Prof. Dr. Önal; “Sigara, Yüzde 100 Kanser Nedeni”

0
442

Radyasyon Onkolojisi Uzmanları Prof. Dr. Cem Hüseyin Önal ve Dr. Ezgi Oymak, Evimiz İskenderun Süpürge Derneği ile Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneği’nin konuğu olarak kanseri anlattı.

İlk olarak konuşan Radyasyon onkolojisi uzmanı Dr. Ezgi Oymak, radyasyon onkolojisinin halk tarafından yeterince bilinmediğini ifade ederek tedavi yönteminin ağrı-sızı yapmadığını ve kanseri önlediğini kaydetti. Oymak; “Radyasyon tedavisi bilgisayar yardımı ve ışınla uygulanıyor. Bilgisayarda ışınların aktarılacağı yerlerin ince ayrıntıları yapılıyor, insana zarar vermeyecek ama tedaviyi de gerektirecek boyutta gerçekleştiriliyor. Bu dünyada yaşıyorsak, radyasyondan kaçmak mümkün değil. Bu devrin, 21. yüzyılın insanı kanser oluyor, olacak da. Artık kanser, kronik hastalık grubunda. Bu işin tedavisinde de uzman göz gerektirir. En çok görülen kanser türleri ise meme, prostat ve akciğer kanserleri. O nedenle kanser olmamak için adımlarımızı iyi atmamız gerekiyor. Kansere karşı tedaviyi de bilmemiz lazım. Kansere yakalanmamak için spor yapmak, dengeli beslenmek ve sigara içmemek gerekir. Bunları yaparsak, kanseri baştan engellemiş oluruz” şeklinde konuştu.

Doğal ürünlerle beslenmenin önemine değinen Oymak bu konuda da, İskenderun ve çevresinde yaşayanların doğada kendi ürünlerini yetiştirme imkanları olduğunu ve bunu yapmaları gerektiğini kaydetti. Kanserde erken tanının çok önemli olduğunu ve hayat kurtardığını anımsatan Dr. Oymak, hastalıktan utanılmaması gerektiğini belirterek, 280’in üzerinde tanımlanan kanser tipi olduğunu kaydetti.

Aslen Antakyalı olan ve Adana Başkent Hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Cem Hüseyin Önal da, Adana Başkent Hastanesi’nin İskenderun Gelişim Hastanesi bünyesinde açtığı ‘Onkoloji’ bölümüyle hizmet vermeye başladıklarını kaydederek; “Başkent Hastanesi, Adana’da yıllar önce entegre bir sağlık sistemini kurdu. İskenderun’da da radyoterapi (hastalığın tedavi edilmesi için ışınların kullanılması) ile başlandı. İskenderun’da kaliteli sağlık hizmetinin verilmesi amaçlanıyor. Çünkü bu tedavinin en hassas, en pahalı bölümü! Amaç maddi değil, kaliteli hizmet. Çünkü maddi beklenti öne çıkarsa, kalite düşer. Bu bir başlangıç! İleriki süreçte birimlerin arttırılması amaçlanıyor. Amaç, doğru ve kaliteli tedavi hizmetini yöre insanının, İskenderun’da almasını sağlamak! Ve tedavi neyi gerektiriyorsa, sadece onun yapılması isteniyor. Bizler, insan sağlığında en zor grupla uğraşıyoruz ve en zor tedaviyi uyguluyoruz” dedi.

Tedavilerden olumlu sonuç almalarının kendilerini mutlu ettiğini anlatan Prof. Dr. Önal, empati yaparak, tedavi uyguladıklarını söyledi. Adana Başkent Hastanesi’ndeki görevinin yanı sıra haftada bir-iki kez İskenderun’a geldiğini kaydeden Önal, çevremizin radyasyonla dolu olduğunu, güneş ışığından bindiğimiz uçağa, izlenen televizyondan kullanılan cep telefonuna kadar birçok şeyin radyasyon saçtığını, bunların kanser hastalığına ilişkin etkisinin çok fazla olmadığını, günümüz dünyasında radyasyondan kaçmanın mümkün olmadığını kaydetti.

Kansere karşı tedavi amaçlı kullanılan radyasyonda, vücutta oluşan tümör hücrelerini yok edilmesinin amaçlandığını anlatan Prof. Dr. Önal, bunun için de iyi bir ekip ve cihazların gerektiğini belirtti. Onkoloji alanında ülkemizin Avrupa’dan bir adım önde olduğunu belirten Prof. Dr. Önal, kanser tedavisinin bir çark sistemi ile gerçekleştirildiğini, kemoterapi-radyolojinin bazen ayrı ayrı ya da birinin, bazen de ikisinin birden verilebildiğini, bunun hastadan hastaya değiştiğini ve tedavi şekline birimlerden oluşan uzmanların oluşturduğu konseyin karar verdiğini söyledi ve kemoterapi ile radyolojinin, kanser tedavisinin çok önemli kısmı olduğunu vurguladı.

Kanser yaptığı bilinen kesin ve tek şeyin sigara olduğunu bunun dışında kanser yaptığı kanıtlanan başka hiçbir şeyin olmadığını ifade eden Prof. Dr. Önal; “Sigara, yüzde 100 kanser nedenidir. Belli yaşa ulaşınca, farklı zamanlarda tarama yaptırılması önemlidir. Kansere karşı yapılacak şey, kişilerin bilinçli olması, zaman-zaman vücudunu ve verdiği mesajları dinlemesidir. Genetik olarak geçebilen kanser türleri de var. Bunlar meme, kolon, bağırsak ve prostat kanserleridir” diye konuştu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here