Büyük Devrimci Atatürk!

0
234

“İmkansızı gerçekleştiren büyük devrimci..” Kim? Mustafa Kemal..  İmkânsız olan ne? Batıda “bin yıllık süreçte gerçekleştirilen” hayatın her alanındaki evrimci değişimin, “on yıllık bir zaman dilimine sığdırılması!”

Önce, Batının ‘kadim’ gayrı medeni sömürgeci değersizliğine karşısavaşarak kazanılan kurtuluş! Sonra, ‘modern, medeni’ Batının çağdaş değerlerinin senteziyle kurulan Cumhuriyet ve Cumhuriyet devrimleriyle kazanılan ‘çağdaş uygarlık!’

Mustafa Kemal’in, ‘bu imkânsızı’ gerçekleştiren büyük devrimci olduğunu kim söylüyor? Batının ünlü tarihçilerinden Prof. Arnold Toynbee.. “Öyle bir an düşünün ki, Batı dünyasında Rönesans, reform, XII. Yüzyılın bilimsel ve kültür ihtilali, Fransız İhtilali ve endüstriyel ihtilallerin hepsi bir insan hayatının içine yığılmış olsun ve bunlar kanunla zorunlu kılınsın. İşte Atatürk, 1920 ile 1930 arasında bu kadar kısa süre içinde ve hiçbir ülkede uygulanamamış en ihtilalci programı gerçekleştirdi.” (Atatürk’ü Anlamak, s. 273, A.H. Par, M.A. Önen, Serhat Y. İst.)

Peki Toynbee kim? “Uygarlıkların çevrimsel gelişmesi ve düşüşüyle ilgili çözümlemesine dayalı tarih felsefesi” anlayışını ortaya koyduğu, ‘Tarih  Üzerine Bir İnceleme’ adlı on iki ciltlik eserin sahibi.. Söz konusu eserinde 26 uygarlığın yükseliş ve düşüşünü inceler Toynbee.. Ona göre, “uygarlıklar seçkin önderlerin yönetiminde, çeşitli engelleri başarıyla aşarak yükselirler. Önderleri yaratıcı çözümler üretemeyince çöküş süreci başlar. Sonuçta ulusçuluk, militarizm ve despotizm gibi olumsuzluklar uygarlıkların ortadan kalkmasına neden olur.” (AnaBritanicca, Toynbee maddesi)

Toynbee, Mustafa Kemal’in “imkânsızı gerçekleştirme” sürecinin ilk yıllarında (1921-1922) ‘Manchester Guardian’ gazetesinin muhabiri olarak, sürecin içinden de tanığı aynı zamanda.. O’nun, “Tarih Üzerine Bir İnceleme” adlı eserinde dile getirdiği tezinin ilham kaynağı; acaba tanığı olduğu Mustafa Kemal önderliğinde Türk Milletinin emperyalizme karşı verdiği destansı kurtuluş ve kuruluş mücadelesi olabilir mi? Ben olabilir diye düşünüyorum.. Çünkü bu ünlü tarihçi, “Tarihin, destansı mitik önderler ve tinsel mistik etkenler tarafından biçimlendirildiğini ve imanlı toplumların her güçlüğü aşarak uygarlıklarını yükseltebileceklerini” bir tez olarak işlemekte söz konusu eserinde..

Artı, “tarih eleştirileri” ile ilgili literatürde Toynbee’nin, çalışmalarında “dinlerin tarihsel gelişmelerde oynadığı rol” üzerinde durduğu ve “uygarlıkların yükseliş ve düşüşüne ilişkin genel yaklaşımında dinin rolüne aşırı önem” atfettiği de yazılıdır..Ki, bu bağlamda mesela Mustafa Kemal’in; “Samsun’a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milleti’nden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. Bütün bu muvaffakiyet milletin azim ve imanıyla çalışmasını birleştirmesi neticesidir” sözlerinden ilhamla tarih tezini oluşturduğu pekala düşünülebilir..

Toynbee’nin imanlı toplumların her güçlüğü aşarak uygarlıklarını yükseltebilecekleri görüşü her bunalım çağında geçerli olabilir mi? Sorokin, ‘Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri’ adlı kitabında (sorunun yanıtı anlamında) Toynbee’den şu paragrafı aktarır.. “Tarihsel incelemelerin akılla kavranabilir alanları, hem mekan hem de zaman içinde ulusal devletlerden, ya da şehir devletlerinden yahut başka her türlü siyasal topluluklardan daha büyük bir yayılımı olan toplumlardır. Tarih araştırıcıların uğraşmaları gereken ‘toplumsal atomlar’ devletler değil toplumlardır.” (s. 146, Türkçesi, M. Tunçay, Göçebe Y. İst. 1997)

Toynbee’nin, “imkânsızı gerçekleştiren büyük devrimci”  olarak tanımladığı Atatürk’ü, ölümünün 76. yılında saygıyla andığımız bu günde soralım:  O’nun devrimleri, toplumsal yapımıza bir önsözü mü müdür, yoksa sonsözü mü?  Yanıtını yaşayan Atatürk’le verelim: “Öğreti istemem, donar kalırız, biz yürüyüş halindeyiz.Ben, manevi miras olarak hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum.Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.”

 Yürüyebilmek bilgi çağında; akıl ekseninde, bilim yörüngesinde, sevgi ekseninde barış yörüngesinde.. Mustafa Kemal’le, Mustafa Kemallerle elbette..

Selam ve saygılar…                                                                                         ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here