Yara Bakım Sempozyumu İskenderun Devlet Hastanesinde Gerçekleştirildi
Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu (SADEFE) ile Sağlık Bakanlığı Kritik Bakım Derneği işbirliğinde düzenlenen ‘Yara Bakım Sempozyumu’ geçtiğimiz hafta sonu İskenderun Devlet Hastanesi konferans salonunda gerçekleştirildi.
Sempozyuma İskenderun Devlet Hastanesi Başhekimi Veysel Yıldırım, Hatay Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Ömer Akın Prof Dr. İskender Sayek’in yanı sıra konuşmacı olarak Prof. Dr. Ahmet Çınar Yastı, Prof Dr. Hasan Besim, Doç Dr. Turgut Karaca, Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, Op. Dr. Murat Kendirci, Uzm. Dr. Ferah Sıddıkoğlu, Uzm. Dr. Ali Çam, Op. Dr. Kalbim Arslan, Op. Dr. Fatih Yanar, Op. Dr. Atilla Ersoy, Hemşire Emine Uygun, Hemşire Derya Karakaya katıldı. Sempozyuma birçok doktor, hemşire vatandaş da katılım gösterdi.
Dört oturum halinde gerçekleşen sempozyumda; Yara İyileşmesi Fizyolojisi ve Kronikleşme, Tipleri ve Sınıflama Gerekliliği, Kronik Yara Tedavisinde Temel İlkeler, Basınç Yarası Oluşumu, Basınç Yaralarında Pozisyonlama, Yüksten Arındırma ve Fekal Yönetim, Basınç Yarası Yönetimi; Kim, Ne Zaman, Nerede? Basınç Yaralarında Cerrahi Tedavi, Kronik Yara Hastalarında Beslenme, Diyabetik Ayak Fizyopatolojisi, Enfeksiyon/Osteomyelit Varlığının Tespiti ve Antibiyotik Seçimi, Kronik Yarada Vasküler Yönetim, Nöropatik ve İskemik Ayağın Tanınması ve Riskli Noktalar, Diyabetik Ayak Ülser Tedavisinde Alternatif Yöntemler, Diyabetik Ayak Ülserlerinde Cerrahi konularında bilgiler verildi.
‘Yara Bakım Sempozyumu’nda oturum öncesi kısa bir konuşma yapan Prof. Dr. İskender Sayek, araştırma ve yayın etiği konusunda bilgiler vererek; “Buradaki doktor arkadaşlarım ve katılımcılar için farkındalık yaratmak amacıyla önemli bilgiler sunacağım. Bilimin temel ilkeleri vardır, bilimsel araştırmalar zamana ihtiyaç olan kavramlardır. Bir alanda çalışma yapabilmeniz için o alanda biraz bilgimiz olmalıdır. Bir veri ürettiğiniz zaman belli bir fayda sağlamalıdır. Klinik araştırmalar da öncelikle şunları göz önünde bulundurmanız gerekir; ‘Topluma katkısı nedir?’ ‘Toplum sağlığına nasıl bir katkı sunmalıdır?’ Araştırma verimliliği için gereksiz araştırmalardan kaçınmalıyız” dedi.
1’ci oturumun başkanlığını yapan İskenderun Devlet Hastanesi Başhekimi Veysel Yıldırım; “İskenderun için yanık tedavi ünitesi kurmaya karar verdiğimizde bir hekim aradık %25 oranında hastaları tedavi edebilecek bu işe uygun biri olsun istedik. O gün biri geldi ‘aradığınız hekim benim’ dedi. %25’lerin üstünde hastalarımızı tedavi etmeye başlayınca doğru kişiyi seçtiğimizi anladık, o kişi Doç. Dr. Turgut Karaca’dır” diye konuştu.
Karaca; “Kapanmayan Yaralarda Debridman Uygulanmalı”
‘Kronik Yara Tedavisinde Temel İlkeler’ konusunda bilgilendirmede bulunan Doç Dr. Turgut Karaca da “Hastaya acımayın, yaraya acırsanız yara size acımaz” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Öncelikle yaranın tanımını yapalım. Fiziksel veya kimyasal bir etkenin vücut bütünlüğünü bozacak şekilde oluşturduğu her türlü hasara ‘yara’ denir. ‘Hastanın metabolik durumu nedir, yeterli besleniyor mu?’ bunlar mutlaka araştırılmalıdır. Yarayı kronik olarak tanımladıktan sonra uygun antibiyotik seçimi yapılmalı, vaskülar yöntem, yarayı yükten kurtarmak, psikoterapi diyabet hastalarına mutlaka yapılması gerekir.
Yara tedavisinde en önemli yapılması gereken şey debridmandır. Kapanmayan yaralarda mutlaka uygulanması gerekir. Orak hücre anemili hastalarda 30 yıldır kapanmayan yarayı iyileştirdik. Debridman uygulanmayan yaralarda olumlu sonuç göremezsiniz. Kronik yaralar 21 günde iyileşir, eğer iyileşme süresi 3 haftayı geçerse bir komplikasyon gelişmiş olabilir. Kronik yaralarda hasta yaraya konsantre olursanız o yara iyileşmez. Her zaman söylüyorum yara görünen bir buz dağı gibidir bir de altında görünmeyen buz dağı vardır. Yaralarda böyledir altındakini de araştırmak gerekir.”
İyileşmeyen Kronik Yaralar
‘Yara İyileşmesi Fizyolojisi ve Kronikleşme’ konusunda bilgiler veren Prof. Dr. Ahmet Çınar Yastı ise; “Geç ya da güç iyileşen veya hiç iyileşmeyen yaralara kronik yara denir. Kronik yara çeşitleri vardır bunlar diyabetik yaralar, bası (dekübit) ülserleri, yanık yaralarıdır. Diyabetik hastaların %25’inde görülmektedir. Yaranın büyüklüğü, genişliği, derinliği önemli, yara detaylı bir şekilde tanımlanmalıdır” dedi.
Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Besim de ‘Tipleri ve Sınıflama Gerekliliği’ konusunda yaptığı konuşmada; “Kronik yara değerlendirilmesi sürecin sağlıklı sonuçlandırılması genel cerrah, plastik cerrahlarla hep beraber yapılır. Kronik yaraların %80’ini bası yaraları, diyabetik hastalar, venöz yetmezliği oluşturur. Her hangi bir hasta geldiği zaman öncelikle tanısı yapılmalıdır. Daha sonra tedavi süreci yapılır. Yarada iyileşme olursa sorun kalmaz, eğer iyileşme olmazsa yara altının araştırılması başka bir komplikasyon gelişmiş mi bakılması gerek. Yaranın yeniden oluşması engellenmelidir” şeklinde bilgiler aktardı.
SADEFE ile Kritik Bakım Derneği işbirliğinde düzenlenen Sempozyum gün boyu devam etti. (Haber Merkezi)
