Değerli okurlarım, hastalıklar içinde dimdik durabilmek için “sağlıklı yaşam, sağlık içinde yaşam” diyerek yıllardan beri sizlere hitap ediyorum bu sütunlarda. Ayrıntılara girmenin sizler tarafından beğenildiğinin de farkındayım. Bu nedenle de hepinize teşekkür ederim. Aslında, sizlere sunduğum her konu hakkında roman bile yazılabilir. Fakat şimdilik bu şekilde sizlere ulaşıyorum. Ve de bir sorun yok.
Sağlıklı yaşamda öyle kavramlar vardır ki; bunları tek-tek ele alıp ve altını çizerek anlatmamız gerekiyor. Uykusuzluk, kırgınlık, depresyon, kolesterol… Bu kavramların demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Ülkemizden söz etmiyorum. Demokrasinin kol gezdiği ülkelerde bile bunlar mevcut. Yukarıda saydıklarım ayakkabı kutularından çıkmaz, insanlar yaratır. Toplu halde bunları konuşmanız da gerekmez, zarar görürsünüz.
Bu dört önemli unsur sadece sporcular için geçerli değildir. Yaşayan herkes için doğrudan geçerlidir. Konumuz spor olduğu için sporculara, okurlarım olduğunuz için de sizlere hitap ediyorum. Efendim, kanımızda farklı olarak pek çok yağ vardır. Bunların içinde hepinizin artık çok iyi bildiği ve lügatlere giren bir kavram kolesterol…
Vücuttaki yağ oranının fazlalığı, kilolu olanların ve de onlarla doğrudan ilgili bir hadise. Trigliserid, biliyorum yabancı geldi ama ayrıntıya girmeyeceğim. Kolesterol ile yakınlığı ve akrabalığı olan bir kavram hepsi o kadar. Ancak, yürüyüş sporunu isteyerek ve hakkını vererek yapıyorsanız kolesterol, depresyon ve kırgınlık sizin yanınıza bile yaklaşamaz. Bazı bilim adamları tempolu yürüyüşten söz ediyor ama o tempolu yürüyüş herkes için geçerli değildir. Burada yaş ve o anda ki kilo durumunuz da söz konusudur.
Bu nedenle, temponuzu kendiniz belirleyeceksiniz. Önünüzde rampa varsa doğal olarak temponuzu düşüreceksiniz ve düz alanlarda temponuzu yükseltmekte yarar var. Yürüyüşten yarar sağlamanız, giysinizin ıslanmasıyla eş değerdedir. Şunu da unutmayın, bir arkadaşınızla yürüyorsanız, o bir moral kaynağıdır. Fakat sohbet ederek çekirdek çitleyerek spor yapılmaz, bunu da samimi olarak belirtmeliyim.
Uyku en büyük gıdadır ve sakın ola ki uykusuz kalmayın. İstisnalar kaideyi bozmaz ama uykusuzken hiçbir şeyden fayda sağlayamayız. Uykusuzsanız, yapacağınız sporu yani yürüyüşü erteleyebilirsiniz. Bir fayda sağlayamayacağınız gibi vücudunuz da zaafa uğrar.
Yeni emekli olmuş bir emekli okurum şunları söyledi; “-Öcal Hocam, konu itibariyle yazılarınız beni çok etkiliyor. Spor yapmak istiyorum ama bastonu bırakamıyorum. Bana ne önerirsiniz?” “-Bir yerinde kırık, çıkık yok bunu biliyorum. Bastonsuz olarak günde yarım saat yürüyeceksin ve bir süre sonra da bir saate çıkaracaksın. Faydasını göreceksin, teşekkür etmen gerekmez…”
Belli bir süre sonra o kişiyi gördüm. Elinde baston olmadığı gibi, ceketi de bol geliyordu. İnanın çok mutlu oldum. İnsanlara yararlı olmak çok güzel! Yaşamınızda spor ön planda olsun ya, yaşarken gönlünüz de dolu olsun. Bunun yararını mutlaka göreceksiniz. Bunun için de teşekkür etmeniz gerekmez.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
