Göde; “SGK Hak Kayıplarına Neden Olan Değişiklikleri Yeniden Değerlendirmeli ve Eşitliği Korumalı”

0
59

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği İskenderun Şube Başkanı Hüseyin Göde; “SGK Hak Kayıplarına Neden Olan Değişiklikleri Yeniden Değerlendirmeli ve Eşitliği Korumalı”

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği İskenderun Şube Başkanı Hüseyin Göde, Sosyal Güvenlik Kurumunun, hak kayıplarına neden olan değişiklikleri yeniden değerlendirmesi ve eşitliği koruması gerektiğini vurguladı.

Sosyal Güvenlik haklarında, evrensel sözleşmelerde ve imzalanan belgelerde, eşitliğin temel alınacağının öngörüldüğünü hatırlatan Göde; “Anayasamızın 60. maddesinde Sosyal Güvenlik temel bir hak olarak kabul edilmiş; devletin de bu yükümlülüğü eksiksiz olarak yerine getirmesi hüküm altına alınmıştır. Anayasal hükme rağmen, bugüne kadar kurulan hükümetlerin sosyal güvenlik politikalarında hakları koruyan ve geliştiren bir yaklaşım öngörülmemiştir. Yapılan mevzuat değişikliklerinde eşitliğin öngörülmemesi, emekli aylıklarında farklılıkları arttırmıştır. Kurulan her bir hükümet programında devamlılık gösteren ve hakları koruyan, geliştiren bir güven ortamı sağlanamamıştır. 2000 sonrasında yapılan değişikliklerin emekli aylıklarını küçülten bir yansıması olmuştur. 1 Ocak 2000 itibarıyla 4447 kanun ve 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanun, sosyal güvenlik haklarına erişimi zorlaştırılmış ve emekli aylıklarının hesaplanmasında köklü değişiklikleri getirmiştir. Aylık bağlanma oranında ve prim kazançlarının güncellenme katsayısında bütünlüğün korunamaması emekli aylıklarında farklılıkları artırmıştır” dedi.

SGK’nın uygulamalarında, hakları daraltan değişikliklere gidildiğini kaydeden Göde; “Primlerin güncellenmesinde değerlendirilen büyüme oranları emekli aylıklarını etkileyen en önemli parametredir. Örneğin, büyüme oranlarında yapılan revizyonların yerine, düşük olan eski seri büyüme oranlarının emekli aylıklarının hesaplanmasında dikkate alınmasının kanuna aykırı olduğu yönündeki girişimlerimiz sonuçsuz kalmıştır.

Yönetmelik ve genelgelerle emeklilerimizin aleyhine olan uygulamalar değiştirilmediğinden; sigortalılar ve hak sahipleri tarafından iptal edilen sigortalılıklar/aylıklar veya hak sahiplerine çıkarılan borçlar dava konusu yapılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu, açılan davaların büyük çoğunluğunu kaybettiğinden, sigortalıların ve emeklilerin kazanımlarında yargı kararları esas alınmalıdır.

Hak sahipliği uygulamalarında da eşitliği bozan değişiklikler yapılmıştır. 5 Aralık 2017 tarihinde Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’ne ilave edilen geçici 4. madde ile ilk defa eş ile anne veya babadan gelir ve aylık talebinde bulunanlara sigorta statüleri farklı olmasının önemi dikkate alınmayacağı ve en yüksek ödemenin yapılacağı, diğer dosyalardan hak kazanmalarının devre dışı kalacağı hüküm altına alınmıştır. 5 Aralık 2017 tarihinden önce 2 veya 3 dosyadan ödenen gelir ve aylıklar ise korunmuştur. Bu tarihten sonra hak sahipliğinin en yüksek dosya ile sınırlı tutulması, eşitliği bozan bir uygulamaya dönüştürülmüştür” şeklinde konuştu.

Emekli aylığı bağlandıktan sonra ilerleyen yıllarda emekli aylıklarının kesilmesi ve yüklü borçların çıkarılmasının, bir ailenin açlığa mahkum edilmesi anlamına geldiğini savunan TÜED Başkanı Hüseyin Göde; “Emekli aylığı bağlanmadan önce denetimler yapılmalı ve emekliler cezalandırılmamalıdır. Örneğin prim ödeme günü 30 gün eksik kalan bir sigortalının primi fiili çalışma olmadan sigorta primlerinin ödenmesinin denetim ile tespit edilmesi, sahte sigortalılık olarak değerlendirilmektedir. Yıllardan emekli aylığı alan sigortalıya son 5 yıl üzerinden faizleriyle birlikte 100 bin lira borç çıkarılması, emeklinin hayatını yaşayamaz bir duruma getirmektedir. İsteğe bağlı 30 gün prim ödendiğinde ise, emekli aylığı yeniden bağlanmakta ve çıkarılan yüklü borçlar emekli aylıklarından üçte bir oranında kesilmektedir. Esas olan, sigortalıklar, emekli aylıkları bağlanmadan önce denetlenmeli ve emeklilerimiz cezalandırılmamalıdır.

Anayasal bir hak olan sosyal güvenliğin korunması ve geliştirilmesi, ülkeyi yönetenlere verilen bir yükümlülüktür. Gelir ve aylıkların kısılarak kuruma gelir sağlama gibi bir politikanın olmaması gerekir. SGK, hak kayıplarına neden olan değişiklikleri yeniden değerlendirmeli ve eşitliği korumalıdır. İntibak yapılarak dönemsel farklılıklara da çözüm getirilmelidir” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here