İskenderun Emek ve Demokrasi Güçleri Anıt Alanından Haykırdı; “Yaşasın İş Ekmek Özgürlük Mücadelemiz!”

0
151

İskenderun Emek ve Demokrasi Güçleri Anıt Alanından Haykırdı;
“Yaşasın İş Ekmek Özgürlük Mücadelemiz!”

İskenderun Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Atatürk Anıt Alanında, Covid-19 tedbirleri dolayısıyla az sayıda kişiyle bir araya geldi.

Sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde toplanan İskenderun Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri, burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İskenderun Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Ünsal yaptı.

‘2020 1 Mayıs’ında her yıl olduğu gibi umutlarımızla, bilincimizle ve dayanışmamızla, her ne kadar salgın koşullarında olsak da bir aradayız’ diyen Ünsal; “Bizler bu ülkenin işçileri, emekçileri, kamu emekçileri, mühendisleri, mimarları, hekimleri, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, gençleri, kadınları, emeklileri… Bizler bu dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini, alın terimizle, aklımızla, bilgimizle, kısacası emeğimizle üretenler. On yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunamayan bu düzen küresel salgın ile beraber büyük bir uygarlık krizi yaşıyor.

Kapitalist sistem fosil yakıtlar, sera gazları, kimyasal maddelerin kontrolsüz kullanımı, suyun, toprağın, ormanların talan edilmesi, sınırsız hayvan katliamları, tarımda mineral gübre ve böcek ilacı kullanılması vb. gezegenimizi ve tüm canlıları yok olma tehlikesiyle, salgınlarla baş başa bırakıyor.

Yıllardır söylüyoruz; “sağlıkta dönüşüm” başta olmak üzere kamusal hizmetlerin piyasaya açılması, özelleştirmeler, güvencesizlik, esnek çalışma, performans sistemi, üniversitelerin akademik, bilimsel özerklikten uzaklaştırılarak iktidarların arka bahçesine dönüştürülmesi, bütçede yatırımlara ayrılan payın diplerde seyretmesi, kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesi dünyayı/ülkemizi yaşanılır olmaktan maalesef ki çıkaracaktır. Gerçekleşmekte olan da budur!

Salgın koşullarında bile zorunlu olmayan işlerde, fabrikalarda, atölyelerde, kamu kurum ve kuruluşlarında, şantiyelerde çalışmamızı dayatan; zorunlu işlerde gerekli önlemleri almadan bizleri çalıştıran bu düzen, bizi üretimdeki herhangi bir araç gereçten farksız basit bir meta olarak görüyor. İşte 2020 1 Mayıs’ı bu gerçekliğin en çıplak haliyle görüldüğü ve bunun karşısında işçi sınıfının başka bir dünya, yeni bir toplumsal düzen iradesinin dünya çapında haykırıldığı bir kırılma anı olarak tarihe geçecek” şeklinde konuştu.

Eğer bugün emekten, emekçiden yana politikalar olsa idi salgına karşı toplumun sağlığını, işini ve geçimini koruyacak gerçek bir mücadele veriyor olacaklarını savunan Ünsal; “Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulurdu. Çünkü yaşamaktan, insandan daha önemli hiçbir şey olmazdı. Salgın süresince herkesin işi ve geçimi devletin güvencesinde olurdu. İnsanlar yaşam savaşı verirken elektrik, su, doğalgaz faturalarından KDV, kredilerden faiz toplamak asla akla gelmeyeceği gibi, temel ihtiyaçlar salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanırdı.

Tümüyle kamu kontrolündeki sağlık kuruluşları, yurttaşların tamamına, istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız sağlık hizmeti sunardı. Salgına karşı önlemler üç beş patron örgütü ile değil, işçilerle, kamu emekçileriyle, hekimlerle, mühendislerle, akademisyenlerle beraber belirlenirdi. Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanır, evde kalınan dönemlerde ev içi şiddetin önlenmesi için devlet etkin önlemler alırdı.

İnsan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal güvenlik talepleriyle dünya emekçileri tek ses, tek yürek olacağız! Barış içinde savaşsız sömürüsüz bir dünyada yaşama ve yaşatma talebimizi 1 Mayıs’ta bir kez daha haykırıyoruz!” dedi.

Daha demokratik bir yaşam için taleplerini de sıralayan Ünsal; “Başka Bir Dünya, Başka Bir Ülke Mümkündür! Bunun İçin; İş güvencesi ve insanca yaşanacak ücret, herkes için temel gelir sağlanmalıdır! Özelleştirmelere son verilmeli, özelleştirilen kamu kurumları yeniden kamulaştırılmalı, kamusal politikalar hayata geçirilmelidir! Sosyal mesafeye mecbur kalmamak için sosyal koruma ve sosyal devlet politikaları hayata geçirilmelidir! Kamu kaynaklarının toplanması ve harcanmasında halk odaklı, adil ve eşitlikçi bir sistem kurulmalıdır! Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır!

Vergide adalet sağlanmalı, salgında dahi sermayenin kollanmasına son verilerek servet vergilendirilmelidir! Salgın sürecinde, temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışma acilen durdurulmalı, işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmelidir! Çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir! Zorunlu alanlarda dinlenerek, daha kısa saatler aralığında çalışma düzenlenmeli, yeterli, kaliteli koruyucu malzeme sağlanmalı, tüm tedbirler kurum idarelerince alınmalıdır.

Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır! Özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır! Kamu kaynakları halk sağlığının, emekçilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi, kayıt dışı çalıştırılanlar, işsizler, evsizler, göçmenler başta herkese gelir güvencesi sağlanması için kullanılmalıdır!

Yaşasın İş Ekmek Özgürlük Mücadelemiz! Yaşasın 1 Mayıs!” şeklinde sözlerini tamamladı. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here