İslamiyet’te Oruç ve Spor (3)

0
66

Değerli okurlarım, orucun faziletlerinden söz ederken; maddi, manevi temizlik ifadesini kullanmıştım. İçte güzel olanlar, dışta haliyle güzeldir. Sabırlıklı olmakla, iyi düşünmekle, merhametli olmakla, gönlü geniş tutmakla ve cömert olmakla bunu açıkça belli eder. Hıristiyan kardeşlerimiz de, belli bir süre, hayvansal gıda almamakla vücutlarının hafiflemesini, rahatlamasını sağlarlar. İnsanların yaptıkları ibadetlere, Allah’ın hiçbir koşulda ihtiyacı yoktur. Hepsi de, insanların doğru yerde, doğru zamanda güzelliklerle iç içe olması anlamını taşır.

Şimdi de “oruç tutmak, sporcuların ve özellikle futbolcuların performansını etkiler mi, etkilemez mi?” konusuna bir bakalım. Biraz gerilere gitmek istiyorum. Futbol oynadığım yıllarda, oruç tutanlar fazla değildi. İnançlarından dolayı hiç kimse bir başkasını suçlayamaz. Örneğin, sen ibadet için Cami’ye gidersin de, ben kiliseye giderim. Her ikisi de Allah’ın evi ve mabedi! Sen oruç tutarsın da, ben oruç tutmam ya da tutamam. Koşullar ne olursa olsun, kişinin sevabı da günahı da tamamıyla kendisine aittir. Ancak, tutulan oruç, kişinin ekmek parasını ters yönde etkiliyorsa; formasını sırtına geçirdiğin, başarılı ve faydalı olmak için söz verdiğin takımına, bilerek ve isteyerek düşük performans nedeniyle zarar veriyorsan, vicdan denilen hadise hemen devreye girmeli!

Ülkemizde, Ahmet Hassan isminde bir Mısırlı futbolcu vardı, konuya öylesine boyut kazandırmıştı ki, “Beni kovsalar da orucumu tutarım…” demişti. Oruç tutmak sporcular arasında sorun haline getirilmemeli. Tutacaksın, tutmayacaksın diye çelişkili bir ortam oluşturulmamalı. Her mübarek Ramazan ayı geldiğinde, ülkemiz genelinde ve sporcular arasında bir oruç polemiği yaşanır. Yerel takımlarımız arasında da bu polemik yaşanıyor ama henüz tam anlamıyla gündem oluşturmuş değil.

Doğal olarak, bir final müsabakası oynanırken, futbolcunun, “Ben oruçluyum, oynayamam” ya da “Oruçlu olduğum için performansım düşüktü” ifadelerinin arkasına saklanmak abesle iştigal etmek demektir. Din adamları, bilim adamları bu ciddi konuda önemli fetvalarda bulunuyorlar. Oruç tutmanın fiziki ve ahlaki yönden insanlara büyük faydalar sağladığını, ancak ekmeğini kazanmana ya da ekmeğini kazandığın kuruma zarar veriyorsa, “oruç tutmak doğru değildir ve telafisi vardır” diyorlar. Bizim de ısrarla söylediğimiz gibi!

“…Oruç nedeniyle vücudun uğradığı su, mineral ve çeşitli enzimlerin kaybının futbolcular üzerindeki olumsuz etkileri, ağır işçi sayılan futbolcularda önemli performans kaybına neden olacağından, onların oruç tutmaları meslek aşamalarında farz değildir…” denilmektedir.

Efendim, futbolla tanıştığım günden beri bu spor, en popüler bir iş ve sanat dalı konumundadır. Üstelik sporun bir dalı olmaktan çıkıp, sektör olarak kendini kabul ettirmiştir. Konuya taraftarlar gözüyle de bakmalıyız.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here