Değerli okurlarım, biz futbola sanat diyoruz ve hem de yapılması en zor olanı. Biliyorum, sporla ilgisi yok mu diyeceksiniz. Hem spordur ve hem de sporun dallarından biri değildir. O başlı başına bir ekoldür.
Duyduklarımızı gereği kadar algılayıp yani donanımlı verilerle yola çıkarak sağlıklı düşünüp ve daha sonra onlarla ilgili konuşabiliyorsak, emek verilen o kaya, bir büst, bir heykel oluyor. Önemsiz olan o kağıt parçası, üzerine yazılan makale ve şiirlerle erdem kazanıyor ve önemli oluyor.
Bu konularda kafamıza takacağımız çok şeyler bulunmakta. Yaptığımız işe olağanüstü değer vermek ve sonunda eserimizi önce kendimizin beğenmesi şart. Samimi olarak kendimiz beğenirsek, herkesin beğeneceği kesin. Yaptığımız iş her neyse (futbol bile olsa) çıraklığını layıkıyla yapmışsak sanatçı olmamız ya da iyi bir futbolcu olmamız sürpriz olmaz.
Fiziksel varlığımızın, benliğimizin kaçınılmaz olarak yok olmasından duyduğumuz korkuyu ortadan kaldırmak için ebediyen yaşayacak ve bizi yaşatacak kavramsal bir benliği vücuda getirmek amaç olmalıdır ama bu da düşünüldüğü kadar basit ve kolay değildir.
Spor, bütün beden ve düşünce alanlarını kapsamaktadır. Beden ve düşünce denilince insan akla gelmiyor mu? Spor mu? İnsan mı? Demokrasi mi? Cumhuriyet mi? İşte, bu dört önemli kavramı sporla özdeşleştirerek ve de örtüştürerek sizlere açıklamaya çalışırken, spordan kopmamaya da özen göstereceğim.
Biz bu sütunlarda futbolu anlatırken tarihinin kanla yoğrulduğunu ve sadece meşin yuvarlağı tekmelemek olmadığını, altını çizerek belirtmeye çalışmıştık. Yaşamımızın her karesinde ve günümüzün her saniyesinde çağdaş olmaya, çevremizi rahatsız etmemeye özen göstermeliyiz. Çağdaş sporcu, rakibine saygılı ve ona zarar vermeyendir. Müsabaka esnasında topu rakibinin suratına çarptırarak onu hastanelik eden kişiye çağdaş sporcu denilebilir mi? Öyle diyebilir miyiz?
Çağdaş spor ve sporcuyu daha da açıklamaya çalışacağım ama daha önce konumuz itibariyle spor sporcunun kelime olarak ne anlama geldiğine bakalım. Spor denildiğinde, fizik ve beden hareketlerinin tümü akla gelmektedir. Bu kavram İngiliz kökenlidir ve sport kelimesinden türemiştir. Eğlenmek, oynamak, hoplayıp zıplamak, hoşça vakit geçirmek gibi anlamları bulunmaktadır. Ancak, hepinizin yakından bildiği gibi, çevremdeki insanları spora teşvik etmek, sporun inceliklerini ve faydalarını anlatmak, sporun en iyi bir dost olduğunu belirtmek görevlilerimiz arasındadır.
Sık-sık anlatmama rağmen yine de bazı okurlarımın serzenişlerine muhatap oluyorum. Defalarca yanıtladım ama yinelemenin zararı yok. Sağlık için yürümenin en iyi spor olduğunu önerirken, teçhizatının fazlaca masraflı olmadığını ısrarla ifade ediyorum. Çağdaş düşünmek, çağdaş düşüncelere sahip olmak çok büyük bir şans! Çoğu kişiler yürüyüş sporunu istismar ediyorlar. Düğüne gider gibi makyaj, yüksek sesle yapılan sohbetler, aile bütçesini sarsacak, demokratik olmayan spor teçhizatla sözde spor yapan kadınlar…
Sporun özünde böyle şeyler yoktur. Spor, spor olarak yapılırsa saygındır. Öncelikle yaptığımız spordan hem zevk almalıyız ve yarar sağlamalıyız.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
