Güneş Eski Gücünden Uzaklaşıyor

0
97

Kamuoyu, bazı bilim adamlarının açıklamalarına şaşkın! Basını takip ettiğimizde demeçler üstüne demeçler. Bilen de konuşuyor bilmeyen de… Tüm bu olumsuzlukların yanında, bilimsel ve enteresan düşünceler hızla yayılıyor. Elimizi başımızın arasına alıp düşünme vakti geldi gibi.

Karmakarışık duyguların gerçekliği var mı?.. Acabalarla karışık yayınların ilmi yönü ne derece doğru? Etrafımızda bunca yük ve üzüntü varken birde boşlukta gezinen dünya düzümüzü ters edip bıraktıkça kafalar karışıyor.

Geçtiğimiz günlerde “güneşin gittikçe soğumaya” başlamasıyla ilgili ortaya atılan tezler, düşündürücü olduğu kadar korkunçtu! Gezegenimi ilgilendiren bilimsel tartışmalar, yaşlı dünyamızı ve üzerinde yaşayan tüm canlıları yakinen ilgilendiriyor. Buzulların çözülmesi ilk kehanetler… Denizlerin yükselme oranları beklenenin üzerinde! Doğanın kendine özgü standartlarını kaybetmesi demek, özellikle insan olan bizleri tedirgin etmeye yetiyor. Etrafımızda oluşan “değişik” görüntülerinin ortaya çıkartılmasıyla ilgili yapılan açıklamalar can sıkıcı.

Son yıllarda yazılı ve görsel basında yer alan bu gibi haberlere itibar etmesek de “Varsayım” olarak gözükenler ne yazık ki ortada. Bilim adamlarının sesleri artık çok sıklıkla duyulmaya başladı. Şimdi de güneşin batımı esnasında ufukta oluşan parlaklığın nedeni araştırılıyor. Bunca tehlikelere maruz kalmanın altında yatan gerçekler yok değil, elbette var.

Nüfus artışı ile ortaya çıkan; ilave toprak, su ve gıda ihtiyacının karşılanması… Ekonomik büyüme ve buna bağlı enerji talebi ve kullanımı… Sanayi üretimiyle ortaya çıkan artıklar… Kimya sanayisinin akıl almaz gelişimi… Orman yangınları ile yok olan oksijen! Karbondioksit oranlarının aşırı yükselmesi… Ozon tabakasına etki eden olumsuz gelişmeler… “Çevre Güvenliğini” tehdit eden unsurların en başında geliyor.

Çevre güvenliğimiz; bahsedilen radikal tehditler karşısında naçar. Güvenliğimiz nasıl ve ne şekilde olacak şimdilik kesinlikle bilinmiyor. Bu nedenle artık çevre güvenliği yerine “Gezegenin Güvenliği” kavramı konuşuluyor. 20. yüzyılda sağlanan hızlı ekonomik gelişmenin yan unsurlarıyla, dünyanın doğal düzeninin çalışması şu an tehditkâr. Bu nedenle 20. yüzyılın ekonomik büyüme hedefi, yerini 21. yüzyılda “sürdürülebilir insani gelişmeye” bıraktı. Burada temel amaç gezegenin güvenliğini de gözetecek “Ekonomik” gelişmelerin sağlanmasıdır.

güneş gücünü kaybediyor ile ilgili görsel sonucu

21. yüzyılın ilk yarısında, Gezegenin güvenliğine yönelik tehditler artık masaya yatırılıyor. Tehditlerin önemli bir bölümü hızlı nüfus artışına bağlanıyor. Ekonomik büyüme ve gelişme içinde olan ülkelerden kaynaklanan “Bilinçsiz Kullanım” değerleri artıkça çaresizlik içinde çaresizleşiyoruz. Özellikle üçüncü ülke denilen ülkelerde bu sorun daha vahim. Nüfus artışına bağlı betonlaşma toprak ihtiyacını öldürüyor. Elde değerlendirilmek istenen az ekilebilir tarım alanları var, susuzluktan verim de düşük! Yağmur ormanları hızla tükendikçe orman yangınları hızla artıyor.

Doğal ormanların yarattığı zengin bitki türleri yok denecek kadar azaldı. Rusya, Ukrayna, Japonya başta olmak üzere ülkelerin nükleer atıkları; içilebilir ve kullanılabilir su haznelerini ve yaşam alanlarımızı etkiledi. Dünya yüzeyinde bulunan göl, nehir, deniz ve havanın kirlilik dereceleri arttıkça, yaşam sahalarımız daraldıkça daralıyor. Kullanılabilir su kaynaklarımız da tehlike sınırında. Bir zaman sonra yok olacak.

Nükleer enerji üretimi yapan santraller giderek yaşlandığından, bu nükleer santrallerde yıpranma sonucu kazalardan sonra sızıntı riski de giderek yükseliyor. Dünya’da kimyasal madde kullanımı gittikçe artış gösteriyor. Eskiden har sabunuyla yıkanan çamaşırlar şimdi çok değişik deterjanlarla yıkanıyor. Atmosferde dengeler gerçekten bozuluyor. Antarktika üzerinde ozon deliğinin hızla büyüyor olmasıyla, Avustralya, Arjantin ve Şili şu an en ciddi tehditler altında. Öncelik hedef olarak gösterilen bu olumsuzluklar, bizleri Dünyamızdan kopartacağa benziyor.

Sanırım bizlerin ne gibi tehlikeli boyutlarda yaşadığımızı anlıyorsunuz. Görevini tam yapan bazı çevre kuruluşları, bizleri ilgilendiren tüm konularda gerekli hassasiyeti gösteriyor. Alınabilecek önlemleri almamız için bizleri devamlı uyarıyorlar. Şimdi tüm bunların yanında karşımıza birde “Güneş’in Soğuma” işi çıktı. Biz zavallı insanlar neyle uğraşacağımızı bilemez olduk. Boşlukta döndükçe, neyin ne zaman ve ne şekilde oluşacağını kestiremiyoruz. Meçhul bir yola doğru gidiyoruz. Hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun ama yaşlı Dünyamızı artık yormadan. Bazı basit önlemleri de hep beraber alma büyüklüğünde olalım.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here