Sevdiklerimiz Olmasaydı Şayet, Bizler de Olmazdık!

0
143

Özellikle erkek ve kadın ayırmadan; insanlar neden ve niçin birbirlerini aldatır. Yaptıkları bu işlerden nasıl zevk alırlar? Aile yapımızı derinden etkileyen bu gibi durumlar karşısında ‘Ne gibi önlemlerimiz olmalıdır?’ diye düşündüğümüz çok olmuştur. İnsanlar kendi mutluluklarının bozulduğunu, ancak kendi değerleri ortadan kalktığında anlar.

O zaman iş işten geçmeden; sevdiklerimize karşı sevgi ve saygı paylaşımımız gerek. Aile çevresinin ötesinde başka arayış içerisinde olan kişiler; ilk önce kendine olan saygısını daha sonra ise karşıdaki kişinin sevgisini kaybetmemeli. Kurtarıcı gözüyle baktığı en yakın dostları ona yabancı kalmamalı. Yaşam boyu ihtiras dolu doyumsuz kişilerin ihanetleriyle yuvalar yıkılırken, yeni yaklaşımlara sahne olacak birleşimler sıkıntı yaratmamalı.

Aldatanların ilk günleri keyifli gözükse de ileriki günlerin sonlarında zevk ve sefa anlamsızlaşır. Gençlik ve genelde orta yaş dönemlerinde sıkça şahit olduğumuz bu gibi durumlar, içinden çıkılamayacak kadar vahim sonuçlar doğurur. Nitekim her gün haber programlarında bu gibi durumları, üzülerek ve tiksintiyle izliyoruz. Kişileri yaşam periyotlarında anlamsız bırakan bu gibi durumlar köklü ailelere de önü alınamayan bunalımlar yaşatıyor.

Okul çağlarında masumca başlayan flörtler; gittikçe çözümlenmeyen denklemlere dönüşüyor. Ekonomik, yaş dengesizliği, kültür farkları en önemli sebepler… Bu yüzden dolayı da körpecik taze beyinlere sahip geç nesil, gelişimlerini yaşayamadan aramızdan göçüp gidiyorlar.

Gençlerimizin fiziksel değişimlerinin yanında etkilenen ruh sağlıkları da önemli! Son yıllarda gelişen teknolojilerin de bu sevimsiz olaylarda payları çok büyük… İnternet denilen illetten fazlasıyla alınan bu zehir kişilere yaşam boyu sürecek rahatsızlıkların tek sebebi… MSN, ÇETLEŞME, BİNBİR MUZURLUKLAR İÇEREN SİTELER, günümüzde aldatma veya aldatılmaya zemin hazırlıyor.

Cinselliğe dayalı bir birliktelik dışında cinsellik barındırmayan duygusal ilişkilerde bir aldatmadır. Hatta bu konuda “Erkek yatarak, Kadın severek” aldatır diye eski bir deyiş vardır.  Burada vurgulanan en önemli şey ‘Yasak Aşklara’ doğru ayrı bir heyecanın verilmesidir. Erkeklerin cinsel açıdan özgür sayılması yanlış bir yaklaşımdır. Aldatan erkeğin geçmiş yaşantısında yatan anormallikler en önemli sebeplerin başında geliyor. Kadınların aldatmasında ise yaşantılarındaki umutsuzluk ve mutsuzluğun, pozitif hale dönüşmesinde ve evli olduğu erkekten bulamadığında…

Ruh güzelliğini okşayacak tüm nesnelerin tükendiği anda ne yazık ki kendi benliğini uyumsuz hale dönüştürebiliyor. Böyle insanlar; “Yaşandı ve bitti” hesaplarını yaptıkça bataklığa doğru gidiş başlamıştır. Yukarıda belirttiğim gibi sevdiğine, karısına, arkadaşına, en yakın akrabasına ve iş arkadaşlarına karşı bir aldatma içerisinde olabilenler; Sevgiyle dolu yaşam tarzlarını unutmaya başlamışlardır. Kendi öz yapımız içerisinde mutlu ve şerefli yaşamı sürdürebilmek üstünlüğü, her daim benliğimizde oluşmalıdır.

Ölümün bizlere er geç geleceği gerçeğini unutmadan, toplumda belirlenen mevkilerin sarsılmadan sürdürülmesi kaçınılmaz olmalı. Özellikle kendi yapımız üzerinde inkâr edilemez şekilde emeği olan eşlerimizi, evlatlarımızı ve sevdiklerimizi, her daim mutlu edebilme erdemliğinde bulunmalıdır insan. Bu yıl kutlanmakta olan sevgililer gününü en iyi dileklerimle kutlarım.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here