Bu Vatan Zor Kazanıldı

0
84

Birinci Dünya Savaşına, Osmanlı en yorgun zamanında ve Vahşi Batının hasta adam dediği bir dönemde Almanların oyununa gelinerek, Karadeniz’e açılan Alman Savaş gemilerinin Osmanlı Bayrağı çekip, Rusya’nın Sivastapol Şehrine denizden bomba yağdırması ile başlanmıştır. Bu durum, Osmanlının Rusya’ya savaş açması hatta kurallara aykırı, direkt savaşa katılması olarak kabul edilmiştir.

Olan olmuştur, kaçınılmaz acımasız savaşın içerisinde yedi düvele karşı beş cephede Osmanlı savaşmaktadır. Doğuda Ruslarla, Libya Trablus-Bingazi’de yani Afrika’da İtalyanlar, Irak, Suudi, Yemen, Mısır tarafında İngilizler, güneyde Fransızlar, Batıda yine İngiliz destekli Yunanlılar ve hepsinin üstünde, bugün hala Servi imzalayıp dayatan ve Lozan’a imza atmamış olan, BOP uygulayıcısı büyük şeytan ABD var. Verdiğimiz zayiat korkunçtur. Sadece Çanakkale’de 254 bin Şehit. Metrekareye altı bin mermini isabet ettiği, yerlerin mermilerle kaplandığı Çanakkale’de, yedi düvelde, tüm üstünlük ve teknolojik silahlara rağmen, aynı sayıda kayıp da onlardan olmuştur. Birileri “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” diyor diye bahsedilen kişi oradaydı. Mustafa Kemal ve Askerleri oradaydı!

Beş yıla yakın süren savaş sona ermiş, YILDIRIM Orduları komutanı Alman Sanders pes ederek, Halep’te Komutanlığı Gazi’ye devretmiş ve bu işin bittiğini söylemiştir. Mustafa Kemal sizin için bitmiş olabilir ama bizim için henüz başlangıç diyerek, İstiklal Savaşını başlatacağının işaretini vermiştir. Padişah ve Damat Ferit, Mondros Mütarekesiyle ateşkese ve Sevr’e imza atmışlardır. İşte esas Mustafa Kemal ve Askerleri Milli Mücadeleye bundan sonra başlamıştır.

Kışkırtılan Ermeniler, Doğuda, Kilikya ve Kapadokya da katliamları ve isyanı başlatmışlar, Güneydoğuda, İngiliz, Amerikan Mandası tarafları, kurdukları İslam ve bölücülüğü kaynaştırarak, Teali Cemiyetleri adı ile bilinçsiz olarak isyan ve nifak çıkartmaya başlamışlar, Osmanlının dağılması ile menfaatleri elden gidenler de can derdi ile İslami cemiyetlere sığınmaya başlamışlardır.

TBMM’si kurulmuş, vurucu ve keşif gücü Ordu ile bağlı Süvari Kolordusu Konya, Ilgın ve Akşehir civarındadır. M. Kemal burayı devamlı teftiş etmekte, bir defasında Rusya ve Azerbaycan Büyükelçisini de Büyük taarruz öncesi beraberinde götürmüş onlara bitmiş denen ordunun güç ve azmini yerinde göstermiştir.

Ermeni ve Doğu sıkıntısına ilaveten, Konya’da Büyük Taarruz öncesi teftiş sonrası, işittiklerimiz ve duyduklarımızı gözümüzle gördük, bu Yüce Millet ve Ordu karşısında hiçbir kuvvet dayanamaz. Samimi kanaat ve hissiyatımız bu yoldadır diyerek, gururlandığını ve memnuniyetini belirtir.

Bu arada iki medrese ve bazı vakıfları da heyetle ziyarette bulunur. Bu ziyareti sırasında medrese öğrencilerinin askere alınmaması isteği karşısında çok öfkelenen Başkomutan, bu talepte bulunan öğrencilere, “Millet Kan İçinde Yüzerken, burada besiye çekilmiş olduklarını, askere alınmaları için hemen emir vereceğini” söylemiştir. “Savaş sona erince onlarla daha ciddi konuşacağım, onları mali dayanaklarından yoksun edeceğim. Vakıflar, Mollaların yaşama kaynaklarıdır diyerek, dinç, sağlam delikanlıları askerden kaçıran, 17.000 medrese var, buda tam bir kolordu demektir” açıklamasını yapmıştır.

Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığını kurmasına rağmen, acaba bir kısım yanlışların, Devlet ve Mustafa Kemal düşmanlığının bir nedeni bu durum olabilir mi? Ermeni ve Doğudaki İstiklal savaşı halindeki katliam ve yanılmalar bir sonraki yazıda diyerek, hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.

e-mail: nurettincan1453@hotmail.com 

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here