“Akvaryumdan Denize!”

22
373

“Sevgili arkadaşım Eda.. Gözlerinden öperek mektubuma başlıyorum.. Önce mektubumun esin kaynağını yazmak istiyorum.. Geçen gün, birinci sınıfta sergilediğimiz, senin de rol aldığın “Kurtuluş Savaşımız” konulu tiyatronun videosunu izledik.. Özlemle seni andık.. Senin ve Ali Emir’in kulaklarını çınlattık.. Fakat mektubumun esin kaynağı bu değil..

Hatırlarsan, bizim öğretmen ikinci sınıftayken; Martı, Küçük Kara Balık, Güliver’in Gezileri, Robinson adlı kitapların da içinde olduğu bir kitaplık oluşturmamızı, kitaplığın fotoğrafını çekmemizi ve okuduğumuz kitapların özetini sınıfta görsellerle sunmamızı istemişti.. Ali Emir arkadaşımız, Guliver’in Maceralarını sunmuş ve yazarın onu önce cücelerin sonra da devlerin yaşadığı adalarda gezdirdiğini söylemiş; Güliver’in cüceler adasında kendini dev gibi gördüğünü, fakat devler arasında cüceleştiğini belirtmişti.. Ben de Robenson’u sunmuş ve “Cüceler arasında dev, devler arasında cüce olmaktansa kendi adamda, kendime yeten bir Robenson olmayı tercih ediyorum” diye bitirmiş ve bu sözlerim nedeniyle sunumdan tam puan almıştım..

Hatırlıyorum sen de ‘uçmanın kendisine bir yetenek olarak verildiğini bilen ve bu yeteneği başkasından yardım almadan kullanarak öğrenmek isteyen küçük, meraklı ve cesur bir martının’ öyküsünü içeren ‘Martı’ adlı kitabı sunmuştun.. Sanırım Doğa da, “Dere sadece akar ve hiçbir yere ulaşmaz” diyenlere karşı, “derenin bittiği yeri görmek isteyen” meraklı ve cesur bir küçük balığın hikayesini anlatan ‘Küçük Kara Balık’ adlı kitabı sunmuştu.. Sunum sonrasında öğretmenimiz de, “Derelerden denizlere sürüklenerek martılara yem olan balıklardan olmak istemiyorsanız çok kitap okumalısınız” demişti.. Neyse.. Öğretmen bu yıl kitaplığımıza Aziz Nesin’in, bizim yaşlarda iki çocuğun mektup arkadaşlığını anlattığı “Şimdiki Çocuklar Harika” adlı kitabını da eklememizi istedi.. Mektubumun esin kaynağını anlatabildiğimi sanıyor ve başlığın öyküsüne geçmek istiyorum..

Geçen hafta çevremizdeki canlılar konusunu işliyorduk.. Biliyorsun bizim yaşımızdaki çocukların yaşadığı çevre balkonla sınırlı.. Yani adeta sanki bir akvaryumda gibi yaşıyoruz! Öğretmenimiz,  hafta sonu ödevi olarak, “Çevremizdeki canlıları tanıtacağınız bir belgesel çekin” dedi.. Akif arkadaşımız, çektiği belgeselini hafta başı sundu.. Akif, belgesel çekimine, evde akvaryumdaki balıklardan başlamış, denizden balık kapan martıları tanıtarak bitirmişti.. Belgesel gerçekten bir harikaydı! Arkadaşımızın belgeselini izledikten sonra anladık ki, meğer bizim öğretmen, biz çocukların akvaryum benzeri balkonlu yaşantılardan bahçelere çıkıp denizlere ulaşmamızı istiyormuş.. Ertesi gün Deniz, Cemre, Doğa, Berilsu, Caner, Mertay, Arda, Suzanna, Efe, Nisa, Damla, Faik, Çağan, Latif, Dila, İrem, Duygu, Elif, Kubilay,Mert Ali, Ceren, Zeliha, İpek, Melih, Mesut, Kıraç, Eylül, Çağrı arkadaşlarımızdan, tam da bu türden belgeseller geldi.. Belgeseller; balkonlardaki çiçeklerden başlıyor bahçedeki zeytin, limon ağaçlarından tarlalardaki kır çiçeklerine gidiyor, küçük su birikintilerindeki kurbağalardan, site çevresindeki okaliptüslere kadar uzanıyordu..

Ha unutmadan, sana geçen ay izlediğimiz bir illüzyon gösterisinden de söz etmek istiyorum.. Ağzı dar ve kapalı cam şişenin içine, illüzyonist bizden aldığı sırlı” metal lirayı, “abra kadabra” diyerek düşürmüş, “trink” sesi sonrası bizden “aaa” sesleri yükselmişti.. İllüzyonist alkışlarla sahneyi terk ederken, “ağzımız açık” kalmıştı! Biz, “gözlerimizi perdeleyen bu illüzyonun sırrı ne?” diye düşünürken illüzyonist tekrar sahneye çıktı; “Her gösteriden sonra bir oyunumun hilesini izleyicilerle paylaşırım!” dedi ve son oyunun hilesini açıklamak üzere yeni bir metal para istedi.. Parayı tutan elini yukarı kaldırırken “şimdi şu parmağımda mıknatıslı yüzük olan elimle tuttuğum ve içinde sırsız dolayısıyla mıknatısın çektiği sahte para olan cam şişeye bakın” dedi.. Biz, “içinde para yok ki” dedik..

İllüzyonist; “Var, fakat siz görmüyorsunuz. Çünkü sizin bakış açınızı perdeleyen bir görüş alanında duruyor ve mıknatıslı yüzük tarafından cam kenarında tutuluyor!” dedi.. Biz, meraklı gözlerle  dikkatimizi yüzük olan elin tuttuğu ağzı dar ve kapalı cam şişeye yoğunlaştırmıştık ki, illüzyonist; “her hilede işin sırrı, dikkati başka yöne çekerken, ilgisiz başka bir alanda el çabukluğuyla yapılan hileyi gözlerden gizleyebilmektir!” diyerek uyardı Devamında;  “şimdi de şu sizden aldığım metal parayı tutan elime bakın” dedi ve “hileyi” görebilmemiz için, yukardan aşağı yavaş yavaş indirdiği elini gömlek ön cebinde “okus pokus” saniyeli durdurup, şişenin ağzına getirdi.. Elini şişeden çektiği anda “trink” sesi duyuldu.. Gösteri sonunda öğretmenimiz sahneye çıktı ve “sırrı keşfetmek için demek ki ağzımızı değil gözümüzü açmak gerekiyormuş” dedi..

Akvaryum benzeri odamdan yazdığım mektubumu burada bitiriyor, bahçeli bakışlarımla deniz özlemli gözlerinden öpüyorum..”

Selam ve saygılar…

22 YORUMLAR

  1. Şu sözünü çok beğendim akvaryumdan denize! Bize öğretmenimin söylediği şu söz aklıma geldi; plastiğin içinde kendimi bir kuş gibi hissediyorum dedi ve tahtanın içinde bir insan gibi hissediyorum çünkü tahta nefes alır sözü geldi…

  2. Sevgili arkadaşım Eda, gitsen bile yanımızda gibisin. SENİ ÇOK ÖZLEDİK. Öğretmenimiz senin için bu yazıyı yazdı. Öğretmenimize çok teşekkür ediyorum.

  3. Sevgili arkadaşım Eda eğer bu yazıyı okuduysan seni ne kadar özlediğimizi bilirsin. Seni hatırlatan bu yazıyı yazdığı için Gürcan öğretmenimize çok teşekkür ediyorum.

  4. sevgili arkadaşım Eda sınıfça seni çok özledik. öğretmenimiz ve sınıfça sana bir yazı yazdık. Sen bunu okuduysan bizi özledin demektir. Bu yazıyı yazan öğretmenim GÜRCAN ÖZDEMİR’e teşekkürlerimi sunuyorum.

  5. sevgili arkadaşım Eda seni çok özledik. öğretmenimiz yazı yazarken senin adını andırdık, çünkü seni çok özledik. Öğretmenimiz GÜRCAN ÖZDEMİR’e teşekkürlerimi sunuyorum.

  6. SEVGİLİ ARKADAŞIM EDA, BÜTÜN SINIFLA BİRLİKTE SENİ ANDIK, BU MEKTUP İÇİN ÖĞRETMENİMİZE DE TEŞEKKÜR EDİYORUZ. YAZI ÇOK GÜZEL OLMUŞ. Elifsu

  7. Kıymatli hocam ve sevgili öğrenciler, ben Eda’nın babası Nuh. Kıymetli mektubunuzu iş yerinde okudum ve çok memnun oldum, bizde sizleri özlemle anıyor ve çok özlüyoruz. Tüm sınıfa sevgi ve selamlarımı sunarım.

Dila için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here