daha önce bizlerde sık-sık görülmeyen, yabancılarda imrenerek izlediğimiz bir hasletten söz etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi, bir süre önce 8,9 depremle altüst olan ve tsunami dalgalarıyla gemilerin bile şehir içlerinde dolaştığı ve fakat hiç umutsuzluğa düşmeyen, uzak doğunun en sonundaki “Japon” Kültüründen söz etmek istiyorum. Bu konuyu anlatmazsam inanın kendime saygım kalmaz.

Tüm dünya basını, televizyonları hem fikir… Japonlar korkunç bir felaketin içindeler. Bunları duydukta bir şeyi duymadık sadece. Ülkede yağma, yağmala yok. Aç susuz, perişan insanlar hükümetin dağıttığı küçük pirinç paketleriyle, birkaç şişe su için saatlerce kuyrukta bekliyorlar, kavga etmiyorlar. Polis copu da yok, jandarma dipçiği hiç yok. Yerleştikleri tesislerde itişe kakışa yatıp kalkıyorlar, olay çıkarma diye bir hadise söz konusu değil. Televizyonları izliyorlar, büyükleri ne diyorsa, aynen uyguluyorlar, öyle hareket ediyorlar.

Bu iş bizde böyle olmaz! Avrupa ve Amerika’da da böyle olmaz! Yetmiş yıl komünizmin o dehşetli terbiyesinden geçmiş Rusya’da bile böyle olacağını düşünemiyorum. Bu anlattığım önemli bir örnektir, devam etmek istiyorum. Adalar ülkesi Japonya’da insanlar, 2. Dünya Savaşı sonunda iki atom bombası yediklerinde (hala ot bitmeyen yerleri mevcut) uyum içinde galiplerin şartlarını kabul etmişler, savaşta nasıl çarpışmışlarsa, bu defa tarlalarda, fabrikalarda, “uyum içinde” çalışarak Japon mucizesini yaratmışlardı.

Bu “uyum içinde” kavramı var ya Japon kültürünün en önemli vasfıdır ve arkasında koca bir değerler dün dünyası bulunmaktadır. Öz disiplin, fedakârlık, hiyerarşi, itaat, vazife ahlakı… Japon kültürü “Kolektivist” değil. “Cemaatçidir” yani kominiter. Aile hayatında, aile büyüklerine uyum, annelik işlevinin kutsallığı! Japonlarda şirket sadakati çok güçlüdür, grev yapılmaz, işten adam çıkarılmaz. Bireyin kendisini aileye, cemaate, ulusa, şirkete adama yüksek bir şereftir.

Her tarafı okyanus olmasına rağmen, hiç kimsenin bir gemiciği yoktur. Biz onlardan farklıyız. Bizim “One Minute” diyen.. “Ananı da al git” şeklinde racon kesen delikanlı bir başbakanımız var. Bu kadar da farkımız olsun.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here