Değerli okurlarım, birkaç gündür bazı kişileri eleştirdik isim vermeden. Fakat riya, hilaf yoktur sözlerimde. ‘Üç beş yıl Avrupa’da olmazsak n’olur?’ diyen kişinin bu ifadeleri hala içimde uhde! Prestiji alabora olan futbolumuz bu kadar zaman Avrupa’da boy göstermezse tamamen unutulur gider. Şimdi hatırlanıyor da ne oluyor?
Birilerinin işaretiyle TFF başkanı seçilmişti. Geçenlerde de istifa ettiğini duymuştuk. Dikkat ederseniz istifadan söz ettim. Ülkemizde istifa denilen hadise çalışmaz nedense ama bu kişi istifa etti.
Değerlendirmeler şöyle… Bu zat büyük bir holdingin patronu ve sağlam yere sırtını dayamıştı ya, sırtını dayadığı kişiye borcunu ödemek için istifa etmiş. Hiç sektirmeden de bu borcunu ödemeye başladı. Tirajı en yüksek gazetelerden birisi sektirmeden hemen yön değiştirdi. Maalesef benseniz de o gazetenin uzun yıllardan beri devamlı okuyucusuyum. Biraz daha sabretmem gerekiyor.
Bağırmak çağırmak, sivri laflar etmek kişiyi muhtemelen biraz rahatlatabilir ama birilerinin gelip seni sakinleştirmesi gerekir. Haklı olduğumuzu ve biraz daha sabırlı olmamızı söyleyebilirim. Bizim galeyana gelmemize Avrupalılar sadece gülüyorlar. Söylememe gerek var mı bilmiyorum. Ciddiye almıyorlar. Bizim bildiklerimizi onlar çok daha iyi biliyorlar da ondan. Ayrıntıya girmiyorum.
Bakınız, UEFA ılımlı bir kurum ve aynen şunları söylüyor… “Bir defaya mahsus olmak üzere Avrupa Kupalarına iştirak etmeyin, şike katiyen söz konusu edilmeyecek…” Bu hadiyse çok oldu ama konumuz itibariyle yazma gereği duydum, devam ediyorum. Biraz da bilgi tazelenmesi olsun.
UEFA böyle söyledi ya hemen kılıçlar kınından çıkıyor ve vatan müdafaası yaparcasına saldırılar alabildiğine başlıyor. Böyle yapanlar da hepinizin malumu. Yönetmeliği, kanunları değiştirmekle, üstüne üstlük UEFA’ya kafa tutmakla ne kazanabiliriz ve nereye varabiliriz? Bunu bir türlü anlayamıyoruz…
Meşin yuvarlakla tanıştığımda, sözünü ettiğim ve sizlerin de çok iyi tanıdığınız o iki kişi daha dünyaya gelmemiştir. O nedenle biraz nasihat etmekte yarar olacağını düşünmekteyim. Babasından günde üç öğün fırça yiyen çocuk, muhtemelen korkar ama babasına saygısı kalmaz.
Sizlerden sadece tarafsız yönetim isteyenlere ve özellikle Atatürk’ün askerleriyiz diyenleri vatan haini ilan etmek insanı nereye götürür biliyor musunuz? Son yerel seçimlerin çok şeyleri değiştireceğinden eminim. İnanıyorum ki, nohut, kömür dönemi kapanmıştır. İnsanları satın almakla bir yere varamazsınız. Dost acı da olsa, doğruyu söyler. Tabi anlayana!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
