Değerli okurlarım, her şeyin bir kuralı vardır, dostluğun, arkadaşlığın, sevgili olmanın ve de aşık olmanın. Bunları söyledikten sonra, futbolun kuralı olmaz mı? Burada cilve falan yok gerçeğin ta kendisidir. Sistemi oturmuş, form grafiği yükselmiş takımlarda başarı limitte seyrettiği gibi, oyuncular da birbirine müdahale etmez. İşler iyi gidiyor, başarısızlık söz konusu değil de ondan.
Bütün futbolcular topa iyi vurur ama öyle futbolcular vardır ki iki ayağını da raket gibi kullanır. Bu oyuncular yani iki ayağıyla da topa sert ve biçimli, isabetli vuranların takımlarındaki konumları da değişiktir. Maçlarda ölü topları hep onlar kullanır. Bu ölü yeni duran toplar futbolun cilvesiyle doğrudan ilgilidir. Maç bitti sanılırken 90+da bir duran topla maçı verirsiniz yada aynı şekilde galip gelebilirsiniz.
Bunlarla beraber, kısacık da olsa köşe vuruşlarından ve taç atışlarından da söz etmek istiyorum. Bu anlatacaklarım da futbolun cilveleri içine giriyor, hem de nasıl!.. Köşe vuruşları tamamda, taç atışlarına ülkemizde önem verilmez. Alt tarafı bir taç atışı deyip geçilir. Böyle düşünen spor adamları varsa uyarıyorum, hiç de öyle değil.
Öncelikle, önemsenmeyen taç atışından başlayalım. Meşin yuvarlak yeşil zemini çevreleyen uzun çizgiden taç olur ve atış yapılacaktır. Bu atış hep birden olmaz, tek futbolcu yapacaktır ama bu atışında kendine özgü özellikleri vardır. Yani cilvesi de oldukça çoktur.
Bu atış elle yapılır, fakat elle karşılanmaz. Nerenle karşılarsan karşıla ama elle karşılanmaz. Yıllar önce bu yazdıklarımı bir hocaya anlattım ve şaşırıp kaldım. Adam ilk kez duyuyormuş, hayret doğrusu…
Önce taç atışını yapan oyuncunun konumuna bakalım, neler yapması gerekiyor. Aslında çok basit olsa bile noksanları fazla. Meşin yuvarlağı iki eliyle kavrayacak, Topu başının üzerinden geçirecek, Atışı yaparken ayakları zeminle temas halinde olacak. Bu atışı kendisi için yapmayacağı gibi, çok yakınındaki, (bu uzaklık 5-6 metre olmalıdır)arkadaşına da atamaz.
Taç atışının avantajı nedir? Avrupa’da taç atışının özel antrenmanları vardır, yani yapılıyor. Ülkemiz de doğru dürüst antrenman bile yapılmaz. Neyse şimdi…
Rakip kaleye yakın bir yerden, uzun taç atışı yapabilen bir futbolcu yaptığı atış sonunda kime değerse değsin, kaleye girerse “GOL” geçerlidir. Eğer kimseye değmeden rakip ağlarla kucaklaşırsa geçerli olmaz. İşte, Avrupalı bizim fazlaca önem verdiğimiz bu taç atışlarını bile limite çıkarıyor, yani özel antrenmanlarla en üst düzeye çıkarıyor.
Köşe atışları da taç atışlarından daha etkili ve de sonuç alıcı bir kuraldır. Bu kuralı da daha müsait zamanda etkinliğini, avantajını ve hatta dezavantajını anlatmaya çalışacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
